Türkiye'de bir kadın isterse neler başarabileceğini en güçlü şekilde kanıtlayan isimlerden biri Meltem Tepeler'dir.
Öncü vizyonu, uluslararası duruşu ve sektöre kazandırdığı sayısız değerle yalnızca bir organizasyon dehası değil, aynı zamanda Türkiye'nin dünya sahnesindeki temsil gücüdür.
Yalnızca Türkiye’de değil, dünya genelinde adını altın harflerle yazdıran vizyoner bir lider olarak dikkat çekiyor.
KM Events’in kurucusu ve yöneticisi, TUED - Türkiye Uluslararası Etkinlikler Derneği'nin kurucu başkanı, aynı zamanda SKAL İstanbul Yönetim Kurulu Üyesi olan Tepeler, organizasyon dünyasında iz bırakan sayısız başarıya imza attı.
30 Yılı Aşkın Birikimle Dünya Sahnesinde
1995 yılında kurduğu KM Events ile Amerika’dan Hindistan’a, Azerbaycan’dan İngiltere’ye kadar pek çok ülkeden gelen çiftlerin düğünlerini masalsı atmosferlerde gerçekleştiren Tepeler, Papa Benedict XVI, George Bush, Tony Blair, Jacques Chirac, Gerhard Schröder, Berlusconi, İlham Aliyev gibi dünya liderlerini ağırlayarak bu alanda Türkiye’nin en önemli yüzü haline geldi.
Etkinlik Sektöründe Türkiye'nin Uluslararası Temsilcisi
ILEA – International Live Events Association’a Amerika dışından seçilen tek yönetim kurulu üyesi olarak, global düzeyde etkinlik sektörünü yönlendirme misyonunu başarıyla sürdürüyor.
Meltem Tepeler, Türkiye’yi yalnızca temsil etmiyor; Boğaziçi Üniversitesi'nde kurduğu etkinlik yönetimi programları ve genç profesyonellere verdiği derslerle sektöre nitelikli insan kaynağı da kazandırıyor.
Dünya Sahnesinde Üst Üste Ödüller
2024 yılı, Meltem Tepeler için adeta bir ödül yılı oldu. RSVP Global – Yaşam Boyu Başarı Ödülü: Bu prestijli ödül, yalnızca büyük başarılara değil, o başarıların arkasındaki azim, liderlik ve yaratıcılığa veriliyor. Ve hiç kuşkusuz, bu ödül en çok Meltem Tepeler’e yakıştı.
Hindistan Shubh Wedding & Lifestyle Awards – Yılın En İyi Düğün Tasarımcısı
Global düğün pazarında Asya’nın kalbinden gelen bu büyük ödül, Türkiye'nin yaratıcı gücünü dünya vitrinine taşıdı.
World Bride Magazine Kapak Konuğu (Ocak 2025)
ABD’nin önde gelen düğün dergilerinden biri olan WBM, yalnızca sektörde fark yaratanları kapağına taşır. Meltem Tepeler’in vizyonunu, “yaratıcılığın ve estetiğin mükemmel bileşimi” olarak tanımlayan bu kapak, hem Sofralar Sergisi’ni hem de Türkiye’yi uluslararası arenada onurlandırdı.
Yaratıcılıkta Sınır Tanımıyor, Sofralar Sergisi – Yaratıcılık Konferansı
Meltem Tepeler’in vizyoner yaklaşımıyla doğan ve 2022’den bu yana her yıl düzenlenen Sofralar Sergisi, 2025’te dördüncü kez İstanbul’da düzenlenecek. Bu etkinlik, yalnızca bir konferans değil, aynı zamanda yaratıcı bir kültürel buluşma, networking fırsatı ve gençlere açılan bir vizyon kapısı.
Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek bu dev organizasyon, Türkiye’yi bir dünya düğün ve etkinlik merkezi haline getirmeye kararlı.
Sektörel Birlik ve Dayanışma: TUED’in Kurucusu
Meltem Tepeler, 2019’da kurduğu TUED – Türkiye Uluslararası Etkinlikler Derneği ile, sektörün uluslararası standartlarda gelişmesini sağlayan bir platform oluşturdu.
Bu dernek, organizasyon dünyasının tüm aktörlerini bir araya getirerek Türkiye’nin MICE ve etkinlik turizmi potansiyelini dünyaya tanıtmaya devam ediyor.
Meltem Tepeler yalnızca bir iş insanı değil, aynı zamanda Türkiye’nin kültürel ve yaratıcı gücünü global ölçekte temsil eden bir vizyon lideridir. Kazandığı her ödül, Türkiye'nin adını dünya sahnesinde daha da yukarılara taşımaktadır. Meltem Tepeler gibi kadınlar, geleceğin Türkiye’sini şekillendirecek olan ilham kaynaklarıdır.
tanbul’un Kalbinden Türkiye’nin Teknoloji Vizyonuna
İTO Meclisi’nde Stratejik Mesajlar
İTO Haziran Ayı Meclis Toplantısı’nda Türkiye’nin Sanayi ve Teknoloji Geleceği Masaya Yatırıldı
İstanbul Ticaret Odası (İTO), 12 Haziran 2025 Perşembe günü Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ı konuk ettiği Haziran Ayı Meclis Toplantısı’nda; Türkiye’nin yüksek teknolojili üretimden ihracat hedeflerine, yerli savunma sanayiinden yabancı yatırım çekme stratejilerine kadar birçok başlığı masaya yatırdı.
Toplantıda, İTO Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken, İTO Başkanı Şekib Avdagiç ve Bakan Kacır önemli değerlendirmelerde bulundu.
Dr. Erhan Erken,
“Kurban, manevi bir arınma ve fedakarlık sembolüdür”
Toplantının açılışında konuşan İTO Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken, Kurban Bayramı’nın hemen ardından yapılan toplantının maneviyatına vurgu yaparak, “Kurban, sadece bir et paylaşımı değil, Allah yolunda her türlü engelden vazgeçebilmenin sembolüdür” dedi.
Erken, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır’ın genç yaşta üstlendiği sorumluluklar ve teknoloji odaklı liderliğine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“Sayın Bakanımız, 2023’te hayata geçirdiği Milli Yapay Zeka Stratejisi ve TEKNOFEST gibi vizyoner projelerle, genç nesillere ilham veren bir rol modeldir.”
Şekib Avdagiç,
“İstanbul, katma değerli üretimin motor gücüdür”
İTO Başkanı Şekib Avdagiç ise konuşmasında, İstanbul’un sanayi ve teknoloji yatırımlarındaki ağırlığına dikkat çekti. “İstanbul’daki şirketlerin katma değerli üretimdeki payı %40’ın üzerinde” diyen Avdagiç, özellikle BTM (Bilişim ve Teknoloji Merkezi) üzerinden yürütülen teknoloji girişimlerinin küresel ölçekte ses getirdiğini belirtti.
Avdagiç’in öne çıkan mesajları
Yerli üretim vurgusu, “Savunma sanayisinde İstanbul firmaları lokomotif rol oynuyor.”
Yabancı yatırım ilgisi, “İstanbul’da düzenlenen fuarlar, Türkiye’nin bölgesel cazibesini artırıyor.”
Ekonomik büyüme hedefi, “Yıllık %4,5-5 büyüme kaçınılmaz hedefimizdir.”
Kongre turizmi, “İstanbul, 2015’ten sonra ilk kez büyük uluslararası kongrelere ev sahipliği yapıyor. Bu, şehrin marka değerine güç katıyor.”
Bakan Mehmet Fatih Kacır,
“2030 hedefimiz: 400 milyar dolar sanayi ihracatı”
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, konuşmasında Türkiye’nin sanayi üretimindeki dönüşümünü verilerle anlattı. Pandemi sonrası toparlanma sürecinde Türkiye’nin Avrupa’dan pozitif ayrıştığını vurgulayan Kacır, “Almanya ve İtalya sanayi üretiminde düşüş yaşarken, Türkiye %4 büyüme kaydetti” dedi.
Bakan Kacır’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar:
Üretim ve ihracat,
“İmalat sanayi üretimimizi 6,7 milyona çıkardık.”
“2030’da 400 milyar dolarlık sanayi ihracatını hedefliyoruz.”
Teknoloji ve AR-GE, “AR-GE harcamalarını 2 milyar dolardan 16 milyar dolara çıkardık.”
“Yüz bin teknoloji girişimi ve 100 milyar dolarlık değerleme hedefliyoruz.”
Teşvikler ve dönüşüm,
“2023-2030 döneminde 530 milyar dolarlık yatırım teşvik programı hayata geçirilecek.”
“İstanbul’daki 50 milyon lira üzerindeki yeşil ve dijital dönüşüm yatırımlarına özel destek verilecek.”
Yeni nesil OSB modeli,
“OSB’lerde yalnızca fabrika değil, yaşam alanları da kuruyoruz. Yürüme mesafesinde konut, spor ve kültür alanlarıyla insan odaklı sanayi modeli inşa ediyoruz.”
Ekonomik veriler,
“Enflasyon %35,4’e gerileyerek 2021 sonrası en düşük seviyeyi gördü.”
“İşsizlik %8,6 ile 24 aydır tek haneli.”
Geleceğe Güven Mesajı, “Teknolojide Tam Bağımsız Türkiye”
Toplantının sonunda, Bakan Kacır “Cumhurbaşkanımızın liderliğinde teknolojide tam bağımsızlık hedefimize emin adımlarla ilerliyoruz” diyerek kararlılık mesajı verdi.
Toplantı, sektör temsilcilerinin görüş ve önerileriyle devam etti. İTO’nun yeni dönem projelerinin ele alındığı oturumda, Türkiye’nin sanayi ve teknoloji geleceğine dair güçlü sinyaller verildi.
AFEX 2025, Afrika Pazarına Açılan Kapı İstanbul'da Aralanıyor!
Türkiye, Afrika ile olan ekonomik ilişkilerini sadece ticari kazanç değil, stratejik ortaklık temelinde şekillendirmeli. İşte AFEX 2025 bu vizyonun zirvesi olabilir.
Türk-Afrika İş Dünyası 25-26 Haziran’da Haliç’te Buluşuyor
Türkiye ile Afrika kıtası arasındaki ekonomik ve kültürel ilişkilerin gelişmesinde öncü rol üstlenen Türk Afrika İş Adamları Derneği (TABA), Afrika kıtasının potansiyelini Türkiye’ye taşımaya devam ediyor.
Dernek, AFEX Afrika İş Forumu ve Expo’nun 3’üncüsünü 25-26 Haziran 2025 tarihlerinde Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirmeye hazırlanıyor.
Bu dev organizasyon öncesi Taksim Barcelo Otel’de düzenlenen basın toplantısında, TABA Başkanı Mehmet Fatih Bulut ile AFEX Genel Koordinatörü ve TABA Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Okan Özkan önemli açıklamalarda bulundu.
Toplantı, Türkiye'deki girişimciler ve ihracatçılar için Afrika kıtasının neden kaçırılmaması gereken bir fırsat olduğuna dair net mesajlarla doluydu.
Afrika'da Ticaret Güvenle Başlar
Mehmet Okan Özkan, Afrika pazarına girmenin hızlı sipariş-al gönder mantığıyla işlemediğini belirterek, şu sözlerle dikkat çekti:
“Afrika’da iş yapmanın temelinde güven yatıyor. Önce beklentilere uyum sağlamalı, sonra ticareti büyütmelisiniz. O güveni kurduktan sonra Afrikalı iş insanları sizden kolay kolay vazgeçmez.”
Bu sözler, Türk iş dünyasına Afrika'da kalıcı olmak için sabır ve strateji gerektiğini gösteriyor.
Türkiye-Afrika İşbirliğinde Yeni Bir Çağ
TABA Başkanı Mehmet Fatih Bulut ise derneğin bugüne dek yürüttüğü faaliyetlerin Afrika ile ekonomik entegrasyonda önemli bir rol oynadığını vurguladı:
“2000’li yıllardan itibaren Türkiye, Afrika’da büyükelçilik sayısını 44’e çıkardı. Bu, stratejik bir bakış açısının sonucudur. Türkiye, Afrika’dan Avrupa ve Asya’ya açılan bir ticaret köprüsüdür.”
Bulut, Türkiye’nin sadece ürün gönderen değil, Afrika’da yatırım yapan, üretim tesisleri kuran, bilgi ve model transfer eden bir partner olması gerektiğinin altını çizdi.
AFEX 2025’te Rekor Katılım Bekleniyor
AFEX 2025, önceki yıllara göre çok daha geniş çaplı bir organizasyon olacak. 70’ten fazla ülkeden, 2000 ila 2500 arası Afrikalı ve uluslararası iş insanının katılması bekleniyor. Katılımcılar sadece fuarda değil, aynı zamanda özel B2B toplantılarda, konferanslarda ve sektörel panellerde de bir araya gelecek.
Geçtiğimiz yıl 687 Afrikalı iş insanı fuara katılmış, toplamda 1270 delege bir araya gelmişti. Bu yıl bu sayının iki katına çıkması hedefleniyor.
Türkiye İçin Afrika'da Dev Yatırım Alanları
AFEX’in vizyonu sadece ürün satmak değil; Türk iş insanlarını Afrika’daki yatırım fırsatlarıyla buluşturmak. Özellikle; Şehircilik ve inşaat, Tarım ve gıda işleme, Sağlık teknolojileri, Eğitim altyapısı, Enerji üretimi, Lojistik ve ulaşım gibi sektörlerde büyük açıklar olduğunu belirten Bulut, Türk girişimcilerin bilgi ve model desteğiyle Afrika pazarında kolayca fark yaratabileceğini vurguladı.
Afrika’nın Kalbinde Türk İmzası
Özellikle Afrika’nın birçok kentinde yatırım yapılabilir araziler, uygun iş gücü ve ciddi talep varken, yönetişim eksiklikleri nedeniyle projelerin hayata geçirilemediğini anlatan TABA yetkilileri, bu boşluğu Türk yatırımcıların doldurabileceğini belirtiyor:
“Afrika’da yatırım fırsatları çok, ama vizyon eksikliği var. İşte burada Türk iş dünyasının modeli devreye giriyor. Otel mi, hastane mi, üretim tesisi mi? Her modelle ilgileniyorlar.”
Afrika'yı Geleceğin Türkiye’si Olarak Görün
Bugün Afrika, geçmişin zorluğunu yaşayan ama yarının refahına koşan bir kıta. Türkiye için bu kıta sadece yeni bir pazar değil, aynı zamanda stratejik ortaklıkların, üretimin ve diplomasinin merkezlerinden biri olmaya aday. AFEX 2025 bu vizyonun en güçlü sahnesi olacak.
Zirve, KREA M.I.C.E. Kurucusu ve CEO’su Seda Mızraklı Ferik’in açılış konuşmasıyla başladı. Ferik, insan odaklı teknoloji vizyonunun altını çizerken, liderlerin bu dönüşümdeki rehber rolünü vurguladı.
Global HR Summit 2025,
İnsan Odaklı Teknolojinin Zirvesinde Vizyoner Bir Liderlik
İnsan kaynakları sektörünün en prestijli buluşmalarından biri olan Global HR Summit 2025, bu yıl da iş dünyasının geleceğine ışık tutacak içeriklerle start aldı. Zirve, Mandarin Oriental Bosphorus İstanbul’da, KREA M.I.C.E. Kurucusu ve CEO’su Seda Mızraklı Ferik’in vizyoner açılış konuşmasıyla kapılarını açtı.
Zirve Başkanı olarak sahneye çıkan Ferik, insan odaklı teknoloji vizyonunun altını çizerken, liderlerin bu dönüşüm sürecindeki rehber rollerini güçlü bir şekilde vurguladı. Ferik, konuşmasında şu ifadeleri kullandı;
“Değişim, insanlığın en değişmez gerçeği. Sürekli değişen ekonomik ve sosyal koşullar, yeni çalışma modellerini öne çıkarırken; HR sektörü için de teknolojik gelişmeleri doğru kaynaklardan ve yakından takip etmek daha fazla önem kazanıyor. Bilgi başarının anahtarını simgeliyor. İş dünyasının değişimini ve dönüşümünü 'yapay zeka çağında' anlamlı bir şekilde yöneten ve 'insan odaklı' bir yaklaşımla benimseyen şirketler, sürdürülebilir başarıyı yakalayabiliyor.”
Beşinci yılında olan Global HR Summit, bu yıl da "Yapay Zeka, Teknoloji ve İnsan" temasıyla; insan kaynakları profesyonellerinin ilham alacağı, vizyonlarını yenileyeceği ve sektöre kalıcı katkılar sağlayacağı eşsiz bir platform sundu.
Alanında uzman konuşmacılar, interaktif oturumlar ve geleceğin iş dünyasına yön verecek konular zirve katılımcılarıyla buluştu.
Seda Mızraklı Ferik: HR Dünyasının İlham Veren Yol Göstericisi
Zirveye sadece organizatör kimliğiyle değil, aynı zamanda HR dünyasının vizyoner liderlerinden biri olarak damga vuran Seda Mızraklı Ferik, güçlü hitabeti ve stratejik yaklaşımıyla katılımcılara yön verdi. Ferik’in liderliğinde Global HR Summit, yalnızca bir etkinlik değil; dönüşümün, ilhamın ve insan odaklı dijital geleceğin adı haline geldi. Global HR Summit 2025, sadece bugünün değil, geleceğin liderlerini bugünden inşa ediyor.
Global HR Summit 2025, insan kaynakları alanındaki liderleri, danışmanları ve teknoloji öncülerini bir araya getirerek iş dünyasında dönüşümün nabzını tuttu. Zirve, hem içerik zenginliği hem de konuşmacı çeşitliliğiyle bu yıl da fark yarattı.
İnsan kaynakları ve iş dünyasının geleceğini şekillendiren en prestijli organizasyonlardan biri olan Global HR Summit 2025, İstanbul’da iş dünyasının önde gelen isimlerini bir araya getirdi. Zirvenin bu yılki ana teması, “Yapay Zekâ Çağında İnsan, Liderlik ve Kurumsal Dönüşüm” olarak belirlendi.
Yapay Zekânın İş Hayatına Etkisi Masaya Yatırıldı
Günün ilk keynote konuşmalarında, Tribewanted Kurucusu Ben Keene, yapay zekânın pozitif etkilerini nasıl kullanabileceğimizi aktardı. Ardından HR Hacking Endüstri Analisti Matt Burns, şirketlerin AI teknolojisini stratejik olarak nasıl entegre ettiğini katılımcılarla paylaştı.
The Brick Coach Kurucusu Amale Ghalbouni ise “Yapay Zekâ Çağında Korkusuz Liderlik” başlıklı konuşmasında, belirsizlik içinde cesur kültürlerin nasıl inşa edileceğini anlattı.
Modern HR’ın Babası’ndan İlham Verici Sunum
Zirvenin en çok ilgi gören isimlerinden biri, “Modern İnsan Kaynakları’nın Babası” olarak bilinen Prof. Dr. Dave Ulrich oldu. “HR Teknolojisi, Yapay Zekâ ve İnsan Yeteneğinin Evrimi” başlıklı sunumunda, insan kaynaklarının dönüşümüne dair önemli stratejiler paylaştı.
Seda Mızraklı Ferik ve Pluxee Türkiye CEO’su Eda Uluca Özcan ise özel bir söyleşide dönüşümün merkezinde yapay zekâ, insan ve liderliği ele aldı.
İnovasyon, Öğrenme ve Kurumsal Kültür Konuşuldu
Chris Heemskerk inovasyon kültürünün küresel ölçekte nasıl geliştirilebileceğini anlattı. PeopleKult Ortağı Ivan Palomino ise davranış bilimiyle dönüşüm süreçlerini başarıya ulaştırma yollarını paylaştı.
Prof. Dr. Acar Baltaş, “Yapay Zekâya Karşı Bilgelik Zekası” sunumunda, insanın makineye karşı farkını ve insanlığın gelecekteki rehberliğini sorgulayan çarpıcı bir konuşma gerçekleştirdi.
Oturumlarında Stratejik Yaklaşımlar Öne Çıktı
Angelique Slob, geleceğin iş trendlerini insan odaklı stratejilere dönüştürmenin yollarını; Guillermo de Haro Rodríguez ise AI’ın kurumsal öğrenmede nasıl kullanıldığını aktardı.
Matthew Phelan ve Berna Şamiloğlu, çalışan mutluluğu ile kurumsal kültür arasındaki bağ üzerine ilgi çekici bir söyleşi gerçekleştirdi.
Psikolojik Dayanıklılık ve Hukuki Dönüşüm Gündemdeydi
Dr. Gülseren Budayıcıoğlu, yapay zekâ çağında kurumsal ve ruhsal sağlığın önemine dikkat çekti. Hukuk, teknoloji ve liderlik kesişiminde gerçekleşen panelde ise Ayşe Naz Duman, Fazilet Karabacaklar, Kerim Müderrisoğlu ve Levent Kömür yeni çağın etik ve hukuki dinamiklerini değerlendirdi.
Global HR Summit 2025’te “Eşitlik ve Kapsayıcılık” Ekseninde Yeni Nesil Liderlik Masaya Yatırıldı
Global HR Summit 2025 kapsamında düzenlenen “Eşitlik ve Kapsayıcılık Ekseninde Yeni Nesil Liderlik” başlıklı panelde, Shell & Turcas CEO’su Emre Turanlı ile Yeniden Biz Eş Başkanı Selen Kocabaş, iş dünyasında değişen liderlik anlayışını katılımcılarla paylaştı. Panelde; teknolojinin yükselişi, kadın istihdamı, empati odaklı liderlik ve çeşitliliğin iş sonuçlarına etkisi gibi konular masaya yatırıldı.
Ezber Bozan Liderlik ve Öğrenme Kültürü
Shell & Turcas Petrol CEO’su Emre Turanlı, liderlerin artık geleneksel kalıpların dışına çıkması gerektiğini vurgulayarak, “Konfor alanımızdan çıkmak zorundayız. Teknoloji, beceri geliştirme için eşsiz fırsatlar sunuyor. YouTube’dan bile mikro öğrenmelerle kendimizi dönüştürebiliriz” dedi.
Turanlı, liderlerin yalnızca kendi sektörleriyle sınırlı kalmaması gerektiğini de belirterek, “Farklı sektörlerden beslenmeliyiz. Ben akaryakıt perakendecisiyim ama sağlık veya eğitimdeki yenilikleri işime nasıl uyarlayacağımı sorguluyorum” ifadelerini kullandı.
Kadın İstihdamı, Sosyal Sorumluluk Değil, Ekonomik Zorunluluk
Selen Kocabaş, kadınların iş gücüne katılımının ekonomik büyüme açısından vazgeçilmez olduğuna değindi:
“Türkiye'de kadın istihdam oranı %30’larda. Oysa nüfusun yarısı kadın. Bu açığı kapatmak sosyal sorumluluk değil, ekonomik zorunluluktur.”
Shell’in otoyol istasyonlarındaki kadın istihdamı projelerinden örnek veren Kocabaş, “Kadın çalışan sayısını 5 yılda 5 bine çıkardık. Bu istasyonlarda müşteri memnuniyeti ve performans %8 daha yüksek. Kadın-erkek dengesi, iletişimi güçlendiriyor” dedi.
Ayrıca Manisa’da bir köy muhtarının, kadınları istasyonda çalışmaya ikna etmek için köy meydanında düzenlediği toplantıyı örnek göstererek, “Önyargıları kırmak için yerel iş birlikleri şart” ifadesini kullandı.
Teknoloji ve İnsan Arasındaki Denge
Her iki konuşmacı da teknolojinin insanın yerini almak için değil, onun yeteneklerini desteklemek için var olduğunun altını çizdi. Emre Turanlı, “Yapay zekâ verimliliği artırıyor ancak empati, uyum sağlama ve dayanıklılık gibi insani beceriler hâlâ liderliğin temel taşları” dedi.
Selen Kocabaş ise “Merak, öğrenme tutkusu ve tutku, yeni nesil liderlerin vazgeçilmezi. Karşı tarafı anlamak için ‘yaklaşılabilir’ olmalısınız” sözleriyle liderliğin duygusal zekâ boyutuna dikkat çekti.
Panelin Final Mesajı, Kolektif Başarı
Kocabaş’ın paneli kapatırken yaptığı vurgu, zirvenin ruhunu yansıtır nitelikteydi:
“Birbirimize benzeyen değil, birbirimizi tamamlayan insanlarla çalıştığımızda değer üretebiliriz. Kapsayıcılık, teknolojiyi de içine alan bütünsel bir liderlik anlayışıyla ele alınmalı.”
Yapay Zekâ Çağına Hazır Bir İş Gücü Oluşturmak
EMEA Kurumsal Satış Başkan Yardımcısı Oliver Latham, Pearson, İş dünyasında bilinmeyen sulara yelken açıyoruz.
Demografik değişimler ve yapay zekâ (AI), işletmeleri ve iş gücünü benzeri görülmemiş bir hızla dönüştürüyor. Ancak mevcut iş gücü, AI ve teknolojik gelişmelere ayak uydurabilmek için gereken öğrenme hızına hazırlıksız.
Eğitim Sistemleri ve İş Dünyası Bugünün İhtiyaçlarına Cevap Veremiyor
2025’e yaklaşırken, bu sorun iki büyük nedenle daha da acil hale geliyor: demografi ve yapay zekâ.
Demografik Değişim, Dünya genelinde (birkaç istisna dışında) nüfus hızla yaşlanıyor. Doğum oranları son 20 yılda keskin bir düşüş gösterdi ve bu eğilim değişmiyor.
Uzayan Yaşam Süresi, Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, 2050’de dünya nüfusunun %22’si 60 yaş üzerinde olacak (2015’te bu oran %12 idi).
Deneyimli çalışanlar emekli oldukça, yetenek tabanlı şirkeler zor durumda kalıyor. Sağlık, eğitim, sosyal hizmetler, üretim ve vasıflı mesleklerde gençlerin sayısı azalıyor. Bu da bu alanlardaki çalışanlar üzerindeki baskıyı artırıyor.
Teknolojinin Etkisi, AI İşleri Radikal Şekilde Değiştiriyor
AI’ın hızlı yükselişi, rutin işleri otomatikleştirerek birçok mesleği dönüştürüyor. Sadece veri girişi veya perakende satış noktaları değil; müşteri hizmetleri, satış destek ve sosyal bakım gibi "rutin olmayan" bilgi işleri bile otomasyon tehdidi altında.
2030’a kadar, işlerin %65’i için gerekli beceriler değişecek.
85 milyondan fazla iş pozisyonu boş kalabilir.
AI destekli karar verme sistemleri, yeni becerilere olan talebi artıracak:Prompt mühendisleri, veri küratörleri, sorumlu AI uzmanları gibi.
Kritik insani beceriler (eleştirel düşünme, yargı, empati, uyum sağlama, problem çözme) daha da önem kazanacak. Ancak bu beceriler geliştirilmezse, ekonomik kayıplar trilyonlarca dolara ulaşabilir.
Bireyler ve Ekonomiler İçin Riskler
Bireyler, Sürekli değişen iş gereksinimleri, daha düşük kazanç ve iş güvencesizliği anlamına gelebilir.
Şirketler, Nitelikli çalışan bulamama sorunu büyüyor.
Hükümetler, Ekonomik gücün birkaç "süperstar firma"da toplanması, eşitsizlikleri derinleştiriyor.
Pearson’ın "Lost in Transition"raporuna göre:
ABD’de yıllık geçiş kaybı: 1,1 trilyon $
İngiltere’de 96 milyar $ (GSYİH’nın %4’ü)
Türkiye’de yaklaşık 50 milyar $
Bu kayıpların arkasında, gelir kaybı, iş güvencesizliği ve geride kalma korkusu yaşayan insanlar var.
Çözüm: Beceri Yollarını Yeniden Tasarlamak
Eğitim Kurumları, Müfredatı, gençlerin iş gücüne hızla adapte olabilmesi için çoklu eğitim ve mesleki yollara uygun hale getirmeli.
Bireyler, Kendi beceri yolculuklarını planlamalı ve geleceğe hazır yetenekler geliştirmeli.
İşverenler, Çalışanlarını yeniden yetkinleştirme (upskilling & reskilling) programlarına dahil etmeli.
Artık kariyerler doğrusal değil, dinamik. İnsanların iş, rol ve sektör değiştirme sıklığı tarihte hiç olmadığı kadar yüksek.
AI ile Verimlilik Artışı: Türkiye’de Haftada 23 Milyon Saat Tasarruf Mümkün
Pearson’ın analizine göre, üretken AI (generative AI) sayesinde:
İngiltere’de haftada 19 milyon saat (araştırma, kayıt tutma, veri toplama gibi işlerde) tasarruf edilebilir.
Türkiye’de bu rakam nüfusa oranla haftada 23 milyon saati aşabilir.
Kazanılan zaman, insan becerilerine odaklanmaya ayrılabilir,
Yaratıcı düşünme, İş birliği, Karar verme, Empati ve liderlik
Avrupa’da 3 Büyük Sektörde AI’ın Etkisi:
Eğitim, Haftada 830.000 saat tasarruf (ders planı hazırlama yerine öğrenci odaklı çalışmaya zaman ayırma).
Tıp,507.000 saat (tıbbi kayıt ve randevu otomasyonu, hemşirelerin hasta bakımına daha çok zaman ayırması).
Bilişim,850.000 saat (kodlama desteği ve uzman bilgi yönetiminde verimlilik).
Geleceğin İş Gücü İçin Harekete Geçme Zamanı
AI devrimi, insan becerileriyle dengelendiğinde verimlilik, yenilikçilik ve büyümeyi artırabilir. Ancak öğrenmeyi öğrenmek artık en kritik yetenek.
Hükümetler, şirketler ve bireyler iş birliği yapmalı. Aksi takdirde, beceri uçurumu derinleşecek ve ekonomik kayıplar kaçınılmaz olacak.
Zirvenin kapanış söyleşisinde ise Adil Yıldırım, iş dünyasında duygu durumu yönetimi ve içsel denge üzerine katılımcılara ilham veren bir sohbet sundu.
Türk Dünyası'nın Altın Kadını Azade İslamova’ya Altın Ziyaret
Özbekistan Başbakan Yardımcısı Züleyha Mahkamova’dan Türk Dünyasının “Altın İnsan” Ödüllü Azade İslamova’ya Anlamlı ziyaret ve Tebrik… Tarihi bir dayanışma örneği sergilendi.
Ailenin Kalbine Dokunan Ziyaret
Özbekistan Başbakan Yardımcısı, Aile ve Kadın İşlerinden Sorumlu Komite Başkanı Züleyha Mahkamova, 22-23 Mayıs 2025 tarihlerinde gerçekleştirilen ve 27 ülkenin aile bakanlarını bir araya getiren “Uluslararası Aile Forumu”ndan özel bir zaman ayırarak, Türk Dünyası adına yılın Altın İnsan Ödülüne layık görülen Özbek Kadın Hakları Koruma Derneği Başkanı Azade İslamova’yı ziyaret etti.
23 Mayıs 2025 Cuma günü gerçekleşen bu anlamlı buluşmada, Mahkamova ve İslamova ödüle birlikte dokunarak gururu paylaştı.
Bakanın alçakgönüllü ziyareti, sıradan bir protokol görüşmesinin ötesinde, toplumun temel taşı olan "aile" ve "kadın emeği"ne dair samimi bir takdirin ifadesiydi. İki güçlü kadın lider, ödül tebrik ardından Özbekçe yaptıkları sohbette, Türkiye ile Özbekistan arasındaki kültürel ve sosyal bağları güçlendirecek projeleri masaya yatırdı.
Kadını, Aileyi, Toplumu Birleştiren Buluşma
Mahkamova’nın bu nazik ziyareti, sadece bir tebrik değil; aynı zamanda kadının toplumdaki yerini, ailenin kutsallığını ve iki kardeş ülke arasındaki manevi bağı yeniden güçlü şekilde ortaya koydu.
Ailenin en küçük yapı taşı olduğuna inanan Mahkamova’nın, alçakgönüllülükle gerçekleştirdiği bu ziyaret, kadın gücüne olan inancını ve aileyi koruma konusundaki kararlılığını gözler önüne serdi.
İki Gönül, Bir Hedef,
Güçlü Aileler, Aydınlık Toplumlar
Görüşme konusunda Vizyon;
"Türkiye, bağımsızlığımızda ilk tanıyan ülke oldu; kardeşlik bağlarımız tarihle sınanmıştır."
"Aile medeniyetini yüceltmek için 10 yıllık projeleri birlikte hayata geçirmeliyiz."
"Türk aileleriyle evlenen Özbek kızlarımıza destek olmak, ortak hedefimizdir."
Mahkamova’nın "Devlet desteği tam olacak" mesajı ve "Cumhurbaşkanımızla değerlendireceğiz" sözleri, işbirliğinin ne denli stratejik olduğunu gösterdi.
Bu ziyaret, sıradan bir tebrik değil, Türk dünyasının kadın liderleri arasındaki köprülerin nasıl ilmek ilmek dokunduğunun kanıtı.
Ziyaret sırasında Özbekçe yapılan görüşmede Azade İslamova, duyduğu memnuniyeti şu sözlerle özetledi:
“Züleyha Mahkamova gibi değerli bir devlet büyüğümüzün derneğimize gelerek bu ödül sevincini paylaşması bizim için onurdur. Kendisiyle geçmişte çok verimli projelere imza attık. Bugün de bu iş birliğini daha ileri taşımak istiyoruz. Türkiye’deki 10 yıllık aile projesini yakından takip ediyoruz ve Özbekistan’da da aile medeniyetini ileriye taşımak için çalışıyoruz. Türkiye’nin bizi ilk tanıyan ülke olması, halklarımızın kardeşliği bizim için kıymetlidir. Bizim aramızda sadece siyaset değil, yüzyıllara dayanan bir kültür ve gönül bağı var.”
İslamova ayrıca Türkiye’de yaşayan Özbek kadınların da aile yapısına destek verici projelerde yer aldığını ve bu çalışmaları güçlendirmek için Mahkamova ile birlikte daha sıkı iş birliklerine hazır olduklarını belirtti.
Züleyha Mahkamova,
“Siz Uzakta Değilsiniz, Kalbimizdesiniz”
Züleyha Mahkamova ise İslamova’ya ve derneğe duyduğu saygıyı ve desteği şu sözlerle ifade etti:
“Bugün burada olmaktan mutluluk duyuyorum. Bu ödül sadece Azade Hanım’ın değil, Türk Dünyası kadınının onurudur. Aile, bizim devlet ve millet olarak temel taşımızdır. Türkiye’nin aile politikalarına verdiği değeri takdirle izliyoruz. Sizler gibi sivil toplum öncülerinin çalışmaları, bizim devlet politikalarımıza güç veriyor. Her zaman yanınızdayız.”
Gönüllerin Devlet Ziyareti
Bu ziyaret, sıradan bir protokol buluşması değil; aksine gönüller arası bir bağ, kadın gücünün ve aile değerlerinin taçlandırıldığı bir anıydı. Kadını sadece ailenin değil, aynı zamanda toplumun taşıyıcı kolonu olarak gören bu iki kıymetli kadın liderin yan yana gelişi, Türk ve Özbek halklarına “birlikte daha güçlüyüz” mesajı verdi.
Bir gazeteci olarak bu ziyarete tanıklık etmek, kelimelerle anlatılması güç bir onurdu. Siyasetin ötesine geçen, kadının emeğini, ailenin ruhunu ve kültürel kardeşliği kucaklayan bu an; bana mesleğin ne kadar duygularla örülü bir misyon olduğunu yeniden hatırlattı.
Mahkamova'nın samimiyeti, İslamova'nın azmi... Bu iki öncü kadın, yalnızca bugünü değil, geleceği inşa ediyor. Bazen bir haber sadece okunmaz; hissedilir, yaşanır ve hafızaya kazınır. İşte bu ziyaret de onlardan biriydi.
Okuyan herkes şunu anlamalı; Aile, sınır tanımaz; kadınların omuz verdiği medeniyet projeleri, Türk dünyasının geleceğini inşa ediyor. Bu buluşma, "biz birlikteysek, başarı da kalıcıdır" diyenlerin manifestosu oldu.
Yorumlar