ekonomi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ekonomi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Ocak 2021 Çarşamba

Markalaşmak Neden Önemli

  


Markalaşmak Neden Önemli

Ürünü değerli yapan marka, markaya değer verende ödül.

Lob'in Turkey Başkanı Fahri Ustaoğlu,  2021 Uluslararası Marka Liderleri Zirvesinde ürünün markasına yapılan yatırımın çok önemli olduğunu vurgulayarak,  “Marka, o ürüne kıymet, kişilik, isim veren bir değer. Markalaşmaya çok önem vermek gerekiyor."  dedi.



Başkanlğını Fahri Ustaoğlunun koordinatörlüğünü Fehim Ustaoğlunun yaptığı Lob'in Turkey tarafından düzenlenen 2021 Uluslararası Marka Liderleri zirvesi,19 ocak 2021 salı günü Tarabya, Vilayetler Evinde gerçekleştirildi. 

Hızla gelişen dünyamızda rekabetçi ve sürekli değişen marka ortamında yenilikçilik, çeviklik ve tüketici içgörüleri ile marka başarısını sağlayanlar ödüllendirildi.

Sunumu oyuncu Metin Yıldız ve Ceylan Yılmaz’ın, Kırmızı halı sunumunu Best Model 2020 Yüz güzeli Aleyna Deniz’in üstlendiği Zirvede yapılan konuşmalarda; Rekabetçi markaların merceğinden, marka pazarlama ekosistemini etkileyen, tüketicilerin zamanı ve ilgisi için verilen mücadele, dijital deneyimin gittikçe parçalı hale geldikçe yoğunlaştığı, değişim yaşandığı, tüketicilerin gerçek insan bağlantısı ve aidiyeti için çevrimiçi topluluklara yöneldiği, çevrimiçi topluluğun rolü ve değeri önem kazandıkça, rakip markalar tüketicilere daha derin, daha hızlı bir şekilde ulaşma fırsatını yakalayan markalara sahip olduğu vurgulandı.



Yerli yabancı katılımcılarla oldukca yoğun ilgi gören ve elit bir davetlinin icabet etdiği zirvede; Tüketici Diyaloğu Derneği Yönetim Kurulu Başkanı, Avrupa Ekonomi Senatosu Türkiye-Ortadoğu Başkan Yardımcısı Ekonomi Senatörü Musa Karademir moderatörlüğünde birde, marka ile ilgili panel programı yer aldı.

Panelistler; Consulta iletişim ve marka yönetim hizmetleri kurucusu Nilgün Cengiz “Markaların iletişim stratejileri”,Tüketiciyi güçlendirme yönetim kurul başkanı Jale yanılmaz “Tüketicilerde marka bilinci”, Medya mensubu Yılmaz Parlar “Marka ve medya” konuları hakkında bilgi paylaştılar.

Panelde; Marka değerinin temel boyutlarından biri olan marka bilinci, bir markayı değerlendirme kümesine dahil etmenin ana faktörü olduğu,

genellikle tüketicilerin satın alma kararının bir ön koşulu olarak kabul edildiği, marka farkındalığının önemi ifade edildi.

Bir marka iletişim stratejisi, özünde, gerçek bir işin veya markanın dünyaya doğru zamanda doğru insanlarla doğru şekilde konuşacak şekilde iletilmesinin bir yansıması olduğu, dünyaya verdiği fayda, hikaye oluşturabilecek en temel bölümlere, şirketin gerçekte ne yaptığı, anahtar tipteki insanlara hitap etmesi gerektiği gibi bilgiler dile getirildi. 

Günümüzün sofistike medya ortamı, bilgili pazarlamacılar için her zamankinden daha fazla araç ve platform sunduğu günümüzün en yenilikçi pazarlamacılarının, markalarını büyütmek tüm medya stratejileri, oluşturma sırasında aynı yaklaşımı benimsedikleri belirli hedefleri ve belirli demografisi olmaı gerektiği şeklinde özet olarak paylaşıldı.



Ödüle layık görülen Tüm Kalkınma İş Adamları ve Girişimciler Derneği (TÜMKİAD Başkanı Nihat Tanrıkulu teşekkü konuşmasında “Birilerinin emrinde olan değil devletçi olanların ve devletin emrinde olan iş dünyasının yeni yüzü olsun diye bir STK kurduk tüm dünya bunu böyle bilsin. Bize katılmak isteyenlerde bunu bilerek gelsin yoksa içimizde barınamaz…Allahtan korkan  kimseden korkmaz..” gibi sözlerle müstakil olduklarını açıkladı.

Pheda menager Dr. Esat Başaran zayıflama ve diyabet için alternatif ilaç hakkında bilgi verdi.

Ödül törende ayrıca  "Türkiye'nin Uluslararası Haber Ajansı Markası" ödülü Anadolu Ajansına, "Yılın Ekonomi Kuşağı" ödülü A Para kanalında "Seans Öncesi" programını sunan Şafak Tükle Uysal'a, "Yılın En İyi Spor Programı ve Sunucusu" ödülü "VAR Odası" programıyla Ertem Şener'e verildi.



Ödül plaketlerin yanı sıra verilen sertifikaların ödül sahibi isimleri kaligraf sanatcısı Fatma Geyik tarafından yazıldı. 

1988 yılında Türkiye'nin ilk Tüketici Dergisi ile tüketicinin bilinçlenmesi, tüketici haklarının yaygınlaştırılması ve kalitenin yükseltilmesi için çalışmalar yapmaya başlayan LOB'IN (Leaders Of Branding Intelligence Summit) ekibi Fahri Ustaoğlu başkanlığında Fehim Ustaoğlu koordinasyonunda 34 yıldır faaliyetlerini yurtiçinde ve yurtdışında sürdürmektedir.


yilmazparlar@yahoo.com

9 Ocak 2021 Cumartesi

3.Kadın Girişimcileri Destekleme Zirvesi Ödülleri verildi

   

  

3.Kadın Girişimcileri Destekleme Zirvesi Ödülleri verildi


Başarılı kadınlara ödül yağdı


İş hayatında birçok başarıya imza atan, sosyal sorumluluk alanında ilklere imza atan kadınlar 3.Kadın Girişimcileri Destekleme Zirvesi ve Ödül Töreni’nde bir araya geldi. Üreten ekonominin içinde olan, toplumdaki algının değiştirilmesi ve örnek olabilmek adına ödüllendirilen kadınlar, güçlerini bu önemli zirvede bir kez daha gösterdi.


Başarı hikayeleriyle ilham veren kadınların deneyimlerini paylaştığı Kadın Girişimcileri Destekleme Zirvesi, ‘Yeni Normalde Kadın ve Dayanışma’ ana teması ile İş Sanat Kültür Merkezi’nin ev sahipliğinde 6 Ocak 2021 Çarşamba günü gerçekleştirildi. Ana sponsorluğunu Arnica’nın üstlendiği, Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği (YAPDER) ve Çevre Doğa ve Tarihi Dokuyu Koruma Derneği (ÇEVDO-DER) tarafından organize edilen zirvenin sunuculuğunu Celal Toprak ile Seda Çelik üstlendi. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle ve İş Bankası tarafından desteklenen Kadın Girişimciliğine Destek Zirvesi ve Ödül Töreni’nde 25 kategoride 25 kadına ödül verildi.



“BİRLİKTE el ele vermemiz gerekiyor”


Açılışta konuşan Arnica Yönetim Kurulu Başkanı Senur Akın Biçer, “Günümüzde sanayiden bilime kadar pek çok alanda girişimci kadınlarımızı görüyor ve gurur duyuyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde, bizim topraklarımızın kadını kadar üstün bir gayret, azim ve dayanışma içinde olan bir millet yoktur. Bu gayret ve dayanışma örneği, kendi milletini kurtuluşa ve zafere götürmüştür. Bireysel olarak çok çalışmak ve yükselmek toplumumuz için yeterli gelmemektedir. Sistemimizi daha yukarı taşımak ve çağdaş bir seviye getirmek için BİRLİKTE el ele vermemiz gerektiğine inanıyorum” diye konuştu.


“Yeni Normalde Kadın ve Dayanışma” paneli gerçekleşti 


Moderatörlüğünü Sibel Palacıoğlu'nun üstlendiği ‘Yeni Normalde Kadın ve Dayanışma’ konulu panelde Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Önder, Tezmaksan Robot Otomasyon Teknolojileri İcra Kurulu ve Yönetim Kurulu Üyesi Hatice Aydoğdu Özer, Sistem Reklam Şirketler Grubu Genel Müdürü Özge Peker ve Wediacorp CEO ve Kurucusu & YouTube Resmi İş Ortağı Funda Şen bir konuşma gerçekleştirdi. 



Türkiye’nin yazılımda ilk 3 firmasından birisi, kadın girişimciliğinin önünü açıyor 


Türkiye’nin inovasyon liderleri arasında yer alan Uyumsoft’un, yazılımda ilk 3 firmadan birisi olduğunu ifade eden Uyumsoft Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Önder, şunları söyledi: 

“25. yılımızda 250’nin üzerindeki dijital uzmanımız ve 1.000’i aşkın iş ortağımız ile yerel ve global 40 binin üzerindeki müşterimizin “Uçtan Uca Dijital Dönüşümüne” rehberlik ediyoruz. Ülkemizin en büyük 500 şirketinin yaklaşık %80’ne hizmet veriyoruz ve Türkiye ekonomisinin %10’una etki ediyoruz. Ar-ge ve inovasyon odaklı bir şirket olduğumuz için, krizler sırasında da büyüyerek ve güçlenerek yolumuza devam ediyoruz. Geçtiğimiz yıl Covid-19 olmasına rağmen ciddi bir büyüme gerçekleştirdik ve bu yıl %40’ın üzerinde bir büyüme hedefliyoruz. İçinde bulunduğumuz dönem, firmaların tek başlarına değil, ekosistemleri ile birlikte iş yapabileceği bir dönemdir. Geleceğe hazır olabilmenin koşullarından birisi “ekosistem” mücadelesidir. Uyumsoft olarak ekosistemimizde yer alan iş / çözüm ortaklarımızın sayısı artırıyoruz. İş dünyasında çok sayıda kadın girişimci var. Başarı hikayeleri yazıyor. Biz Uyumsoft olarak, kadın çalışanlarımızın ve kadın girişimciliğinin önünü açmak için çok çalışıyoruz. Uyumsoft çalışanlarının %56’sı kadın. %51 ise Teknik (Mühendis, Yazılımcı Kadınlardan oluşuyor.) Şirketimizin yönetim ve beyin takımını yine kadınlardan oluşuyor. İş ve çözüm ortaklarımız arasında kadın patron / yöneticilerle başarılı çalışmalara imza atmayı sürdürüyoruz’” dedi. 

Tezmaksan Robot Otomasyon Teknolojileri İcra Kurulu ve Yönetim Kurulu Üyesi Hatice Aydoğdu Özer, “Biz kadınlara pozitif ayrımcılık yapılan bir şirketteyiz. Babam Mustafa Aydoğdu bu yolu açtı. Genel müdürü, üretim müdürü ve kalite müdürünün kadın olduğu bir şirketimiz var. Ve çok başarılıyız” dedi.

Dijital reklamcılıkla ilgi gelişmeleri anlatan Sistem Reklam Şirketler Grubu Genel Müdürü Özge Peker kadınların bu alanda da çok başarılı olacaklarını örnekler vererek aktardı.

Wediacorp CEO ve Kurucusu & YouTube Resmi İş Ortağı Funda Şen’in Youtube ilgi ilgili verdiği bilgiler herkesin çok ilgini çekti.

Panelin sonunda Jüri Başkanı Dilek Çapanoğlu’nun konuşmasının ardından ödül törenine geçildi . 


İşte Ödül Alan En Başarı Kadınlar  


-Fark Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahu Serter - Başarılı Rol Model Kadın Ödülü

-Mask1 Gıda Pazarlama Müdürü Amine Asena Özer- En Genç Kadın Girişimci Ödülü

-Bee’o Kurucusu ve Genel Müdürü Aslı Elif Tanuğur Samancı - İnsana Değer Katan Girişimci Ödülü

-Veribilim Yazılım San.Tic.Ltd.Şti. Kurucu Ortak Duygu Sarı - Kadın Girişimciliği İnovasyon Ödülü

-Little Caesars Genel Müdürü Banu Arıduru - Başarılı Yönetici Ödülü

-Dedeman Hotels & Resorts International Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Banu Dedeman - Turizmde En Başarılı Kadın Girişimci Ödülü

-Kayseri Sanayi Odası Meclis Üyesi Berna Gözbaşı - Anadolu’da Fark Yaratan Girişimci

-Microsoft Grup Pazarlama Müdürü Çiğdem Kayalı - Kadınlara Dijital Destek Ödülü

-TÜBİTAK Kutup Araştırmaları Enstitü Müdürü Doç. Dr. Burcu Özsoy - Liderlik Ödülü

-İBB Raylı Sistem Daire Başkanı Doç. Dr. Pelin Alpkökin - Topluma Katkı Sağlamak

-Migros Kalite ve Çevre Yönetimi Direktörü, ÇEVKO Vakfı İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Grubu Üyesi Dr. Hülya Günay - Çevre Ödülü

-Aloparca.com Kurucusu Ebru Özülkü - Ufuk Açan Yeni Girişimciler

-OTİAD Yönetim Kurulu Üyesi Eda Arpacı - Modada Girişimcilik Ödülü

-KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Emine Perviz Erdem - STK Lideri Ödülü

-Hepsiburada Chief People & Culture Officer Esra Beyzadeoğlu - Teknoloji ile Hayatı Kolaylaştırma Ödülü

-Taç Porselen Yönetim Kurulu Üyesi Esra Kuştemir - Sosyal Girişimcilik Ödülü

-Tezmaksan Yönetim Kurulu Üyesi ve TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Üyesi Fatma Aydoğdu – Büyük Ödül

-Techopscenter Genel Müdürü Işık Tazeler - Gençlere Destek Ödülü

-Alarko Holding Yönetim Kurulu Üyesi Leyla Alaton - Önderlik Ödülü

-ALZ Grup A.Ş. Kurucu Ortağı ve TOBB Avrupa Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı - Yurtdışında Kadın Girişimciliği Temsil Ödülü

-Köy Koop İzmir Başkanı Neptün Soyer - Dayanışmacı Girişimcilik Ödülü

-Opet Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi Nurten Öztürk - Sosyal Sorumluluk Ödülü

-İstanbul Vakfı Genel Müdürü Perihan Yücel - İyilik Ödülü

-Tepar Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Sultan Tepe - Sanayide Üreten Kadın

-Seger Korna Genel Müdürü Tülin Tezer - Fayda ve Değer Yaratan


Kadın Girişicileri Destekleme Zirvesi Jüri Üyeleri


İsmail Gülle, Şükrü Genç, Ali Kılıç, Ali Rıza Polat, Sevgi Atalay, M.Tevfik Dinçer, Ayşegül Sünbül, Mehmet Önder, Çiğdem Antlı, Ayşe Hasol Erktin, Dilek Çapanoğlu, Esra Özden, Günseli Özen, Can Sezen, Fügen Toksü, Doğan Ufuk Güneş, Sibel Palacıoğlu, Prof.Dr.Melahat Dönmez, Habibe Çiftçi, Elif Attepe, Neşecan Çekici, Serpin Alparslan, Muammer Ömeroğlu, Zuhal Gözüküçük, Senur Akın Biçer, Aydın Ağaoğlu, Bahattin Durmuş, Necdet Buzbaş, Kenan Yavuz, Muhammed Şahin, Gaye Donay, Tamer Pala, Nil Yıldızalp, Seda Akbay, Mücella Tarhan, Şenay Sezgin, Cüneyt Tansu Demir, Fatma Denizci, Oylum Tala, Uyanış Tuğtaş Bayar, Lale Güngör, Sevda Yılgaz,Gönül Yıldırım, Nuri Kalyoncu, Hatice Bozdağ, Işıl Arıdağ, Ayşen Laçinel, Ayşe Pehlivaner, Adem Akkaya, Saadettin Çay, İlker Altun, Recep Erçin, Hüseyin Öztürk, Cemile Kuzu, Dilek Özcanlı Uslu, Banu Karamuk, Aslı Erinç, Mete İmer, Talip Bayram, Seven Yılmaztürk, Emel Elik, Atilla Üstündağ, Melek Çubuk, Türkan Kaya, Belma Ünal, Hakkı Sağlam, Serhat Dükel,  Emine Çelik, Gündüz Üç, Banu Şahin


yilmazparlar@yahoo.com

29 Kasım 2020 Pazar

Yemediğini Yedirme

 

  

 Yemediğini Yedirme

Ekonomi Gazeteciler Derneği, Güvenilir Ürün Platformu, Yapder ve pek çok Dernek Başkanı Celal Toprak Güvenilir Ürün Platformunda moderatörlük görevi üstlendiği panelde, gıda sektörüne, gıda üreticilerine sağlıklı olması gereken  ürünlere atıf yaparak “Yemediğini-Yedirme” Ailenin kendinin yemediği gıda ürünü tüketiciye yedirme” dedi.

CNR Fuar merkezinde 25-28 Kasım 2020 tarihlerinde düzenlenen Gıda -İçecek Ürünleri ve Ambalaj Fuarında, Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği (YAPDER) bünyesinde Güvenilir Ürün Platformu (GÜP) tarafından gerçekleştirilen “Pandemide Markalaşma ve Pazarlama Stratejileri” panelinde, Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak moderatör, Ceylanpınar Süt Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Ceylan, Dinçer Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tevfik Dinçer, Seydioğlu Genel Müdürü Mehmet Göksu Panelist olarak yer aldılar.

Herzamanki gibi Celal Toprak’ın hiperaktif moderatörük yaptığı fevkalade akıcı geçen ve ilgi odağı olan panelde kırık gıda sistemine olan güveni yeniden inşa etmenin ilk adımları olarak gıda endüstrisine düşen konular açıklandı.  

Daha şeffaf bir tedarik zincirine acil ihtiyaç olduğu kabul edilen ürünleri tüketen günümüzün bağlantılı müşterisi, raflardaki ürünlerle ilgili her şeyi öğrenebilmeyi bekliyor - içinde ne var, nerede üretiliyor ? ve diyetleriyle ilgili bilinçli seçimler yapmalarına nasıl yardımcı oluyor? Ürünlerindeki bileşenler nereden geliyor? 

Tüketiciler, yiyeceklerinin nasıl üretildiğini ve bunun insanlar ve çevre üzerindeki etkisini bilme hakkına sahiptir. Yiyeceklerimizdeki birçok içerik dünyanın en fakir ve en gıda güvencesi olmayan insanları tarafından yetiştirilmektedir. Karşılaştığımız en acımasız ironilerden biridir.

Övgüyü hak eden şirketler içeriklerinin hangi koşullar altında üretildiğini bilmiyorlarsa nasıl anlamlı politikalar oluşturabilirler? Tüketici, şirketlerin bileşenlerini nereden temin ettiğini bilmiyorsa, o zaman şirketleri taahhütlerinden sorumlu tutabilir miyiz?

Gıda üreticileri, bilme ve gösterme konusunda daha proaktif hale gelmelidir.  Hükümetlerin gıda şirketlerinden sağlam çevresel, sosyal ve yönetişim açıklamaları talep etmesi gerekir ve yatırımcılar bu bilgilere göre hareket etmelidir.   

Panelde konuşmacıların ifade etdikleri gibi; Sürdürülebilirlik başarılı bir marka oluşturmak, kurumsal sosyal sorumluluk bir halkla ilişkiler aracından daha da fazlasıdır. Günümüz tüketicileri, marka stratejisi için vazgeçilmez kılan sürdürülebilir iş uygulamalarına sahip şirketler arıyor.



Artık şirketlerin yüksek kaliteli ürünler üretmesi veya satması yeterli değil. Günümüz markaları, dünyayı daha iyi bir yer haline getirme çabalarıyla giderek daha fazla ölçülüyor. İnsanların sosyal ve çevresel değişim kurumsal sosyal sorumluluğu temel iş stratejilerinin bir parçası yapan şirketlerin, bu tür planları olmayan kuruluşlara göre daha fazla alanda daha başarılı olduğunu ortaya koyuyor. 

İnsanları ve toplulukları olumlu etkilemenin yanı sıra, bu girişimler doğrudan marka farklılaşması, müşteri sadakati ve çalışan bağlılığı ile ilişkilendiriliyor. Şirketlere Dünyayı etkisi altına alan Pandemi sürecini yaşadığımız ekonomik kriz durumunda, şüphe duyan çalışanların önemli sorunlara katkıda bulunmalarına yardımcı olan bir şirkete daha sadık kalacaklarını işletmeyi olumlu sosyal etki için bir güç olarak görüyor.


Panelde misyon ve amaçlarını sürdürülebilir değerlerle bütünleştiren ve çevresel ve sosyal hedefleri işleriyle bağlantılı şekillerde destekleyen, markalaşan sürdürülebilir ürünlerini ve uygulamalarını başarılı bir şekilde anlatan geçmişi 50-60 yıla dayanan panelistlerin firmaları potansiyel bir pazardan pay almaya hak etdikleri gibi, tedarikçilerindeki ve üreticilerindeki çalışma koşulları konusunda şeffaf olmalarını ve küresel tedarik zinciri ağlarında çalışma koşullarında, çevre sağlığı ve güvenliğinde insan hakları uyumluluğunu dile getirdiler. 

İtibar ölçümlerine uygun marka itibarlarını şekillendirebilecek tüm faktörlerin olmazsa olmaz koşulları anlatan panelistler.   tüketicilerin, benzersiz beslenme ve kişisel sağlık hedeflerine daha agresif bir şekilde ulaşmalarına yardımcı olacak özelleştirilebilir yiyecekler, içecekler ve diyet çözümleri aradıkların bilincinde olduklarını bu şekilde varlık gösterdiklerini vurguladılar.



Moderatör Celal Toprak sağlıksız yiyecek ve içecek ürünlerinin satış ve pazarlamasının hangi koşullar altında sorumsuz olduğunu ahlak kavramından yola çıkarak, firmaların hem piyasa hem de piyasa dışı çevrelerde insanların özerkliğine saygı gösterme ve zarar vermeme ilkesine bağlı kalma görevleri olduğunu savundu 

Gayretli çalışmaları sonucunda oluşturulan panelde Güvenilir Ürün Platformu (GÜP) yönetim kurul üyesi Elif Aşlamacı Gıda ürünün önemine dikkat çekerek sağlıklı ürün için derneklerinin çalışma misyonunu vurguladı.

Gerçekdende kanımızca Koronavirüsün katlanarak yayılması, markaların pazarlama stratejilerini neredeyse tamamen hareket halindeyken değiştirmek zorunda kalmasına neden olması, markaların bu salgının ortasında benimsemesi gereken yaratıcı pazarlama stratejisine ihtiyaç duyulmasıdır.



COVID-19 salgının, dünyaya yayılmasını kontrol etmek ve eğriyi düzleştirmek için daha katı önlemler almaya zorladı. Bu tür sıkıntılı zamanlarda, markaların hedef kitleleri ile ilettikleri anlatının mantıklı olmasını sağlama sorumluluğu vardır ve bu da pazarlamacılar için zorluk teşkil etmektedir. Pazarlama kampanyalarını değiştirmek ve pazarlamaya tamamen yeni bir yaklaşım benimsemek zorundalar. Markaların empati kurması gerekse de küresel krize karşı tarafsız bir duruş sergilemeleri gerekiyor.

Hedef kitleleri üzerindeki etkilerini göz önünde bulundurarak doğru mesajı yaymak markaların sosyal sorumluluğudur. Birçok marka bunu sosyal mesafeyi ve diğer güvenlik önlemlerini teşvik eden iyi düşünülmüş kampanyalar yoluyla ve diğerleri bağışlar sunarak gerçekleştirdi. Etkileşimi Artırmak için Sosyal Medyayı Kullandı. Ruh sağlığına öncelik veren mesajı yaymak için Influencer pazarlamayı kullanarak sağlık korumasına destek verdi.

COVID-19 için pazarlama kampanyaları ve mesajlar hazırlarken, satışlarını sürdürmek, hedef kitleye değer katmak çok önemli. COVID-19 Pandemi, "dijitale geçme" hızımızı hızlandırdı ve birçok çevrimiçi sektöre yeni bir güç verdi. 

Daha önce  Zoom'a hiç bu kadar bağımlı olmamıştık, bu da dijital pazarlamacılar olarak teknolojiye olan bu yeni güveni kendi yararımıza kullanan kararlar almak istediğimiz anlamına geliyor. Pazarlama planı içinde yeni stratejileri gerektiriyor.

Panel katılımcıların soru ve katkılarından sonra destek verenlere sertifika verilerek devam etdi. Toplu fotoğraf çekimiyle son buldu.


yilmazparlar@yahoo.com

29 Ekim 2020 Perşembe

Tunç Soyer-Yerli Tohuma Sahip Çıkalım

   Yerli Tohuma Sahip Çıkalım

Başkanlığımı Celal Toprak’ın yaptığı Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) üyeleri ile “Yerel Kalkınma Modeli” başlıklı online toplantıda bir araya gelen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer;  Ülke olarak yerel tohumlara ve yerel hayvancılığın geliştirilmesine çok ihtiyaç olduğunu, Yerelde tohum ve hayvancılık rekabet gücünü arttırdığını, Türkiye ve dünyaya pazarlamak üzerine kurulu bir tarım stratejisi benimsediklerini vurguladı.

Gerçekdende "Covid-19 salgını bariz bir şekilde ülkemizde tarım politikası değişikliğine gidilmesi gerekdiğini gösterdi. Öncelikle gıda maddelerine yoğun ilgi gösterilmesi, sorunun çok boyutlu önlemlerle giderilmesini zorunlu kılmaktadır

Tarım sektörü stratejik bir sektördür. Gıda ve su, insanlar için en önemli ihtiyaç maddeleridir..Ülke düzeyinde arazi kullanım ve tarımsal üretim planlaması yapılmalı, tarım üretim miktar artışı, ürün çeşidi ve üretim sürekliliği sağlayan planlamalar yapılmalı.

Tarımsal ürün ithalatı sıfır seviyeye çekilmeli, girdi maliyetlerin düşürülmesi, ürüne  desteklerinin artırılması şart olduğudur. Tarım  insanların sosyo- kültürel yaşamlarını değiştirip şekillendiren farklı etmenleri mevcutdur. Tarım, yaşamın kaynağıdır.

insanlığın varoluşundan bugüne kadar önemini korumaktadır. Yaşam devam ettiği sürece de önemini koruyacaktır. 

Toplantı moderatörlüğünü yapan Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Başkanı Celal Toprak, yaşadığımız pandemi döneminde yerel kalkınmanın daha da öne çıktığını söyledi. Başkan Toprak “İzmir’de bu konuda somut adımlar atılıyor. Başkan Soyer ile bunları konuşmak istedik. İzmir’de atılan adımları birinci ağızdan dinlemek için buradayız” dedi.

 İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, yerel kalkınmanın bugüne kadar birbiri arasına duvar örülmüş, şehirlerdeki milyonlarca yurttaş ile alın teriyle ekmeğini kazanan üreticiler arasında bir köprü vazifesi gördüğünü ve bu köprüyü daha da güçlendirmeye devam edeceklerini söyledi. Yerli tohuma sahip çıkmak, üretilen ürünü işlemek ve katma değerini yükseltmek, üreticilerin kooperatif veya birlikler çatısı altında örgütlenmesini sağlamak, ürünleri tüm Türkiye ve dünyaya pazarlamak üzerine kurulu bir tarım stratejisi benimsediklerini vurguladı.

 İzmir özelinde yerel kaynaktan bahseden Başkan Tunç Soyer, “İzmir’in tarımsal büyük zenginlikleri ve değerleri var. Turizm anlamında da olağan üstü potansiyelleri var. Biz bu iki değeri ortaya çıkararak gücünü arttırmak ve bir yandan da ortaya çıkacak böyle bir tabloyu dünya ile entegre etmek için bir çalışma yapma ihtiyacı duyuyoruz. Amacımız dünyadan ilham alan ama aynı şekilde dünyaya ilham olan bir kent olmayı planlıyoruz” dedi.


 Tarımla turizmle ilgili birçok şey yaptıklarını vurgulayan Başkan Tunç Soyer, “Hepsinin arka planında en çok kafa yorduğumuz meseleyi söyleyeyim: O da demokrasi. Bugün dünyanın içine düştüğü sorunların büyük bölümü giderek otoriterleşen bir popülist iklimin hâkim olmasından ileri geliyor. Bu, ne yazık ki demokrasinin erdemlerinden, değerlerinden uzaklaşmayı da beraberinde getiriyor. Öyle olunca her koyun kendi bacağından asılıyor” şeklinde konuştu ve şöyle devam etti:

 “Eskiden tarım sadece tarlada ürün yetiştirmekten ibaretti dolayısı ile sadece ziraat biliminin konusuydu. Günümüzde tarım iletişimle, endüstriyel tasarımla, pazarlamayla ilgili bir sektör. Şunu bilmeliyiz ki ziraat bilimiyle ve toprağı eken insanla ile sınırlı bir şey değil tarım. Bir yandan bilimsel eşitliliği de işin içine katmayı başarmalıyız. Diğer yandan ise sürecin başından itibaren tohumdan ihracata kadar olan sürecin her bir etabının birbiri ile olan bağını ortaya çıkartarak o bağların biçimlenmesini ve arasındaki ilişkinin güçlenmesini sağlayarak sürdürmek zorundayız. Bunun olabilmesi ancak demokrasi ile mümkün.”

Ülke olarak yerel tohumlara ve yerel hayvancılığın geliştirilmesine çok ihtiyaç olduğunu anlatan Tunç Soyer, coğrafyanın iklimine, genetik kodlarına, geçmişine ve kültürüne çok daha uygun olduğunu ifade etti. Aynı zamanda bunların rekabet gücünü de arttıran imkanlar sunduğunu söyledi.

Soyer bu süreçte çok önemli başarılar elde edildiğinin altını çizerek, “Saksıda yetiştirdiğimiz bir avuç karakılçık buğdayı ile başlattığımız süreç bugün bin dönümün üzerinde bir üretime dönüştü. Bugün İzmir’in birçok ilçesinde kara kılçık yetiştiriliyor. Yerel tarımın korunması sahiplenmesi ve desteklenmesi üzerinde durmamız gereken çok önemli bir konu. Küçük üreticinin, aile çiftçisinin üretimine destek olmayı ve böylece başka bir tarımın mümkün olduğunu göstermeyi hedefliyoruz. Küçük üreticiyi desteklemek için çıktığımız yolda bir sembol oluşturduk.  Endüstriyel tarım dışında çiftçiyi yaşatmamız, kooperatiflere sahip çıkmamız gerekiyor. Biz kooperatifleri açık çek verdik. Ne üretirseniz alacağız diye. Yoksa üretim yaptıramayız” dedi ve şu noktaların altını çizdi:

 “Yerel tarımın korunması sahiplenmesi ve desteklenmesi üzerinde durmamız gereken çok önemli bir konu. Ne zaman küçük üretici toprağından hayatını idame ettirecek bir gelir sağlayamıyor o zaman köyden göç başlıyor ve o kadim kültür zayıflıyor ve köklerinden kopmaya başlıyor. Küçük üreticiyi desteklemek zorundayız. Kent dengesini sağlayabilmek ve tüketicinin sağlıklı ve çeşitli ürünlerle buluşması açısından küçük üreticiyi yaşatmak zorundayız. Buda kooperatifçilikten geçiyor. Üreticinin ürününü işlemek mutlaka katma değer bir ürüne dönüştürmeye ihtiyaç duyuluyor. Sonraki süreç ise işlenen ürünün uluslararası alanlarda pazarlanması. Böylelikle üretici kooperatiflerimizin de gücü artacak.”



 Dünyanın en büyük tarım ürünü ihracatçısı listesinde Hollanda’nın ikinci sırada olduğunu belirten Başkan Soyer, “İzmir tarihi boyunca Ege Bölgesi ile var olmuş. İzmir’i İzmir yapan şey aslında Ege’dir. Ege, tarih boyunca üzümünü, incirini, her şeyini İzmir üzerinden dünyaya pazarlayabilmiş. Hollanda dünyanın en büyük ikinci tarım ihracatçısı ülke konumunda. Ege Bölgesi Hollanda’dan biraz daha büyük ama Ege Bölgesi gibi bereketli bir coğrafya Hollanda’nın çok daha gerisinde. Bunu hazmedemiyoruz. Ve bunu değiştireceğiz. Kısacası biz bulunduğumuz noktayı hak etmediğimiz için yerel kalkınmaya önem veriyoruz. Bu dört ilke çerçevesinde sürdürdüğümüz tarım politikalarının yerelden kalkınmamızın önünü açacağını düşünüyoruz ve her biriyle ilgili birçok projeyi hayata geçiriyoruz. Tarım konusunda sürdürdüğümüz bu çalışmaları turizm için de yapıyoruz. İzmir’deki turizm aktörlerinin sesini dinliyoruz ve birlikte bir turizm planlaması yapıyoruz” dedi.

Adını ‘Halkın Bakkalı’ koydukları mekânlar açtıklarını da belirten Tunç Soyer.”Bu mekânlarda sadece kooperatiflerimizin ürettiği ürünleri satıyoruz. Türkiye’nin birçok üretici tarımsal kalkınma kooperatifinden ürün geliyor. Artık bu pazarlamayı sanal ortam üzerinden güçlendireceğiz. Bunun yazılımıyla ilgili çalışma tamamlanmak üzere. Önümüzdeki günlerde sadece iç piyasada değil, yurt dışına da ürünlerimizi pazarlayacağız. Burada özellikle ürünün işlenmesiyle elde edilen yeni endüstriyel ürünlerin olmasına gayret ediyoruz. Örneğin biz mandalina kurusu yapmıştık. Bu sayede ürün yaklaşık beş-altı misli değer kazandı. Daha önce bu ürün üreticinin elinde kalıyordu ”dedi.

yilmazparlar@yahoo.com


Kaynak; Net Haber Ajans


23 Mayıs 2016 Pazartesi

İş Hayatında Parlamanın,4 Altın Kuralı Nedir?-Yılmaz Parlar

İş Hayatında Parlamanın,
4 Altın Kuralı Nedir?


AL Danışmanlık Genel Müdürü, Marka Yönetimi ve İnsan Kaynakları Danışmanı Ayşen Laçinel, çalışanların iş hayatında başarılı olmaları; diğer bir değişle parlamalarının 4 altın kuralını anlattı. 

İş’te başarılı olmanın 4 altın kuralını açıklıyoruz!

1-Görev tanımının ve hedeflerinin farkında olarak; yöneticinden teyit almalısın. Başarılı olmak, kişinin kendini tanıması ve neden orada olduğunu bilmesiyle doğru orantılıdır. Görev tanımını ve performans hedeflerini bilmek de, kişinin gideceği yol haritasıdır. Bulunduğun ortamda neden olduğunu ve senden ne beklenildiğini daima hatırlamalısın.

2-Toleranslı ve hoşgörülü olmalısın. Herkes hata yapabilir ve sen de yapabilirsin. Önemli olan hatayı anlamaktır ve tekrarlamamaktır. Hata yapmayan, hiçbir şey yapmaz. Tabii ki, hata olabilir, mühim olan hatayı fark etmek, bunu iyi bir ders olarak görmek ve hataya neden olan nedenleri anlamaktır. Yapılması gereken, hatayı bir daha tekrarlamamak için gerekli önlemleri almaktır.

3-Yıkıcı ve kötümser değil; öneri getiren ve çözüm sunan yaklaşımda olmalısın. Konuşmalarında, yazışmalarında, 'zaten; ama...' gibi kelimelerle yazmaya ve konuşmaya başlamamalısın. En olumsuz durumlarda dahi; seni ayakta tutacak bir dal bulmalısın ve çözümün bir parçası olmalısın.

4-Mesleki ve kişisel gelişim eğitimlerini takip ederek, kendini yetiştirmelisin. Tüm alanlarda gelişim ve değişim süreci kaçınılmazdır. Bilgilerini tazelemek, gelişmelerden haberdar olmak, okumak, araştırmak, seminer ve konferansları takip etmek ve ardından bu bilgileri davranışlarına olumlu yansıtman gerekmektedir.



yilmazparlar@yahoo.com

2 Eylül 2014 Salı

NG Kütahya Seramik, Türk Milli Futbol Takımı’nın ana sponsoru oldu-Yılmaz Parlar

NG Kütahya Seramik, Türk Milli Futbol Takımı’nın ana sponsoru oldu

Seramik sektörünün öncüsü NG Kütahya Seramik, 1 Eylül Pazartesi günü Türkiye Futbol Federasyonu ile gerçekleştirilen sponsorluk anlaşmasıyla, Türk Milli Futbol Takımı’nın ana sponsorluğunu üstlendi. NG Kütahya Seramik, Milli Futbol Takımı’na destek veren ilk seramik markası olarak bir ilke imza attı.


 Seramik sektörünün öncüsü NG Kütahya Seramik, 1 Eylül Pazartesi günü Türkiye Futbol Federasyonu ile gerçekleştirilen sponsorluk anlaşmasıyla, Türk Milli Futbol Takımı’nın ana sponsoru oldu. Milli Futbol Takımı’na destek veren ilk seramik markası olan NG Kütahya Seramik bir ilki hayata geçerdi.

Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri’nde gerçekleştirilen imza töreni Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören, Türkiye Futbol Federasyonu 1. Başkan Vekili Servet Yardımcı, Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim ve NG Kütahya Seramik Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral’ın katılımıyla gerçekleşti. Törenin ardından Milli Takım futbolcuları ve Fatih Terim dünyanın en büyük karosunu imzaladılar.

Türkiye’nin en büyük seramik karolarını üreten NG Kütahya Seramik Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral, Türk Milli Futbol Takımı’nı destekleyerek bir ilke daha imza atmaktan mutluluk duyduklarını dile getirdi: “Bugüne dek daima ilklere imza atan NG Kütahya Seramik ailesi olarak, Avrupa’da ve dünyada yepyeni başarılar için Türk Milli Futbol Takımı ile el ele koşacağız. Fatih Terim liderliğindeki Milli Takımımız tarihinin en büyük başarılarına koşarken, NG Kütahya Seramik ailesi olarak takımımızın yanında olmanın gururunu yaşıyoruz.”

İşbirliğinden duyulan mutluluğu Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören şunları söyledi: “Bugün, bize heyecan ve gurur veren, çok özel bir işbirliğini başlatmak üzere buradayız. Türkiye'nin en köklü markalarından birinin, NG Kütahya Seramik'in, Milli Takımımızın ana sponsorları arasına katılmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Kendilerine, bize sundukları uzun süreli destek için şükranlarımı sunarım. Federasyon olarak göreve geldiğimiz günden beri, Türk futbolunun marka değerini yükseltmek için büyük bir çaba içine girdik. Bunun için pek çok önemli projeye imza attık, atmaya da devam edeceğiz. Öncelikle, futbolumuzun geleceği olan, genç yetenekleri keşfetmek ve yetiştirmek üzere, eğitim ve altyapı yatırımlarını başlattık. Başka bir deyişle, ‘değerlerimize’ sahip çıktık! Türk futbolundaki kaos ortamını düzene sokmak için sorumluluk aldık. Tüm kulüplerimize eşit mesafede, adil bir yönetim için kolları sıvadık. Başka bir deyişle ‘değerlerimizi’ korumaya aldık! Futbolu şiddetten arındırmak için e-bilet  ve Passolig sistemini getirdik, kötü tezahüratı yüzde 90 oranında azalttık bunu tamamen bitireceğiz. Centilmenlik, rakibe saygı, sportmenlik gibi bir ara kaybolmaya yüz tutan erdemleri tekrar yaşatmaya başladık. Başka bir deyişle ‘değerlerimizi’ hatırladık ve hatırlattık.”

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben buradan tüm marka yöneticilerine ve reklam verenlere bir mesaj vermek istiyorum: Büyük küçük tüm takımlarımıza gönül rahatlığıyla sponsor olsunlar. Markalarını futbolla, takımlarımızla yakınlaştırmaktan artık çekinmesinler. Bundan sadece fayda göreceklerine emin olsunlar. Biz Federasyon olarak Türkiye’de futbolun markalar için, iletişim için, seyirciler için nezih ve çekici bir ortama dönüşeceğinin garantisini veriyoruz. Büyük küçük tüm futbol takımlarımızla sponsorların buluşması için uygun ve cazip futbol ortamını yaratacağımızdan, bu doğrultuda her iki tarafı da destekleyeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Bu anlamda NG Kütahya Seramik’in tüm markalarımıza örnek olmasını diliyorum. Bugün imzaladığımız anlaşma ile NG Kütahya Seramik önümüzdeki dönemde yıllık 5 milyon TL destek sağlayacaktır. Bu para da elbette yukarıda saydığımız değerlerin yaşatılması için kullanılacaktır. Pek çok kulübümüzün hak ettiği şartlarda sponsor bulamadığı bir dönemde, Milli Takımımızın bu kadar güçlü bir sponsor desteğine sahip olması, başka pek çok markanın takdirini kazanacak, kulüplerimiz için de önemli sponsorluk anlaşmalarının yolunu açacaktır. Her zaman söylediğimiz gibi, Türk futbolunda ‘ben yerine biz’ demeye başladığımız bu dönem, büyük başarıların da başlangıç noktası olacaktır.”
 yilmazparlar@yahoo.com

Oyun Endüstrisi Türkiye’de İş Dünyası Dergisinde-Yılmaz Parlar

    Oyun Endüstrisi Türkiye’de İş Dünyası Dergisinde Genel Yayın Yönetmenliğini Celal Toprak’ın yaptığı Türkiye’de İş Dünyası Dergisi, iş dü...