Antalya'da Zafer Partisi Rüzgarı
"Türk Milletinin Zaferi İçin Mücadeleye Devam!"
Abdullah Öcalan’ın affedilmesi yönündeki planlara karşı Zafer Partisi’nin duruşu.
PKK ile yapılan müzakereler ve bunlara karşı Türk milletinin tepkisi.
Türkiye'nin anayasasında yapılması istenen değişikliklere karşı Zafer Partisi'nin güçlü itirazı.
Türk milletinin, Türk devletinin temellerine ve Cumhuriyet değerlerine sahip çıkma kararlılığı.
Antalya’da Yörük Türkmenlere Seslendi, "Türklük Özümüzdür!"
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Antalya'da Yörük Türkmen derneklerinin temsilcileriyle buluşarak, Türkiye'nin en önemli meselelerine dair sert açıklamalarda bulundu.
"Abdullah Öcalan’ı Afla Dışarı Çıkarmayacağız."
Özdağ, özellikle PKK ve Abdullah Öcalan’a yönelik olan tepkilerini güçlü bir dille ifade etti.
Özdağ, Türk milletinin ve devletinin birliğine karşı yapılan tehditlere dikkat çekerek, "Türk Devleti terör örgütlerine teslim olmayacak. Abdullah Öcalan’a yönelik affa asla izin vermeyeceğiz!" dedi.
"Türk Devleti Teröristlerin Karşısında Diz Çökemez!"
Ümit Özdağ, terörle müzakere sürecinin yarattığı olumsuzlukları hatırlatarak, "Türk milletine, Türk devletine diz çöktürmek isteyenlere karşı her zaman mücadele edeceğiz" şeklinde konuştu.
Özdağ, ayrıca Türkiye'nin devlet aklına ve Cumhuriyetin temellerine sahip çıkarak, "Türk milletinin yüzünü kızartacak hiçbir anlaşmaya asla izin vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Konuşmasında, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ve güvenlik güçlerinin terörle mücadeledeki kahramanlıklarına da değinen Özdağ, "Zafere yaklaşıyoruz, Türk milleti olarak terör örgütlerinin karşısında her zaman dimdik duracağız" dedi.
yilmazparlar@yahoo.com
25 Aralık 2024 Çarşamba
Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ’dan Ekonomik Gerçekler ve Çözüm Önerileri-Yılmaz Parlar
Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ’dan Ekonomik Gerçekler ve Çözüm Önerileri
Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın konuştuğu bu rakamlar ve çözüm odaklı yaklaşımı, Türkiye’de ekonomik gerçeklerin şeffaf bir şekilde ortaya konması adına son derece değerlidir.
Sayılarla desteklenen bu çıkışlar, sadece eleştiri değil, aynı zamanda somut çözüm yolları da sunmasıyla dikkat çekmektedir. Özdağ’ın liderliği altında Zafer Partisi’nin ekonomi politikaları, toplumun her kesimine umut veren bir vizyon ortaya koymaktadır. Bu kadar net ve veriye dayalı bir söylemin Türk siyasetinde fark yaratacağı söyleniyor.
Asgari Ücret Zammı Talepleri ve Dar Gelirlinin Yaşam Mücadelesi
Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, son yaptığı basın açıklamasında Türkiye’deki ekonomik sıkıntılara dikkat çekerek önemli veriler paylaştı. Özdağ, Türkiye’de yaklaşık 40 milyon vatandaşın ciddi bir geçim sıkıntısı içinde olduğunu belirterek, “Asgari ücretli, işsiz, emekli; herkes geçim darlığı yaşıyor” dedi.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) kasım ayı enflasyon oranını yüzde 47 olarak açıkladığını, ancak dar gelirlinin harcama kalemlerinde bu oranın yüzde 64„ ulaştığını belirtti. Özdağ, 2024 yılı için büyümeyle birlikte refah payı da eklenerek asgari ücretin en az yüzde 67,2 oranında artışla 28.427 TLȁe çıkarılması gerektiğini vurguladı.
Emekli Maaşlarında Eşitlik Çağrısı
Ümit Özdağ, asgari ücretle orantılandığında emekli maaşlarının AK Parti döneminde çok ciddi bir düşüş yaşadığına dikkat çekti. “2002 yılında en düşük emekli maaşı, asgari ücretin 1,3 katıydı. Bugün ise bu oran asgari ücretin sadece 0,6 katına inmiştir,” diyen Özdağ, emeklilerin ekonomik zulüm altında olduğunu ifade etti. En düşük emekli maaşlarının asgari ücret seviyesine çıkarılmasının gerekliliğine dikkat çekerek, bunun adil bölüşüm için zorunlu bir adım olduğunu söyledi.
Zafer Partisi’nin Çözüm Reçetesi
Zafer Partisi lideri, partisinin iktidara gelmesi halinde uygulanacak teknoloji atağı ve eğitim reformlarıyla sabit gelirli vatandaşların çalışma koşullarını ve gelirlerini iyileştirmeyi hedeflediklerini belirtti. Özdağ, “Bu reformlar sayesinde hem verimlilik artacak hem de çalışanların üretlerinden aldıkları pay yükseltilecektir,” diyerek Zafer Partisi’nin ekonomi politikalarındaki önceliklere dikkat çekti.
EYT ve Asgari Ücret Artışı Tartışmalarına Eleştiriler
Özdağ, emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) konusunda AK Parti’nin yaklaşımını da sert bir dille eleştirdi. “Mehmet Şimşek’in EYT bütçeye büyük yüktür diyerek halkı yanıltması kabul edilemez” dedi. Asgari ücret artışının fiyatlara aynı oranda yansıyacağı iddialarının da gerçekleri yansıtmadığını ifade etti ve Merkez Bankası verilerini kaynak göstererek bu etkinin yüzde 14’ün altında olacağını belirtti.
yilmazparlar@yahoo.com
17 Aralık 2024 Salı
Zafer Partisi'nden Tarihi Ekonomi Programı-Yılmaz Parlar
Zafer Partisi'nden Tarihi Ekonomi Programı
Küreselleşme ve Zafer Ekonomisi Tanıtıldı
Zafer Partisi Ekonomi ve Kalkınma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bartu Soral öncülüğünde hazırlanan “Küreselleşme ve Zafer Ekonomisi” programı, 17 Aralık 2024 Salı günü Barcelo İstanbul Hotel’de düzenlenen görkemli bir toplantı ile tanıtıldı. Cumhuriyet tarihinin en ağır ekonomik krizinden çıkış yolu olarak sunulan bu program, somut adımları ve planlı kalkınma vizyonuyla dikkat çekti.
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile Başlayan Tarihi Toplantı
Fenomen bir yaklaşımla toplantı, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve tüm şehitlerimiz için saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Bu anlamlı başlangıç, katılımcılardan büyük takdir topladı.
Sunuculuğu Elvan Ersoy’un üssetlendiği toplantıda Ersoy, şu ifadeleri kullandı: “Hazırlanan ekonomik program, ülkemizin geleceğine ışık tutacak somut adımlar içermektedir. Şimdi, Türkiye’yi hak ettiği ekonomik gücüne kavuşturacak vizyonu ve kararlılığıyla Zafer Partisi Genel Başkanı Sayın Prof. Dr. Ümit Özdağ'ı alkışlarınızla kürsüye davet ediyorum.”
Prof. Dr. Ümit Özdağ, “Milli Ekonomi ile Krizden Çıkışı Sağlayacağız”
Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, toplantıda yaptığı etkili konuşmasında şunları belirtti;
"Dünya, 1970’lerin sonunda küreselleşme sürecine girdi. Ancak 2008 finansal krizinden sonra milli devletlerin ve pazarların önemli bir rol oynamaya başladığını gördük. Korona krizinde bu süreç daha da hızlandı ve milli devletler ekonomide kaybettikleri yetkileri geri kazandılar”.
Prof. Dr. Ümit Özdağ, küreselleşmenin beklenmedik etkilerini de değerlendirdi ve şunları ekledi;
"Neoliberal politikalar, Türkiye’yi ve dünyadaki birçok ülkeyi çıkmaza sürükledi. Bugün hala hem iktidar hem muhalefet partilerinin ekonomi programları bu çerçeveye dayanmaktadır. Zafer Partisi olarak bizler, bu çıkmazdan çıkış yolu sunuyoruz. Sayın Bartu Soral ve ekonomi heyetimizin hazırladığı bu program, Türkiye’nin 21. yüzyılın başarılı ekonomilerinden biri olması için gerekli parametreleri ortaya koyuyor.”
Prof. Dr. Özdağ, Zafer Partisi’nin gelecekte ekonominin yanı sıra sığınmacı sorununa, uyuşturucu ve yasa dışı bahisle mücadele programlarına ve sağlık sistemine yönelik stratejilerini de ardı ardına açıklayacaklarını vurguladı.
Bartu Soral, “Planlı Kalkınma ile Ekonomik Bağımsızlığın Yolunu Çizeceğiz”
Ekonomi ve Kalkınma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bartu Soral, 45 dakikalık detaylı sunumunda Zafer Ekonomisi’nin özüne dair önemli bilgiler paylaştı. Soral, Türkiye’nin mevcut ekonomik çıkmazdan çıkıp kalkınma yoluna girmesi için önerilen politikaları şu başlıklar altında anlattı:
Küreselleşmenin Değerlendirilmesi: Diğer ülkelerin küreselleşme sürecinde izledikleri başarılı stratejilerin analiz edilmesi.
Milli Ekonomi Vizyonu, Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığını sağlayacak planlı kalkınma adımları.
Sanayi ve Tarımda Yerli Üretim, İthalata dayalı ekonomik modelin yerine, yerli üretime dayalı, sürdürülebilir bir sanayi ve tarım modeli.
Adil Gelir Dağılımı, Toplumsal refahı artıracak ekonomik politikalar.
Zafer Ekonomisi, Türkiye’nin Aydınlık Geleceği
Bartu Soral, Küreselleşmenin 40 Yılı ve Türkiye’nin Ekonomik Yolu
Bartu Soral, son 40 yılda küreselleşme ile dünyaya hakim olan sektörleri, uygulanan politikaların başarı ve başarısızlıklarını ele aldı. Küresel ekonomide petrol, doğalgaz gibi geleneksel sektörlerin yerini bilgi teknolojileri, yazılım altyapısı, yarı iletkenler ve kimya endüstrisi aldı. Sektörler, dünya çapında 15 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklüğe ulaşırken, teknoloji devlerinin piyasa değerleri rekor seviyelere yükseldi.
Özellikle ARGE yatırımları bu başarının anahtarı oldu. Teknoloji şirketleri yıllık gelirlerinin %20-23'ünü ARGE'ye ayırarak yenilikçi büyümeyi sürdürdü. Türkiye’de ise 2023 yılı toplam ARGE harcaması, küresel devlerin tek bir şirketinin harcamasının dahi altında kaldı.
Bartu Soral, yüksek teknoloji ihracatında dünya sıralamasında Türkiye’nin geride kaldığını vurguladı. İlk sırada Çin yer alırken, Almanya ve ABD takip etti. Türkiye, toplam ihracatında yüksek teknoloji ürünlerinin payını %2’de tutarak 35. sırada yer aldı. Son 23 yılda Türkiye’nin 1,8 trilyon dolarlık dış ticaret açığı verdiğini belirten Soral, bunun ülkenin dış borçlanma ihtiyacını artırdığına dikkat çekti.
Soral, küresel ekonomik dönüşümün sunduğu fırsatları değerlendirmek için Türkiye’nin bilgi teknolojileri ve yüksek teknoloji alanında stratejik hamleler yapması gerektiğini belirtti. Bu hamlelerin, sürdürülebilir büyüme ve dış ticaret dengesini sağlamak adına kritik olduğunu vurguladı.
Enerji Bağımlılığı ve Küresel Teknoloji Rekabetinde Türkiye’nin Yeri
Bartu Soral, Türkiye'nin enerji bağımlılığı ve küresel rekabetteki konumunu ele alarak, ülkenin kalkınma hedefleri için stratejik hamleler yapması gerektiğini vurguladı.
Soral, Türkiye'nin petrol, doğal gaz ve ithal kömüre dayalı enerji politikalarının sürdürülemez olduğunu belirtti. Güneş ve rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir kaynaklara dikkat çekerek, Türkiye'nin ucuz ve yerli enerji üretimi ile sanayileşmeyi başarmak zorunda olduğunun altını çizdi.
Öne Çıkan Veriler;
Güneş Enerjisi, Dünyada yıllık büyüme oranı %42'ye ulaştı. Kurulu güç açısından Çin açık ara liderken, Türkiye'nin güneş enerjisinden elektrik üretimi sadece 13.000 MW ile geride kalmış durumda.
Rüzgar Enerjisi, Pek çok ülke yenilenebilir enerjiyi sanayinin temel enerji kaynağı haline getirirken, Türkiye bu alanda da atılım yapmakta geç kalıyor.
Kritik Noktalar;
Yüksek Teknoloji Üretimi, Dünyanın en büyük sektörleri olan yarı iletkenler, mikroçipler ve bilgi teknolojilerinde küresel hakimiyet için nadir toprak elementleri kritik öneme sahip. Çin, bu alanda dünya üretiminin büyük kısmını elinde bulunduruyor.
Kimya Sanayi ve Petrokimya, Türkiye yılda 30 milyar dolar harcayarak petrokimya ürünlerini ithal ediyor. Soral, Türkiye'nin ağır sanayi kapsamında entegre bir petrokimya tesisi kurarak bu bağımlılığı azaltması gerektiğini belirtti.
Sanayi Gelişimi, Çin'in çelik üretimindeki payı 1967'de %2.8 iken, 2023'te %54'e yükseldi. Buna karşılık Batı ülkelerinin payı %17'ye geriledi. Türkiye'nin çelik ve ağır sanayide atılım yapması, kalkınma için elzem.
Bartu Soral, Türkiye’nin ekonomik ve sanayi gelişimine dair önemli tespitlerde bulundu:
Enerji Krizi ve Üretim Maliyetleri
Ukrayna savaşı nedeniyle ABD’den pahalı sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatı, Almanya dahil birçok ülkede üretim maliyetlerini artırdı. Bu durum Türkiye gibi ülkeler için üretim rekabetini zorlaştırıyor. Soral, Türkiye’nin ağır sanayide ilerlemesi için kamu-özel sektör ortaklığına ihtiyaç duyduğunu vurguladı.
Teknolojik Kalkınmanın Önemi
Soral, Türkiye’nin sanayi ve teknolojide geri kalmaması için planlı bir kalkınma modeline geçilmesi gerektiğini ifade etti. Atatürk’ün 1930-38 arasında 44 fabrika kurarak ekonomik bağımsızlığı sağladığını hatırlatan Soral, bugün de benzer bir devlet müdahalesinin şart olduğunu söyledi. Almanya’nın tersane şirketini kamulaştırma kararı örnek gösterildi.
Eğitimdeki Geri Kalma ve Bilimsel Üretim Eksikliği
Dünya sıralamasında en iyi 100 üniversite arasında Türkiye’den hiçbir üniversitenin yer almadığını, bunun kalkınma için ciddi bir engel olduğunu belirtti.
Uluslararası öğrenci başarı sınavlarında Türkiye’nin matematik ve temel bilimlerde 36. sırada olduğunu vurguladı. İmam hatip okullarının yaygınlaşmasının bilimsel gelişimi desteklemediğini söyledi.
Son 20 yılda yüksek etkili bilimsel makale üretiminde Türkiye’nin geri sıralarda kaldığına dikkat çekti.
Küresel Rekabet ve Eğitim-Şirket Bağlantısı
Dünya’nın en güçlü 500 şirketinin büyük çoğunluğunun ABD, Almanya ve Fransa gibi ülkelerden çıktığını ifade eden Soral, eğitimde ve teknolojide gelişmiş ülkelerin bu başarıyı sağladığını belirtti. Türkiye’den sadece 1 şirketin bu listede yer aldığına dikkat çekti.
Bartu Soral’ın Türkiye’nin Kalkınma Vizyonu Üzerine Açıklamaları
Bartu Soral, Türkiye’nin ekonomik kalkınması için planlı, üretim odaklı bir modele geçişin zorunlu olduğunu vurguladı. Küresel rekabette başarılı olmak için kamu ve özel sektörün iş birliğiyle büyük şirketler oluşturulması gerektiğini ifade etti. Soral, Türkiye’nin mevcut ekonomik politikasının sıcak para girişine dayalı olduğunu belirterek, bunun uzun vadede üretime katkı sağlamadığını dile getirdi.
Temel Noktalar;
Planlı Ekonomi ve DPT’nin Geri Dönüşü, Türkiye’nin kısa, orta ve uzun vadeli planlama geleneğine geri dönmesi gerektiğini söyleyen Soral, Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT) yeniden kurulmasının önemini vurguladı. Planlamanın, sanayileşen ülkelerin başarı anahtarı olduğunu belirtti.
Marmara Bölgesi Ağırlığı, Türkiye’de sanayi ve ekonomik faaliyetlerin Marmara Bölgesi’ne yoğunlaştığını dile getiren Soral, bu bölgenin ülke ihracatının %64’ünü gerçekleştirdiğini ve kurumlar vergisinin %71’inin buradan ödendiğini ifade etti. Diğer bölgelerdeki dengesiz gelişime dikkat çekti.
Büyük Şirketler ve Rekabet, Küresel rekabete girebilmek için güçlü şirketlerin ve kamu-özel sektör ortaklıklarının zorunlu olduğunu belirtti. “Batı sermayesiyle rekabet ancak planlı ve dev yatırımlarla mümkündür,” dedi.
Beyin Göçü Tehlikesi, Soral, Türkiye’nin nitelikli gençlerini yurt dışına kaptırdığını, buna karşın niteliksiz göçmenlerin ülkeye doldurulduğunu söyleyerek bu durumun ekonomik ve güvenlik açısından tehdit oluşturduğunu vurguladı.
Bartu Soral, Türkiye’nin planlı ekonomiyle geleceğini yeniden inşa etmesi gerektiğini ve sanayi yatırımlarının ülke geneline yayılmasının elzem olduğunu sözlerine ekledi.
Bartu Soral Türkiye'nin bölgesel kalkınma modeline duyduğu ihtiyaç ve tarım ile sanayinin ülke geneline yayılması gerektiği üzerineydi.
“Türkiye’nin Bölgesel Kalkınmaya İhtiyacı Var”
Ekonomist Bartu Soral, Türkiye’nin mevcut tarım ve sanayi yapısında dengesizlik olduğuna dikkat çekerek, bölgesel kalkınmanın kaçınılmaz olduğunu belirtti. Karadeniz ve Doğu Anadolu gibi geniş alanların üretime yeterince katkı sağlamadığını ifade eden Soral, şu verileri paylaştı:
Karadeniz bölgesinde 3 milyon 250 bin hektarlık tarım alanı olmasına rağmen tarım üretimine katkı yalnızca %5.
Doğu Anadolu’nun yüzölçümü Türkiye’nin önemli bir kısmını oluşturmasına rağmen, ödenen kurumlar vergisi %1'in altında ve ihracata katkısı %1,65 seviyesinde.
Bu tabloyu “Türkiye’nin üretim ve sanayide tek bir bölgeye, İstanbul ve Marmara Bölgesi’ne sıkışmış olması” olarak tanımlayan Soral, ülke genelinde tarım üretim merkezleri ve bölgesel sanayi yapılanmalarının oluşturulmasını önerdi.
Tarım Alanında Öneriler,
Verimlilik Haritaları, Türkiye’nin hangi bölgede hangi tarım ürününün daha verimli yetiştirileceğini belirleyecek haritaların hazırlanması.
Tarım Merkezleri, Sosyal konutlar, eğitim kurumları, tarım meslek liseleri ve sağlık hizmetlerinin bulunduğu, gençleri kırsalda tutacak tarım merkezlerinin inşası.
Sözleşmeli Tarım, Gençlere ektikleri ürünün alım garantisinin verilmesiyle sürdürülebilir tarım planlaması.
Sanayi Alanında Öneriler:
Soral, Marmara Bölgesi’ne sıkışan sanayinin, Türkiye’nin diğer bölgelerine yayılmasının şart olduğunu söyledi ve bu doğrultuda 4 bölge, 4 deniz odaklı bir sanayi yapılanması modeli sundu.
Sanayi Bölgeleri, Limanlar etrafında organize edilen ve bölgenin avantajlarına göre planlanacak sanayi merkezleri.
Örneğin: Ankara, Kırıkkale, Karabük, Bartın gibi iller yeni sanayi yapılanmalarının merkezleri olacak.
Bartu Soral, genç nüfusun tarım ve sanayide istihdam edilmesi gerektiğini vurgulayarak, mevcut ekonomik dengesizliğin çözümünün bölgesel kalkınma ve tarım merkezlerinin inşası ile mümkün olacağını belirtti.
Bartu Soral'ın İstanbul ve Türkiye İçin Önemli Çözüm Önerileri
İstanbul'un Mevcut Durumu ve Çözüm Önerileri;
Bartu Soral, İstanbul’un karşı karşıya olduğu nüfus yoğunluğu ve deprem riskine dikkat çekerek şehri sürdürülebilir bir yapıya kavuşturmanın aciliyetini vurguladı. İstanbul’da kilometrekare başına düşen nüfusun 3.013 kişi olduğuna dikkat çeken Soral, şehirdeki 3,5 milyon eski binanın deprem riski taşıdığını belirtti.
Soral, çözümün İstanbul’dan tersine göçü teşvik ederek nüfusu 5 yıl içinde 10 milyona düşürmek olduğunu ifade etti. Bunun için bölgesel kalkınma hedeflenmeli, İstanbul kültür, sanat ve turizm merkezi haline getirilmelidir. Şehrin tarihi ve kültürel eserlerinin restore edilip dünyaya tanıtılması gerektiğini söyleyen Soral, İstanbul’un uluslararası akademisyenler ve araştırmacılar için cazip bir merkeze dönüşebileceğini belirtti.
Eğitim Reformu ve Teknoloji Gelişimi,
Bartu Soral, eğitim sisteminde köklü reformlar yapılması gerektiğini belirtti. Eğitim önerileri:
Kamu eğitim sistemi ücretsiz ve kaliteli hale getirilmeli.
Okul öncesi eğitim 3 yaşında başlamalı, doğayla iç içe bir model benimsenmeli.
14 yaşında gençlerin meslek liseleri veya akademik yönlendirmeleri belirlenmeli.
Anadolu Liseleri yeniden yaygınlaştırılmalı.
Devlet üniversitelerinin kalitesi artırılmalı; verimsiz üniversiteler meslek yüksekokullarına dönüştürülmeli.
Türkiye'nin Teknolojik Geleceği:
Soral, Türkiye'nin küresel rekabette öne çıkabilmesi için dört stratejik alanda yoğunlaşması gerektiğini vurguladı:
Bilgi Teknolojileri ve Yapay Zeka,
Havacılık, Savunma ve Uzay Sanayisi,
Biyoteknoloji ve Tarım Teknolojileri,
Modern Mühendislik ve Üretim Teknolojileri.
Bu hedefler doğrultusunda Ankara’da Ulusal Teknoloji Gelişim Merkezi kurulacağını, bu merkezin araştırma üniversiteleri ile koordinasyon içinde çalışarak sanayi ve özel sektöre yeni teknolojik çözümler sunacağını açıkladı.
Bartu Soral, İstanbul ve Türkiye için bu projelerin hayata geçirilmesinin ülkeyi geleceğe taşıyacağını belirtti.
yilmazparlar@yahoo.com
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Yorumlar