7 Ağustos 2025 Perşembe

Ümit Özdağ, Atatürk’ün Yolundaki Tek Kale Lider-Yılmaz Parlar


Yorumlar


 

Ümit Özdağ’ın Bu Konuşmasını Tekrar Hatırlamak Zorundayız

Türkiye’de cesur olmak, yalnız kalmayı göze almak demektir. Prof. Dr. Ümit Özdağ, bu cesareti gösteren ve Atatürk çizgisinde Türk milliyetçiliğini siyasi arenada korkusuzca savunan ender liderlerden biridir.

3 Ocak 2023 tarihinde yaptığı bu tarihi konuşma, sadece bir siyasi beyan değil, Türk milletine yapılan bir çağrıdır. Hatırlamak, hatırlatmak ve yeniden düşünmek zorundayız. Çünkü bu konuşma, bir milletin yeniden uyanışının manifestosudur.

Tarihi Konuşmanın Önemi

3 Ocak 2023 – Türk Milletine Sesleniş
Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın, Türk milliyetçiliği ve Atatürkçülük ekseninde yaptığı bu konuşma, sadece siyasi rakiplere değil; sessiz kalanlara, görmezden gelenlere ve unutmaya meyilli olanlara da net bir mesaj içeriyor.

Özdağ’ın Haykırış

“13 Milyon Sığınmacıya Sessiz Kalan Türk Milliyetçisi Olamaz”

Özdağ, Türkiye’deki demografik işgale karşı sessiz kalanları doğrudan hedef alarak, milletin gözüne perde çekilmesine isyan etti.

 “Türk Milliyetçiliğini Ayaklar Altına Alanlarla Siyaset Yapılmaz”

Erdoğan’ın “PKK ile açılım” politikasına değinerek bu çizgide yürüyenleri Türk milliyetçiliğinden dışladı.

 “Atatürk’e Ayyaş Diyenlerle Aynı Masaya Oturulmaz”

Havaalanlarından, tesislerden Atatürk’ün adını silenlerle iş tutanlara karşı net bir çizgi çekti.

“Zafer Partisi, Atatürk’ün Kurduğu Cumhuriyetin Son Kalesidir”

Zafer Partisi’nin ideolojik kökenini Orhun Abideleri’nden Gaspıralı’ya, Ziya Gökalp’e ve Atatürk’e dayandırarak, Türk milliyetçiliğinin tek siyasi temsilcisi olduğunu vurguladı.

“Federasyon Hayali Kuranlar Türk Milliyetçisi Değildir”

Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na atıfta bulunarak, federatif yapıya kayan zihniyeti eleştirdi.

“Siyasetin Eşantiyonu Değiliz”

Türk milliyetçilerinin siyasette görmezden gelinmesine sert bir tepki gösterdi.

Son Direnç Hakkı, Zafer Partisi

Zafer Partisi’nin, örtülü istila olarak nitelediği sığınmacı akınına karşı Türk milletinin “ilk ve son direnç hakkı” olduğunu belirten Özdağ, tüm Türk milliyetçilerini ve Atatürkçüleri bu saflarda birleşmeye davet etti.

Ümit Özdağ’ın Arkasındaki Akademik Güç

Siyaset bilimi profesörü olan Ümit Özdağ, sadece bir siyasi figür değil, aynı zamanda akademik bir otoritedir.

Türkiye’nin içinde bulunduğu sosyopolitik sorunları sahadan gelen bir bilgi birikimi ile yorumlayan nadir liderlerdendir.

Almanca ve İngilizce’yi ileri düzeyde bilen, yurtdışında eğitim almış ve birçok alanda akademik katkı sunmuş bir lider olarak, sahici ve bilimsel temellerle hareket etmektedir.

Bugün yaşadığımız sorunları görebilmek için sadece iyi bir lider değil, aynı zamanda cesur bir yürek gerekir.

Prof. Dr. Ümit Özdağ, bu yüreği ve bilgeliğiyle Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası için hayati önemde bir mücadele veriyor.

3 Ocak 2023 tarihli bu konuşma, tarihe bir not, geleceğe bir manifestodur.
Hatırlamak, hatırlatmak ve harekete geçmek zorundayız.

Konuşmanın Tam Metni;

Sevgili Türk Milliyetçileri, Sevgili Atatürkçüler,

Cumhuriyetimizin bir Türk devleti olduğunu ifade eden 1924 Anayasası’nı reddeden kişi, Türk milliyetçisi değildir; Atatürkçü hiç değildir.

Etnik ve mezhepsel kimliklere siyasal kimlik vereceğini vaat ederek yola çıkan birisi Türk milliyetçisi olamaz, Atatürkçü de olamaz.

Bugün ülkemizi 13 milyon sığınmacı ve kaçağın istilasına uğratırken ses çıkarmayanlar da Türk milliyetçisi değildir, Atatürkçü değildir.

“PKK ile Erdoğan’ın yaptığı açılımdan daha iyisini yapacağız” diyenler, Türk milliyetçisi olamaz, Atatürkçü değildir.

Türk milliyetçiliğini ayaklar altına alanlarla siyaset yapanlar Türk milliyetçisi değildir, Atatürkçü de değildir.

Atatürk’e “ayyaş” deyip ismini havaalanlarından ve kamu tesislerinden silenlerle bir araya gelenler, Türk milliyetçisi değildir, Atatürkçü değildir.

“1921 Anayasası” diyerek, “Kurtuluşa evet, kuruluşa hayır” diyenlerle; Türkiye’yi Arap demografik işgaline sokanlarla yürüyenler de Türk milliyetçisi değildir, Atatürkçü değildir.

Atatürk’ün bastırdığı bir isyan nedeniyle ona “soykırımcı” diyen adamı milletvekili yapan Atatürkçü olamaz.
Atatürk’e “kefere” diyen birini milletvekili yapan kişi, ne Türk milliyetçisidir ne Atatürkçüdür.

Atatürk’ün kurduğu millî devleti, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı ile federalleştirmeye çalışanlar da Türk milliyetçisi değildir, Atatürkçü değildir.

Zafer Partisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi olan millî, üniter ve laik devlet fikrinin siyasetteki tek temsilcisidir.

Zafer Partisi, Orhun Abideleri’nden Gaspıralı İsmail, Yusuf Akçura, Ziya Gökalp çizgisine; oradan da Atatürk’ün önderliğinde şekillenen Türk milliyetçiliği siyasal projesinin bugünkü yegâne taşıyıcısıdır.

Zafer Partisi; kirletilmek, etkisizleştirilmek ve yok edilmek istenen Türk milliyetçiliğini, Atatürk çizgisinde 21. yüzyıla taşımayı hedefleyen tek partidir.

Bu anlamda Zafer Partisi, Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin fikir merkezidir. Aynı zamanda Türk milliyetçiliğinin son direnme ve savunma hakkıdır.

Zafer Partisi, ülkemizi iç savaşa sürüklemeyi ve “Büyük Kürdistan”ı kurmayı amaçlayan stratejik göç mühendisliği karşısında da Türk milletinin ilk ve son direnç hakkıdır.

Sevgili Türk milliyetçileri, sevgili Atatürkçüler;

Bölücü örgüt HDP kadar değer verilmeyen, siyasette adeta eşantiyon muamelesi gören Türk milliyetçilerini ve Atatürkçüleri;

Atatürk ve silah arkadaşlarının kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni kuruluş ilkeleri temelinde savunmak üzere Zafer Partisi’ne davet ediyorum.

“Oylarını nasıl olsa bize verecekler” diye küçümsenen tüm Türk milliyetçilerini, tüm Atatürkçüleri; Zafer Partisi saflarında birleşmeye çağırıyorum.

100 sene önce ordularıyla Anadolu’yu işgal eden emperyalizmi yenilgiye uğratan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde;

Bugün 13 milyon sığınmacı ile gerçekleşen örtülü istilaya karşı tek başına mücadele eden Zafer Partisi’nde yer almaya sizleri de davet ediyorum.

Yaşasın Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti!
Yaşasın Büyük Türk Milleti’nin Zaferi!

yilmazparlar@uahoo.com

23 Temmuz 2025 Çarşamba

Kıbrıs Sevdası Lansmanı-Yılmaz Parlar


Yorumlar


 

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar "Kıbrıs Sevdası”

Kıbrıs Sevdası” İstanbul’da Anlamlı Bir Tanıtımla Okuyucuyla Buluştu

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve İTO Başkanı Şekib Avdagiç, Kuzey Kıbrıs’ın milli ruhunu İstanbul’da bir kez daha perçinledi

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Cumhurbaskani-Ersin-Tatar-Kibris-Sevdasi-3.jpg

"Kıbrıs Türk'ünün Mücadelesi ve Türkiye'nin Desteği Asla Unutulmayacak"

İstanbul Ticaret Odası’nda 22 Temmuz 2025 Salı günü anlam yüklü bir kitap tanıtımı gerçekleşti. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, kendi hayatını ve Kıbrıs davasını anlattığı “Kıbrıs Sevdası” isimli kitabının tanıtımı vesilesiyle, Türk iş dünyasının kalbi İstanbul’da, İTO’nun ev sahipliğinde önemli mesajlar verdi.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Cumhurbaskani-Ersin-Tatar-Kibris-Sevdasi-2.jpg

İlk konuşmayı gerçekleştiren İTO Başkanı Şekib Avdagiç, hem kitabın önemine hem de Kıbrıs ile Türkiye arasındaki tarihi bağa dikkat çekti. Ardından kürsüye çıkan Cumhurbaşkanı Tatar, duygusal ve bir o kadar kararlı bir konuşma ile Kıbrıs Türk halkının mücadelesini, geleceğe dönük vizyonlarını ve Türkiye ile olan sarsılmaz kardeşlik hukukunu anlattı.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Cumhurbaskani-Ersin-Tatar-Kibris-Sevdasi-4.jpg

"Kıbrıs Türk’ünün Var Olma Mücadelesi"

Tatar, Kıbrıs’ta binlerce şehit verildiğini, acılar yaşandığını ve Rum-Yunan saldırılarına karşı direnildiğini vurguladı.

"20 Temmuz Barış Harekatı olmasaydı, Kıbrıs Türk’ü yok olacaktı" dedi.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Cumhurbaskani-Ersin-Tatar-Kibris-Sevdasi-5.jpg

"Türkiye’nin Desteği Olmazsa Olmazımız"

Türkiye’nin Kıbrıs’taki askeri, siyasi ve ekonomik desteğinin altını çizdi:

"Türkiye, Kıbrıs Türk’ünü hiç yalnız bırakmadı. Bugünkü varlığımız, Türkiye’nin sayesindedir."

"İki Devletli Çözüm Tek Yoldur"

Federasyon taleplerini reddeden Tatar, "KKTC’nin tanınması ve iki devletli çözüm dışında bir seçenek yok" ifadelerini kullandı.

"Türk askeri Kıbrıs’tan çekilirse, Rumlar yeniden saldırır" uyarısında bulundu.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Cumhurbaskani-Ersin-Tatar-Kibris-Sevdasi-6.jpg

"Mavi Vatan ve Doğu Akdeniz’deki Haklarımız"

Doğu Akdeniz’deki enerji haklarını savunan Tatar, "Türkiye ve KKTC, Mavi Vatan’da güçlü şekilde duruyor" dedi.

"Ekonomik Kalkınma ve Türk Dünyası ile İş Birliği"

KKTC’nin turizm, tarım ve teknoloji alanında büyüme hedeflerini açıkladı.

"Türk devletleriyle dayanışma içindeyiz. Azerbaycan’da bayrağımızla temsil edildik" diye konuştu.

"Türk Silahlı Kuvvetleri Kıbrıs’ın Güvencesidir"

"TSK’nın varlığı, Kıbrıs’ta barışın teminatıdır" diyerek Türk askerinin önemini vurguladı.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Cumhurbaskani-Ersin-Tatar-Kibris-Sevdasi-7.jpg

İTO Başkanı Şekib Avdagiç: "Kıbrıs bir sevda değil, bir kaderdir"

İTO Başkanı Şekib Avdagiç, açılış konuşmasında, Kıbrıs meselesine tarihsel bir bakış sunarak, Kıbrıs Türk halkının direnişine olan derin saygısını vurguladı. Kitabın ismini “ateşi hiç sönmeyecek bir sevda” olarak yorumlayan Avdagiç, “Kıbrıs bizim için tükenmez bir sevdadır. Bu sevdanın tohumları 1571 yılında atıldı, ilelebet de kalbimizden sökülmeyecek.”dedi

Avdagiç, kitabın genç nesillere tarihi anlatmak için önemli bir kaynak olduğunu vurguladı ve şu sözlerle tamamladı:

“Bugün burada bir kitap tanıtımından fazlasını yaptık; Kıbrıs Barış Harekatı'nın 51. yılında bu eseri tanıtarak, milletimizin Kıbrıs’a olan bağlılığını bir kez daha tescilledik.”

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Cumhurbaskani-Ersin-Tatar-Kibris-Sevdasi-8.jpg

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar: “Bu kitap, Kıbrıs Türkünün direnişinin sesi olacak”

Cumhurbaşkanı Tatar, kitabının yalnızca bir anı kitabı olmadığını, aynı zamanda bir direniş belgesi, bir milli hafıza çalışması olduğunu belirtti. Kitabın yazım sürecinde Nazlı Berivan Ak başta olmak üzere birçok ismin katkısını hatırlattı.

“Bu eser, çocukluk yıllarımdan itibaren Kıbrıs davamız için verdiğim mücadeleyi, halkımızın çektiği acıları ve Türkiye ile birlikte yazdığımız direniş destanını anlatıyor.”

Tatar’ın en dikkat çeken vurgusu ise Türkiye’nin rolüydü:

“Kıbrıs Türk halkı hiçbir zaman yalnız kalmadı. Türkiye’nin desteğiyle ayakta durduk, özgürlüğümüze kavuştuk. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin varlığı, Kıbrıs'ın barışıdır, huzurudur.”

Ayrıca Kıbrıs’ın bilişim adası olma vizyonuna dikkat çeken Tatar, geleceğe umutla baktığını belirterek, ekonomik gelişmelerin ve Türkiye ile entegrasyonun artacağını söyledi.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Cumhurbaskani-Ersin-Tatar-Kibris-Sevdasi-1.jpg

 “Kıbrıs Sevdası” Sadece Bir Kitap Değil, Milli Bir Manifesto

Bu kitap yalnızca Cumhurbaşkanı Tatar’ın hayatını değil; bir halkın var olma mücadelesini, bir milletin kardeşlik hukukunu ve geleceğe dair kararlılığını anlatıyor. Her sayfasında Kıbrıs Türkü’nün sesi, Türk milletinin yüreği var.

Kıbrıs davasını tarihsel, duygusal ve stratejik boyutlarıyla ele alan bu eser, sadece bugünü değil, geleceği inşa etmek isteyen herkesin kitaplığında yer almalı. Bu kitapla Kıbrıs unutulmaz, unutturulmaz!

yilmazparlar@yahoo.com

6 Temmuz 2025 Pazar

ÖKHD Doppi Kültürünü Yaşattı-Yılmaz Parlar


Yorumlar


  

Özbekistan Kadın Hakları Derneği (ÖKHD), Türkiye’de ilk kez UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’nde yer alan “Doppi” şapkasını yaşatmak için manidar bir kutlamaya imza attı.

5 Temmuz 2025 Cumartesi günü, İstanbul Mecidiyeköy’de bulunan dernek merkezinde düzenlenen bu renkli etkinlik, Özbek kültürünün nadide bir parçası olan “Doppi”nin tanıtımına ve yeni nesillere aktarılmasına vesile oldu.

Etkinliğe öncülük eden isim, yılın “Altın İnsan Ödülü” sahibi, derneğin karizmatik ve vizyoner başkanı Azade (Ozoda) İslamova idi. Kendisi sadece bir sivil toplum lideri değil, aynı zamanda kültürel hafızanın taşıyıcısı olarak dikkat çekiyor.

Doppi Nedir? Bir Şapkadan Fazlası

Doppi; Özbek halkının yüzyıllardır kullandığı, başta Fergana Vadisi olmak üzere ülke genelinde yaygın olan geleneksel bir şapkadır. Kare ya da yuvarlak formda, özel Atlas veya Adras kumaşlardan dikilen bu başlık, üzerinde taşıdığı nakışlarla bölgesel ve sembolik mesajlar taşır. Her bir dikiş, her bir motif; sevgi, bereket, sağlık, cesaret gibi anlamlar içerir.

UNESCO tarafından 2019 yılında “Somut Olmayan Kültürel Miras” olarak ilan edilen Doppi, Özbekistan’da her yıl 9 Eylül’de özel gün olarak kutlanmaktadır. Ancak bu kutlama, Türkiye’de ilk kez ÖKHD tarafından hayata geçirilmiş oldu.

Bir Kültür, Bir Kadın Eliyle Hayat Buluyor

Etkinlik boyunca geleneksel kıyafetler, halk şarkıları ve Doppi şapkalarının farklı varyasyonları sergilendi. Katılımcılar, hem bu miras hakkında bilgi aldı hem de kendilerine ait kültürel kodlarla bağ kurdu. Azade İslamova’nın yaptığı açılış konuşmasında verdiği şu mesaj dikkat çekiciydi:

“Doppi bizim yalnızca başımızı süsleyen bir nesne değil, kimliğimizi, tarihsel belleğimizi, kadınlarımızın emeğini taşıyan kutsal bir simgedir. Nerede yaşarsak yaşayalım, bu şapka bize kim olduğumuzu hatırlatır.”

Etkinlikte sadece bir gelenek tanıtılmadı, aynı zamanda diaspora toplulukları için bir kültürel dayanışma zemini de oluşturuldu. Dernek üyeleri, gönüllüler, sanatçılar ve basın mensupları aynı çatı altında buluşarak ortak bir hafızayı yeniden canlandırdı.

Kültür Sadece Müzede Yaşamaz

Bir gazeteci olarak şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim: Bu etkinlik, sıradan bir kültürel gösterimden çok daha fazlasıydı. Göçmen toplulukların yaşadığı ülkelerde köklerini unutmadan var olabilmesi, ancak bu tür girişimlerle mümkündür.

Azade İslamova’nın liderliğinde gerçekleşen bu program, Türkiye’de yaşayan Orta Asya kökenli toplumlar için yalnızca nostaljik bir hatırlatma değil, geleceğe yönelik güçlü bir kültürel yatırım anlamına gelmektedir.

Kültür yalnızca müzelerde ya da tarih kitaplarında korunmaz. Kültür, yaşandıkça, paylaşıldıkça ve aktarıldıkça yaşar. Ve bugün, İstanbul’da bir grup yürekli kadın, bunu başardı.

yilmazparlar@yahoo.com

27 Haziran 2025 Cuma

Etkinlik Sektörünün Gururu Meltem Tepeler-Yılmaz Parlar


Yorumlar


  Türkiye'de bir kadın isterse neler başarabileceğini en güçlü şekilde kanıtlayan isimlerden biri Meltem Tepeler'dir.

Öncü vizyonu, uluslararası duruşu ve sektöre kazandırdığı sayısız değerle yalnızca bir organizasyon dehası değil, aynı zamanda Türkiye'nin dünya sahnesindeki temsil gücüdür.

Yalnızca Türkiye’de değil, dünya genelinde adını altın harflerle yazdıran vizyoner bir lider olarak dikkat çekiyor.

KM Events’in kurucusu ve yöneticisi, TUED - Türkiye Uluslararası Etkinlikler Derneği'nin kurucu başkanı, aynı zamanda SKAL İstanbul Yönetim Kurulu Üyesi olan Tepeler, organizasyon dünyasında iz bırakan sayısız başarıya imza attı.

30 Yılı Aşkın Birikimle Dünya Sahnesinde

1995 yılında kurduğu KM Events ile Amerika’dan Hindistan’a, Azerbaycan’dan İngiltere’ye kadar pek çok ülkeden gelen çiftlerin düğünlerini masalsı atmosferlerde gerçekleştiren Tepeler, Papa Benedict XVI, George Bush, Tony Blair, Jacques Chirac, Gerhard Schröder, Berlusconi, İlham Aliyev gibi dünya liderlerini ağırlayarak bu alanda Türkiye’nin en önemli yüzü haline geldi.

Etkinlik Sektöründe Türkiye'nin Uluslararası Temsilcisi

ILEA – International Live Events Association’a Amerika dışından seçilen tek yönetim kurulu üyesi olarak, global düzeyde etkinlik sektörünü yönlendirme misyonunu başarıyla sürdürüyor.

Meltem Tepeler, Türkiye’yi yalnızca temsil etmiyor; Boğaziçi Üniversitesi'nde kurduğu etkinlik yönetimi programları ve genç profesyonellere verdiği derslerle sektöre nitelikli insan kaynağı da kazandırıyor.

Dünya Sahnesinde Üst Üste Ödüller

2024 yılı, Meltem Tepeler için adeta bir ödül yılı oldu.
RSVP Global – Yaşam Boyu Başarı Ödülü: Bu prestijli ödül, yalnızca büyük başarılara değil, o başarıların arkasındaki azim, liderlik ve yaratıcılığa veriliyor. Ve hiç kuşkusuz, bu ödül en çok Meltem Tepeler’e yakıştı.

Hindistan Shubh Wedding & Lifestyle Awards – Yılın En İyi Düğün Tasarımcısı

 Global düğün pazarında Asya’nın kalbinden gelen bu büyük ödül, Türkiye'nin yaratıcı gücünü dünya vitrinine taşıdı.


World Bride Magazine Kapak Konuğu (Ocak 2025)

 ABD’nin önde gelen düğün dergilerinden biri olan WBM, yalnızca sektörde fark yaratanları kapağına taşır. Meltem Tepeler’in vizyonunu, “yaratıcılığın ve estetiğin mükemmel bileşimi” olarak tanımlayan bu kapak, hem Sofralar Sergisi’ni hem de Türkiye’yi uluslararası arenada onurlandırdı.

Yaratıcılıkta Sınır Tanımıyor, Sofralar Sergisi – Yaratıcılık Konferansı

Meltem Tepeler’in vizyoner yaklaşımıyla doğan ve 2022’den bu yana her yıl düzenlenen Sofralar Sergisi, 2025’te dördüncü kez İstanbul’da düzenlenecek. Bu etkinlik, yalnızca bir konferans değil, aynı zamanda yaratıcı bir kültürel buluşma, networking fırsatı ve gençlere açılan bir vizyon kapısı.

 Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek bu dev organizasyon, Türkiye’yi bir dünya düğün ve etkinlik merkezi haline getirmeye kararlı.

Sektörel Birlik ve Dayanışma: TUED’in Kurucusu

Meltem Tepeler, 2019’da kurduğu TUED – Türkiye Uluslararası Etkinlikler Derneği ile, sektörün uluslararası standartlarda gelişmesini sağlayan bir platform oluşturdu.

Bu dernek, organizasyon dünyasının tüm aktörlerini bir araya getirerek Türkiye’nin MICE ve etkinlik turizmi potansiyelini dünyaya tanıtmaya devam ediyor.

Meltem Tepeler yalnızca bir iş insanı değil, aynı zamanda Türkiye’nin kültürel ve yaratıcı gücünü global ölçekte temsil eden bir vizyon lideridir. Kazandığı her ödül, Türkiye'nin adını dünya sahnesinde daha da yukarılara taşımaktadır. Meltem Tepeler gibi kadınlar, geleceğin Türkiye’sini şekillendirecek olan ilham kaynaklarıdır.

yilmazparlar@yahoo.com

12 Haziran 2025 Perşembe

İTO 2025 Haziran Ayı Meclis Toplantısı-Yılmaz Parlar


Yorumlar


  

tanbul’un Kalbinden Türkiye’nin Teknoloji Vizyonuna

İTO Meclisi’nde Stratejik Mesajlar

İTO Haziran Ayı Meclis Toplantısı’nda Türkiye’nin Sanayi ve Teknoloji Geleceği Masaya Yatırıldı

İstanbul Ticaret Odası (İTO), 12 Haziran 2025 Perşembe günü Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ı konuk ettiği Haziran Ayı Meclis Toplantısı’nda; Türkiye’nin yüksek teknolojili üretimden ihracat hedeflerine, yerli savunma sanayiinden yabancı yatırım çekme stratejilerine kadar birçok başlığı masaya yatırdı.

Toplantıda, İTO Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken, İTO Başkanı Şekib Avdagiç ve Bakan Kacır önemli değerlendirmelerde bulundu.

Dr. Erhan Erken,

 “Kurban, manevi bir arınma ve fedakarlık sembolüdür”

Toplantının açılışında konuşan İTO Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken, Kurban Bayramı’nın hemen ardından yapılan toplantının maneviyatına vurgu yaparak, “Kurban, sadece bir et paylaşımı değil, Allah yolunda her türlü engelden vazgeçebilmenin sembolüdür” dedi.

Erken, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır’ın genç yaşta üstlendiği sorumluluklar ve teknoloji odaklı liderliğine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

“Sayın Bakanımız, 2023’te hayata geçirdiği Milli Yapay Zeka Stratejisi ve TEKNOFEST gibi vizyoner projelerle, genç nesillere ilham veren bir rol modeldir.”

Şekib Avdagiç,

“İstanbul, katma değerli üretimin motor gücüdür”

İTO Başkanı Şekib Avdagiç ise konuşmasında, İstanbul’un sanayi ve teknoloji yatırımlarındaki ağırlığına dikkat çekti. “İstanbul’daki şirketlerin katma değerli üretimdeki payı %40’ın üzerinde” diyen Avdagiç, özellikle BTM (Bilişim ve Teknoloji Merkezi) üzerinden yürütülen teknoloji girişimlerinin küresel ölçekte ses getirdiğini belirtti.

Avdagiç’in öne çıkan mesajları

Yerli üretim vurgusu, “Savunma sanayisinde İstanbul firmaları lokomotif rol oynuyor.”

Yabancı yatırım ilgisi, “İstanbul’da düzenlenen fuarlar, Türkiye’nin bölgesel cazibesini artırıyor.”

Ekonomik büyüme hedefi, “Yıllık %4,5-5 büyüme kaçınılmaz hedefimizdir.”

Kongre turizmi, “İstanbul, 2015’ten sonra ilk kez büyük uluslararası kongrelere ev sahipliği yapıyor. Bu, şehrin marka değerine güç katıyor.”

Bakan Mehmet Fatih Kacır,

 “2030 hedefimiz: 400 milyar dolar sanayi ihracatı”

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, konuşmasında Türkiye’nin sanayi üretimindeki dönüşümünü verilerle anlattı. Pandemi sonrası toparlanma sürecinde Türkiye’nin Avrupa’dan pozitif ayrıştığını vurgulayan Kacır, “Almanya ve İtalya sanayi üretiminde düşüş yaşarken, Türkiye %4 büyüme kaydetti” dedi.

Bakan Kacır’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar:

Üretim ve ihracat,

“İmalat sanayi üretimimizi 6,7 milyona çıkardık.”

“2030’da 400 milyar dolarlık sanayi ihracatını hedefliyoruz.”

Teknoloji ve AR-GE, “AR-GE harcamalarını 2 milyar dolardan 16 milyar dolara çıkardık.”

“Yüz bin teknoloji girişimi ve 100 milyar dolarlık değerleme hedefliyoruz.”

Teşvikler ve dönüşüm,

“2023-2030 döneminde 530 milyar dolarlık yatırım teşvik programı hayata geçirilecek.”

“İstanbul’daki 50 milyon lira üzerindeki yeşil ve dijital dönüşüm yatırımlarına özel destek verilecek.”

Yeni nesil OSB modeli,

“OSB’lerde yalnızca fabrika değil, yaşam alanları da kuruyoruz. Yürüme mesafesinde konut, spor ve kültür alanlarıyla insan odaklı sanayi modeli inşa ediyoruz.”

Ekonomik veriler,

“Enflasyon %35,4’e gerileyerek 2021 sonrası en düşük seviyeyi gördü.”

“İşsizlik %8,6 ile 24 aydır tek haneli.”

Geleceğe Güven Mesajı, “Teknolojide Tam Bağımsız Türkiye”

Toplantının sonunda, Bakan Kacır “Cumhurbaşkanımızın liderliğinde teknolojide tam bağımsızlık hedefimize emin adımlarla ilerliyoruz” diyerek kararlılık mesajı verdi.

Toplantı, sektör temsilcilerinin görüş ve önerileriyle devam etti. İTO’nun yeni dönem projelerinin ele alındığı oturumda, Türkiye’nin sanayi ve teknoloji geleceğine dair güçlü sinyaller verildi.

yilmazparlar@yahoo.com

Ümit Özdağ, Atatürk’ün Yolundaki Tek Kale Lider-Yılmaz Parlar

Siyaset Ekonomi Turizm Otomotiv Gayrimenkul Sağlık Gıda Bilişim Teknoloji Gastronomi Kitap Kadın Sanat Sinem...