26 Eylül 2023 Salı

1.İstanbul Balkan Turizm Borsası Fuarı -Yılmaz Parlar

  İstanbul Balkan Turizm Borsası Fuarı 

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği'nin (TÜRSAB) iştiraki olan TÜRSAB Fuarcılık Hizmetleri Ticaret A.Ş. tarafından organize edilen ve İBB Kültür A.Ş. iş birliği ile 1. İstanbul Balkan Turizm Borsası Fuarı 20-22 Eylül 2023 tarihleri arasında gerçekleşti.



En iyi seyahat markaların sergilendiği fuarda, fırsatların kapısını açan görüşmeler sağlandı.

Seyahat yenilikçileriyle bağlantılar kuruldu. Çözümle paylaşıldı, iş anlaşmaları yapıldı. Markalar çok sayıda ziyaretçiye sergilendi.

Turizm endüstrisi ekonomide özel bir yere sahiptir ve hükümet tarafından ülkenin büyümesindeki ana motorlardan biri olarak kabul edilmektedir. Uluslararası Turizm Fuarlarını bir ilki olan İstanbul Balkan Turizm Borsası Fuarı, tüm İstanbul ve Balkan ülkeler tarafların arz ve talebini bir araya getiren, iş yapmanın yanı sıra ülkede turizmin geleceği hakkında değerli bilgilerin paylaşılmasının da mümkün olduğu benzersiz bir değişim platformu oluştu.



Ulaştırma, Konaklama turizmi, Seyahat Hizmetleri, Sağlık ve Spa turizmi, tatil destinasyonları, yaz ve kış turizmi, açık hava turizm destinasyonları, turizm merkezleri, tur operatörleri, seyahat acenteleri ve çok daha fazlasının sergilendiği fuar borsasının faydaları yadsınamaz.

Turizm gelişmsi açısında bir sıçrama tahtası olan Turizm Borsası Fuarları Küresel ekonomide yenilik yapma, büyüme ve başarılı olma baskısının yanı sıra kaliteye dayalı rekabet de son yıllarda önemli ölçüde yoğunlaştı. Turizm Borsası Fuarları  inovasyonu sergilemek ve rekabetle doğrudan mücadele etmek için ideal bir platform sağlamış oldu.


Bu bağlamda gerçekleşen 1. İstanbul Balkan Turizm Borsası Fuarında  TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya  KKTC Cumhurbaşkanı Yardımcısı , Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, İstanbul Vali Yardımcısı Özlem Bozkurt Gevrek,  Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin, TÜROB Başkanı Müberra Eresin,  Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Oya Narin,  İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Dış İlişkiler Danışmanı Mustafa Osman Turan açılış konuşmalarında önemine vurgu  yaptılar. Konuşmalar sonrası protokolun kurdele kesimiyle fuar açılmış oldu.



TÜRSAB standı katılımcıların yoğun ziyaretine mükemmel evsahipliği yaptı.  Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya ,Yönetim Kurulu Üyeleri ve Bölge Temsil Kurulu Başkanları sektör paydaşları ve turizm heyetleriyle toplantılar gerçekleştirdi.

Borsa niteliği taşıyan fuara, 20 ülkeden katılımlar, alım heyetleri ile ziyaretçiler katılım sağladı. B2B olarak organize edilen fuara katılan KKTC, Arnavutluk, Birleşik Arap Emirlikleri, Bulgaristan, Bosna Hersek, Çin, Hırvatistan, Hindistan, İtalya, Karadağ, Kuzey Makedonya, Kosova, Malezya, Polonya, Romanya, Sırbistan, Uganda, Ürdün ve Yunanistan gibi ülkelerin turizm endüstrisi çeşitli ülkelerden gelen ziyaretçiler tarafından iş fırsatı yakaladılar.



Fuarın açılışında TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, Türkiye'nin konumu itibarıyla Asya ve Avrupa arasında bir köprü oluşturduğuna dikkat çekerek, 1. İstanbul Balkan Turizm Borsası Fuarı’nın Balkan ülkeleri ve Türkiye arasındaki iş birliklerini arttığını, sosyal ve ekonomik ilişkileri de güçlendirdiğini söyledi. Bağlıkaya "Birbirine coğrafi olarak son derece yakın olan Türkiye ile Balkan ülkeleri arasındaki turizm hareketleri ise henüz beklenen seviyelere ulaşabilmiş değil. Balkan ülkelerinden Türkiye’ye 5,6 milyon ziyaretçi gelirken Türkiye’den Balkanlara giden ziyaretçi sayısı da yaklaşık 2,1 milyon düzeyinde bulunuyor. Buna göre Balkan ülkeleri ile Türkiye arasında 7,7 milyon civarında bir turist hareketliliğinden söz etmemiz mümkün. Balkan ülkelerinde 60 milyonun, Türkiye’de ise 85 milyonun üzerinde kişinin yaşadığını dikkate aldığımızda yaklaşık 150 milyonluk bir nüfustan bahsediyoruz. Bu nüfus büyüklüğünün yanında, Türkiye ile Balkan ülkeleri arasındaki tarihi, kültürel ve ekonomik bağlar düşünüldüğünde turizmde çok daha yüksek rakamlara çıkabilme potansiyeline sahibiz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. iş birliği ile organize ettiğimiz bu fuarımız, turizmde sektörel hacmin ve iş kalitesinin artırılması amacıyla bir borsa niteliği taşıyor.



Bu fuarla hedefimiz; bölgedeki turizm hareketinin daha da hızlanmasını sağlayarak karşılıklı ziyaretçi hacmini ilk etapta 12 milyonun üzerine çıkarmak, sonrasında da daha yüksek seviyelere taşımaktır.Karşılıklı iş birliğini geliştirecek, turizmin gücüyle ivme kazanan dostluk bağlarını daha da güçlendirecek bu önemli etkinliğin; İstanbul’a, ülkemize ve Balkan coğrafyasından fuara katılan değerli turizmcilerimize büyük katkı sağlayacağına inanıyorum. Fuarın Balkan ülkeleri ve Türk turizmine hayırlı olmasını temenni ediyorum.”dedi

 yilmazparlar@yahoo.com



Ukrayna Bağımsızlık Günü -Yılmaz Parlar

  Onurla Kutlanan Bağımsızlık Günü

Ukrayna Bağımsızlık Günü 

Özgürlüğün olmadığı yerde vatan da yoktur

Karanlığı Kazanan Hep Işık Olacaktır

İstanbul'un Ukrayna’da bir kardeş şehri var, Odesa şehridir

3501 gündür topraklarımızın bir parçası olan Kırım, Rusya tarafından işgal altındadır.



Dünyada Fiyat olarak değerlendirelimiyen ancak eşsiz bir değeri olan uygar insanın erdemi olan vatan sevgisi uğruna Anavatanı için savaşan, ruhlarında uyum ve özgürlük sevgisi hüküm süren Ukraynalılar, Bağımsızlık Günü'nü kutlama konusunda Atatürk’ümüzün verdiği özgürlük savaşını dile getirdiler. Aynı yolda cesaretleri ve özgürlüğe bağlılıklarıyla zaferi kazanacaklarını bir kere dada dile getirdiler.



Ukrayna İstanbul Başkonsolosluğu 24 Ağustos Ukrayna Bağımsızlık Günü kapsamında 21 Eylül 2023 Çarşamba günü Yenibosna Pulman Hotelde bir resepsiyon verdi.



Ukrayna İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskyi Eşi Ludmila Nedilskyi konukları karşıladılar. Etkinliğe İstanbul yabancı Konsoloslar ve temsilcileri, İş, Siyaset dünyasının önemli isimleri olmak üzere, Mini bir konserde veren 2004 Eurovizyon Şarkı yarışma Birincisi Ruslana ve Ukrayna vatandaşları katıldılar.



Şehitlere saygı duruşu ve iki ülkenin Milli marşları çalınması sonrası Igor Pasynchuk’un sunuculuğu üstlendiği program başladı. Kısa bir gece tanıtım konuşmasında sonra Igor Pasynchuk açılış konuşması için Başkonsolos Roman Nedilskyi’yi davet etdi.



Ukrayna İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskyi’nin konuşması Özgürlük mücadelesini özel kılan sadece amacına ulaşmış olması değil, aynı zamanda nasıl mücadele edildiği, direnişin temel taşı olan hakikat olması nedeniyle Tam metnini veriyoruz. 

Başkonsolos Roman Nedilskyi “Bugün, Ukrayna Ulusal Bayramı - Ukrayna Bağımsızlık Günü vesilesiyle bu yardım etkinliğinde, cesur Ukrayna halkına, Ukrayna Silahlı Kuvvetlerine, tüm savunuculara, partizanlara, doktorlara, gönüllülere, öğretmenlere, çiftçilere, metalurji uzmanlarına saygılarımızı sunmak için buradayız.

Zaferimizi kendi yönlerinde yaklaştıran herkese... Tüm bu 575 gün süren tam ölçekli savaşta, Ukrayna'nın özü itibariyle güçlü, cesur ve bağımsız olduğunu kanıtlayan insanlarımıza… Farklı olamayız, yapamayız, farklı olmak ta istemiyoruz. 



Sizlerden şimdi Ukrayna'nın özgürlüğü ve bağımsızlığı için savaşan; buna canlarını feda eden kahramanlarımızın anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunmanızı rica ediyorum.

3501 gündür topraklarımızın bir parçası olan Kırım, rusya tarafından işgal altındadır. Ancak, Ukrayna’nın Kırımı teslim olmuyor ve direnmeye devam ediyor. Son zamanlarda hepimiz Sevastopol Körfezi'ndeki Kırım itaatsizlik ateşinin parlaklığını gördük. Bu sadece bir başlangıçtır.



Son bir buçuk yıl boyunca her gün Ukrayna, bağımsızlığını kanıtlamaya devam ediyor. Dünya, bağımsızlığımızın yakılanmayacağına, boğulanmayacağına ve şiddet kullanılarak vurulanmayacağına ikna oldu.

İşgalciler Kahovska barajını patlattılar; Zaporizhzhya nükleer santralını ele geçirip dünyaya nükleer tehditlerle şantaj yaptılar; tahıl koridorunu kapatarak dünyayı kıtlıkla tehdit ettiler. Çocukları öldürüyorlar; kreşleri, hastaneleri ve okulları yok ediyorlar; Nazi rejiminin en iyi geleneklerini benimseyerek filtrasyon kampları yaratıyorlar. Bütün bunlar, güçsüzlükten kaynaklanan agonidir. Ukrayna'yı "üç gün içinde" dedikleri gibi ele geçirme ve yok etme planı başarısız oldu. Bugün Ukrayna kendisini ve tüm dünyayı Kremlin'in cürümünden koruyor. Partnerlerimiz, dostlarımız, ya da askeri bir deyimle asker arkadaşlarımız bu konularda bize yardımcı oluyor.



İstanbul'un Ukrayna’da bir kardeş şehri var: Odesa şehridir. İstanbul bu yaz, geçen yaz da olduğu gibi ikinci kez, her hafta Rusya tarafından bombalanan ve Karadenizin karşı kıyısında bulunan Odesa’dan gelen bir grup Ukraynalı çocukları ağırladı. Bu özel yardımın ve desteğin örneğini neden dile getiriyorum? Çünkü bu örnek, iki şehrin gerçek kardeşliğinin bir simgesidir. 

Bu fırsattan istifade ederek Türkiye’ye, Kırım platformuna katılımından, uluslararası platformlardaki desteklerinden, Bayraktar İHA'larından, çocuklarımızın dinlenme fırsatlarından, insani yardımlardan, hastanelerinizdeki yataklardan, Ukrayna haftasonları okulları için tahsis edilen kırtasiye malzemelerinden dolayı en içten teşekkürlerimi sunarım. Bütün bu destekler çok önemlidir. Bu desteklerinizi hiçbir zaman asla unutmayacağız. 

Bayraktarlar! Dünyanın en tanınmış Türk markasından bir tanesidir. Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yarattığı tam ölçekli işgalinin başlangıcında savaş alanındaki durumu köklü bir şekilde değiştiren insansız hava araçları. 

Ayrica, bu otelin sahibi Sayın Saruhan Saraylı'ya da özellikle teşekkürlerimi sunuyorum.  Rusya’nın başlattığı barbar savaşında evlerini terk eden 700'den fazla Ukraynalı kadın ve çocuk, 5 ay boyunca bu otelde ücretsiz olarak konaklandı. Bütün bunlar çok önemli.  Bu desteği asla unutmayacağız



Türkiye'deki depremden etkilenen çocuklara insani yardım götürdüğümüz İstanbul'daki kliniklerden birinin başhekimi "kalplerimiz tek yürek olarak atıyor" çok anlamlı bir ifade dile getirdi. 

Lütfen halkımıza ve ülkemize destek vermeye devam edin. Buna her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.

Cumhurbaşkanımız her akşam konuşmalarında askerlerimize, doktorlarımıza, gönüllülerimize teşekkür ediyor.

Bugün tüm Ukraynalı topluluklarımıza, derneklere, tüm Türk dostlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Hepiniz gelecekteki zaferimizin bir parçasısınız. Zaferimiz muhakkak gelecek. Çünkü karanlığı kazanan hep Işık olacaktır.

Kazanacak Işık konusunu, yardım etkinliğimizin bir sonraki bölümünden bugünkü konuğumuz Ruslana'ya aktarmak istiyorum.

Yıl 2004. Eurovision şarkı yarışmasına ev sahipliği yapan şehir İstanbul. Ukrayna'nın Eurovision şarkı yarışmasına katılımının ikinci yılıydı ve Ukrayna için Zafer kazanılan yılıydı. İstanbul'daki 2004 Eurovision şarkı yarışmasının galibi Ruslana hoş geldin”

2004 Eurovision şarkı yarışmasının Birincisi Ruslana mini konser verdi.

Ruslana sonrası, Grupların ve sanatçıların ses mühendisleri, Ukrayna'daki en iyi etkinliklerde çalışan geniş deneyime sahip DeluxeSound DJ ler 14 yaşındaki mini DJ Benzersiz, özel müzik içerikleriyle süper performasıyla etkinliğe renk katdı.

2004 Eurovision şarkı yarışmasının Birincisi Ruslana  şarkı öncesinde şarkı aralarında ve şarkı sonlarında verdiği mesajlar mükemmeldi. Yüreklere seslendi buruk neşelere dil oldu. Bir kere daha bu vahşet olan savaşı kınarken bir an evvel son bulmasını işgal altından kurtulmalarını kutsal vatan topraklarına kavuşmalarını diliyoruz.

yilmazparlar@yahoo.com


4 Eylül 2023 Pazartesi

2. Uluslararası Epigenetik Kongresi -Yılmaz Parlar

 2. Uluslararası Epigenetik Kongresi 

2-3 Eylül 2023 tarihlerinde, Türk Kanser Derneği ve Biruni Üniversitesi Bilimsel Destekleriyle Nutrigenetik ve Epigenetik Derneği tarafından düzenlenen, T.C. Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Osmanlı Arşivleri Külliyesi’nde gerçekleşen 2. Epigenetik Kongresine Türkiye’den ve Dünyadan çok sayıda bilim insanı katıldı.



Merve Ulusoy Bilginer’in moderatörlüğünü üstlendiği Kongrede, epigenetik ve genetik faktörlerin etkileşimi ele alındı. Çevresel etkilerin sağlık üzerindeki rolü masaya yatırıldı ve interaktif oturumlar düzenlendi.

Biruni üniversite Rektör'ü Prof.  Dr. Adnan Yüksel'e Türkiye'de kanserin önlenmesinde epigenetik faktörler bakış açısıyla farkındalık yaratan ve Türk Kanser Derneği Başkanı Burak Duruman, Nutrigenetik ve Epigenetik Derneği Başkanı Doç. Dr. Gülsen Meral açılış konuşması yaptılar.



Emeritus ünvanlı Prof.Mustafa Camgöz, Prof.Kenneth White ve Biruni Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr.Öğr.Üyesi Elif Sibel Aslan gibi alanında çok sayıda uzmanın yer aldığı ve Revna Demirören gibi iş dünyasının önde gelen isimlerin de destek verdiği kongrede açılış konuşmasında Burak Duruman özetle “.Öncelikle Merve Ulusoy Bilginer yanımızda olduğu için sonsuz teşekkür ediyorum. Aynı zamanda halk sağlığına o kadar duyarlı bir kişi ki halkımız adına da şükranlarımı sunuyorum. Iyi ki varız

 

Türk Kanser Derneği Başkanı olarak genetik, epigenetik, Nutrigenetik konularının önemini gerçekten bilerek, Hassas tıbbın kişiselleştirilmiş aslında tıbbın. bundan böyle ulaşılabilinir ve anlaşılabilinir bir şekilde halkımıza aktarabilmesi için bizler de var gücümüzle çalışacağımıza Türk Kanser Derneği olarak emin olunuz. DNA'larımız, kaderimiz değil dediniz. Biz buna çok sevindik. O zaman kanser hastalığı da bizim artık kaderimiz olmaktan çıkıyor

 

Bu konuda bizim için en büyük mutluluk. Epigenetik derneği başkanımızın yıllarını bu konuya adamış Doçent Doktor Gülsen Meral Meral hocamızın geliştirmiş olduğu bu yeni yazılım sayesinde de hastalarımızın bizim için en önemli şey bu ürüne ulaşılabilir olması ve bu bunun anlaşılabilinir olması

 


Onun için bu testlere kavuşmanın da büyük bir sevinci içindeyiz. Şimdi düşünebiliyor musunuz? Bir zaman sonra parmak o genetik gibi bir kartınızın olabileceği ve hastanelere hekimlere gittiğimiz zaman bununla beraber hangi ilaçların yarayacağı, yaramayacağı nasıl bir takvim boyunca nasıl bir tedavi yönteminin en iyi yöntem olabileceğini, bu şekilde hassas ve kişisel tıp diye adlandırdığımız şekilde yapabilmenin mutluluğu içinde olacağız. Her zaman Nutrigenetik, epigenetik derneğimizin ve hocamızın yanında olacağımızı

 


Bununla beraber halkımıza en iyi şekilde bunu ulaştırabilmek için var gücümle çalışacağımızı sizlere de bildiriyorum. Halkımız da bizleri bu konularda takip etsinler

 

Artık her şey DNA'larımızda ve işimiz yeni bir silahımız daha olduğu için çok daha kolay olmuş olacak.” Dedi  ve şimdi işimizin mimarı, epigenetik, derneğimizin başkanı Doçent Doktor Gülsen Meral’i kürsüye davet etdi.

Doç. Dr. Gülsen Meral hayallerinin gerçek olduğunu . Nutrigenetik, epigenetik derneği olarak amacın neydi? Dedi şeklinde konuşmasına başladı. “İstanbul'un güzel atmosferinde, önemli olan temel tıp bilimleri ile klinik bilimleri bir araya getirmekte. Eğer hassassa bu konuşacaksak multidisipliner olmalı. Tek başına hastaslık olmaz. Temel bilimlerdeki hocalarımıza açtığı yolda ışıklarla biz klinisyenler uygulamalıyız kliniklerimizi, çok güzel anlattı. O yüzden çok tebrik ediyorum. Bu kadar mı güzel epigenetik anlatılır? Kronik hastalıklar artıyor. DNA Kader'in değil. E peki kronik hastalık hepimiz bir dokunuyoruz değil mi

 

Ama bazen bakıyoruz. Verdiğimiz tedaviler olmuyor. Yan etkisi oluyor. Gene deniyoruz. Artık şanslıyız. Dünya hassas tıbba gidiyor. Ön görmek, önlemek, kişiselleştirmek ve Prof. Mustafa Camgöz’ün , her zaman dediği gibi katılımcı, öğretmek zorundayız

 

Herkese öğretmek zorundayız. Bunun sayesinde artık farklı genetik çok güzel Burak Duruman’ın söylediği gibi farmakogenetik’le dünyada artık kimi nasıl ilaç kullanacağı

 

Yan etkisinin hangisinin olacağı hangisi olmayacağı çok netleşti. Ama hep şunu vurgulamak istiyorum. Multi disipliner. Muhakkak tek başına olacak bir şey değil. Bu yolculuğu bilenler var bilmeyenler var. Hep bir sözden yola çıkalım”


Kronik hastalıklarda bireye özgü tedavide hassastır. Genetikten Epigenetik adlı ikinci uluslararası epigenetik kongresine hoş geldiniz sözüyle Moderatör Merve Ulusoy Bilginer 

 

“Dünyada alerji, Otoimmün Hastalıklar , Kardiyovasküler hastalıklar, hipertansiyon, diyabet, solunum yolu hastalıkları

 

Demans ve kanser gibi bulaşıcı olmayan kronik hastalıkların sayısı her geçen gün maalesef artıyor. Bununla beraber bu hastalıkların tedavisi için günümüzde kullanılması kaçınılmaz olan kişiselleştirilmiş tıp hizmetleri yeterli düzeyde henüz değil. Bununla beraber bu hastalıkların aslında işine bakarsanız sağlıklı yaşamın devam ettirilmesi ve korunması genetiğinize uygun beslenme ve yaşam tarzını içeren kişiselleştirilmiş yaklaşım önemi, günümüzde daha da iyi bilinmekte, Time dergisinin kapağında da yer aldığı gibi, kaderiniz değil

Bu sloganla başlayan epigenetik yaklaşımların anlaşılmasıyla beslenme ve insan genetiği ilişkisi öne çıkmıştır. Bu ilişki çevresel faktörlerle birleşince eskiden ailesel yatkınlık diye belirttiğimiz alerjik hastalıklar, kalp hastalıkları, otoimmün hastalıklar ve kanserin aslında kaderiniz olmadığı anlaşıldı. 


Ayrıca genetik yatkınlıkla birlikte Epigenetiğinde kronik hastalıklarda ortaya çıkmasındaki önem

Fazlasıyla belirginleşti. Kronik hastalıkların tedavisi teşhisin kişiye özel planlanması, hastalıklara yönelik önleyici tıbbi hizmetlerin kişiselleştirilmesi

 

Ve bireyin aktif katılımı olarak tanımlanan ana unsurlar halinde açıklanabilir. Bu yaklaşımlar tıbbı herkese aynı şekilde uygulamak yerine kişiye özel tıp uygulamalarını gündeme getirmektedir.

 

Hassaslık öngörücü, önleyici, kişiselleştirmiş ve katılımcı tıbbı kapsar. Geleneksel, tek beden herkese uyan, ilaç biçiminden daha iyi hasta sonuçları ve daha fazla maliyet verimliliği sağlayan önleyici, kişiselleştirilmiş veriye dayalı genler, çevre ve yaşam tarzındaki bireysel değişiklikleri de göz önünde bulundurur. Bu hastalık tedavisi ve önlenmesi için gelişmekte olan bir yaklaşımdır.

 

Kongremiz, kronik hastalıklarda bireye özel tedavide hassas tıbbı uygulamaları, genetik, epigenetik, nutrigenetik, mikrobiyota ve parmak o genetik

 

Bu alanlarda bilimsel araştırma ve geliştirme amaçlı akademisyenleri ve tıp, eczacılık, moleküler biyoloji, genetik öğrencilerinden biyoenformatik

Biyoistatistik öğrencilerine ve bu konuda bilimsel olarak kendini geliştirmek isteyen herkesi bir araya getirmeyi amaçlıyor. Iki gün boyunca kongrenizde on iki oturum gerçekleşecek ve yirmi dört sözel bildiri sunulacaktır.

 

Aralarında İngiltere, Fransa, Mısır'dan da gelmiş olan her biri kendi dallarının uzmanı olan kırk konuşmacının genetik, epigenetik, kişiselleştirilmiş tıbbın, kronik hastalıkların tedavisinde kullanımı, hastalıklara yönelik beslenme ve sporun önemi gibi pek çok konuyu ele alacağı bilgisini de buradan paylaşmak istiyorum sizlerle. Kongremizi gerçekleştirmek için gece gündüz emek veren genetik rehberi genetik derneği yönetimine ve düzenleme kurulundaki tüm arkadaşlarımıza bilimsel programın hazırlanmasında, bilimsel komisyonda görev alan hocalarımıza bu zengin programda emeği geçen tüm kongre bilimsel kuruluna kongremizin bir parçası olarak bilimsel değer katan bildiri sahiplerini ve kabulleri gerçekleştirilen bildiri hakem heyetine teşekkürlerimizi sunuyoruz.

 

Bize kıymetli katkılarını esirgemeyen ve Osmanlı arşivini sağlayan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof.  Dr. Kemalettin Aydın'a bilimsel desteğini her zaman yanımızda hissettiğimiz çalışmalarımız için kapılarını bize açan Biruni üniversite Rektör'ü Prof.  Dr. Adnan Yüksel'e bu oluşumun fikir babası mimarı Türk Kanser Derneği Başkanı gönül insanı Burak Duruman teşekkürlerimizi sunuyoroz” gibi açılış konuşmasını gerçekleştirdi.

Epigenetik Nedir?

Uzmanların verdiği bilgilere göre;  Epigenetik, DNA dizisinde genotipte bir değişiklik olmadan fenotipte bir değişiklik içermeyen, gen ekspresyonundaki aktif ve inaktif genler kalıtsal değişikliklerin incelenmesidir. 

Epigenetik, hücrelerin DNA dizisini değiştirmeden gen aktivitesini nasıl kontrol ettiğinin incelenmesidir. Epigenetik değişiklikler, genlerin açılıp kapanmasını düzenleyen DNA'daki değişikliklerdir. 

Epigenetik değişim düzenli ve doğal bir olaydır ancak aynı zamanda yaş, çevre/yaşam tarzı ve hastalık durumu gibi çeşitli faktörlerden de etkilenebilir. 

Epigenetik modifikasyonlar, hücrelerin nihai olarak farklılaşarak cilt hücreleri, karaciğer hücreleri, beyin hücreleri vs. haline gelme şekli kadar yaygın bir şekilde ortaya çıkabilir. 

Veya epigenetik değişim, kanser gibi hastalıklara yol açabilecek daha zararlı etkilere sahip olabilir. 

Epigenetik alanı hızla büyüyor ve bununla birlikte hem çevrenin hem de bireysel yaşam tarzının epigenetik değişimi etkilemek için genomla doğrudan etkileşime girebileceği anlayışı da artıyor. 

Bu değişiklikler kişinin yaşamının çeşitli aşamalarında ve hatta sonraki nesillerde yansıtılabilir. Örneğin, insanlardaki epidemiyolojik çalışmalar, doğum öncesi ve doğum sonrası erken dönem çevresel faktörlerin yetişkinlerde çeşitli kronik hastalıklara ve davranış bozukluklarına yakalanma riskini etkilediğine dair kanıtlar sağlamıştır.



Nutriepigenomik alanı, gıda ve epigenetiğin sağlık ve refahı etkilemek için birlikte nasıl çalıştığını araştırıyor. Örneğin, bir çalışma, yüksek yağlı, düşük karbonhidratlı bir diyetin, kromatini açabildiğini ve HDAC inhibitörleri yoluyla zihinsel yeteneği geliştirebildiğini buldu. Diğer çalışmalar, tükettiğimiz gıdalardaki bazı bileşiklerin, onkogenler veya tümör baskılayıcı genler üzerindeki metil işaretlerini ayarlayarak kansere karşı koruyabildiğini buldu. Sonuçta, bilimsel çalışmalar farklı gıdaların epigenom ve sağlık üzerindeki temel mekanizmalarını ve etkilerini ortaya çıkardıkça, epigenetik bir diyet insanları en uygun gıda rejimine doğru yönlendirebilir.

 

yilmazparlar@yahoo.com


Oyun Endüstrisi Türkiye’de İş Dünyası Dergisinde-Yılmaz Parlar

    Oyun Endüstrisi Türkiye’de İş Dünyası Dergisinde Genel Yayın Yönetmenliğini Celal Toprak’ın yaptığı Türkiye’de İş Dünyası Dergisi, iş dü...