9 Nisan 2025 Çarşamba

Umutlu Gelecek Derneği (UMAR)-Medeniyetler Sofrası -Yılmaz Parlar


Yorumlar


  UMAR’dan Sürdürülebilir Geleceğe Sofralık Bir Mesaj

Medeniyetler Sofrası’nda Kültürler Buluştu

Umutlu Gelecek Derneği’nden İstanbul’un Çok Sesli Kültürüne Sofralık Vefa



Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda; eğitim, çevre, ekonomi ve toplumsal farkındalık alanlarında yenilikçi ve dijitalleşmenin gerekliliklerine uygun projeler üreten Umutlu Gelecek Derneği (UMAR), 8 Nisan 2025 Salı günü Şişli Radisson Blu Hotel’de anlamlı bir etkinliğe ev sahipliği yaptı.

Medeniyetler Sofrası” temasıyla gerçekleştirilen buluşma, İstanbul’un zengin kültürel mirasını sofralar aracılığıyla yaşatmayı ve kültürler arası dayanışmaya dikkat çekmeyi amaçladı.

UMAR Başkanı Füsun Türken Uysal’dan İlham Veren Konuşma

Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren UMAR Yönetim Kurulu Başkanı Füsun Türken Uysal, sadece ülkemiz için değil tüm dünya için duyarlılık ve vizyonla hareket ettiklerini vurgulayarak şu ifadelere yer verdi:

“Umutlu Gelecek Derneği olarak insan onuruna yakışır, adil, demokratik ve dijitalleşmeyle uyumlu bir toplum vizyonuyla çalışıyoruz. Sivil toplumun gücüne inanıyor, ulusal sınırları aşarak küresel iş birlikleriyle fark yaratmayı hedefliyoruz. Kadınların ekonomik özgürlüklerine kavuşması, iş dünyasında daha fazla yer almaları için uluslararası dayanışmayı önemsiyoruz.”

Konuşmasında ayrıca etkinliğe katkı sağlayan isimlere de teşekkürlerini ileten Uysal, “Bu özel sofrada bizlerle olan değerli konuşmacılarımıza, özellikle Şef ve Yazar Maria Ekmekçioğlu’na, araştırmacı yazar Takuhi Tovmasyan’a, şair-yazar Nadya Şener Hanımefendi’ye ve elbette oturumun mimarı Saray ve Kültür Tarihçisi A. Çağrı Başkurt Beyefendi’ye teşekkür ediyorum,” dedi.

Medeniyetler Sofrası'nda İstanbul'un Renkli Mirası Konuşuldu Rum, Ermeni ve Süryani Kültürleri Buluştu



İstanbul’un Sofrasına Çok Sesli Kültürler Konuk Oldu

İstanbul’un kadim kültürlerini bir araya getiren "Medeniyetler Sofrası" etkinliği, Umutlu Gelecek Derneği (UMAR) tarafından düzenlenen özel bir panelle renkli anlara sahne oldu. Rum, Ermeni ve Süryani mutfaklarının ve geleneklerinin ele alındığı panelde, İstanbul’un zengin kültürel mozaiği bir kez daha gözler önüne serildi.

Etkinlik kapsamında düzenlenen panelde; İstanbul mutfağının çok kültürlü yapısı, Rum, Ermeni ve Süryani sofralarının lezzetleri ve gelenekleri konuşuldu. Modaratörlüğünü Saray ve Kültür Tarihçisi, küratör A. Çağrı Başkurt’un üstlendiği panelde, gastronomi ve kültürün kesişiminde önemli bilgiler ve anekdotlar paylaşıldı.



Çok Kültürlü Mirasın Lezzetleri ve Hikayeleri

Moderatörlüğünü Saray ve Kültür Tarihçisi A. Çağrı Başkurt’un üstlendiği panelde, konunun uzmanları İstanbul’un kaybolmaya yüz tutmuş değerlerini yeniden hatırlattı.

."İstanbul, Hepimizin Ortak Evidir"

Panelde ortak vurgu, İstanbul’un çok kültürlü yapısının korunması gerektiği oldu. Moderatör A. Çağrı Başkurt"Bu şehir, farklılıkların bir arada yaşadığı bir medeniyetler beşiğidir. Onun zenginliğini geleceğe taşımak hepimizin görevi" diyerek sözlerini tamamladı.



Panelin Dikkat Çeken Konuşmacıları

Maria Ekmekçioğlu – Şef, Yazar, Restoran Sahibi ve TV Programı Sunucusu: Sofraların barış ve birlikteliği temsil ettiğine dikkat çekti. “Yemek bir halkın tarihidir,” diyerek Rum mutfağının İstanbul’daki izlerini anlattı."Bu toprakların lezzetleri, aslında birer barış ve kardeşlik mesajı taşır" dedi. Ekmekçioğlu, özellikle balık yemekleri ve zeytinyağlı mezelerin Rum mutfağındaki yerini vurguladı.

Takuhi Tovmasyan – Araştırmacı Yazar: Aile büyüklerinden kalan tariflerin hem kültürel hem duygusal miras olduğunu aktardı. Özellikle Ermeni yemek kültürünün Anadolu’daki derin izlerine değindi. Ermeni mutfağının İstanbul’daki izlerini paylaştı. "Toplumsal hafıza yemeklerle aktarılır" diyen Tovmasyan, harissa, anuşabur ve çeşitli et yemeklerinin Ermeni kültüründeki önemini anlattı.

Nadya Şener – Şair ve Yazar: “Sofra, kadim bir hafızadır. Şiir gibi katmanlı, anlamlı ve derindir,” diyerek Süryani geleneklerinin günümüze taşınma biçimlerini paylaştı.

Süryani kültürünün İstanbul’daki yansımalarını şiirsel bir dille aktardı. "Yemekler sadece karın doyurmaz, aynı zamanda birer kültür köprüsüdür" diyen Şener, Süryani mutfağının baharat kullanımı ve geleneksel tatlıları hakkında bilgiler verdi.

Etkinliğin ardından katılımcılar, Rum, Ermeni ve Süryani mutfaklarından örneklerin sunulduğu bir sofrada bir araya gelerek, kültürler arası lezzet şölenine tanıklık etti.

Kadim Değerlerle Geleceğe Umut Taşıyan Bir Platform

Umutlu Gelecek Derneği, toplumun her kesimine dokunan projeleriyle; kadim değerleri bugüne taşıyan, kadınları ekonomik hayata katan ve dijital çağın gereklerine uygun vizyoner çözümler üreten bir yapı olarak öne çıkıyor.

Etkinlik, katılımcılara sadece lezzetli bir kültürel yolculuk değil; aynı zamanda sivil toplumun dönüştürücü gücü üzerine derin düşünceler sunan bir deneyim oldu.

UMAR’ın düzenlediği bu anlamlı etkinlik, İstanbul’un unutulmaya yüz tutan renklerini yeniden gündeme taşıyarak, kültürel diyaloğa katkı sağladı.

"Medeniyetler Sofrası, sadece yemeklerin değil, hikayelerin de buluştuğu bir şölendi. İstanbul’un çok kültürlü mirası, böyle etkinliklerle yaşatılıyor."



Toplantı sonrası Sürpriz gelişme UMAR Başkanı Füsun Türken Uysal’ın Doğum günü nedeniyle final etkinliğe renk katdı. Doğum günü pastası Başkan Uysal tarafından kesildi.

yilmazparlar@yahoo.com

7 Nisan 2025 Pazartesi

Dünya Turizminin Altın Anahtarı Bu Yıl Tarsus’un-Yılmaz Parlar


Yorumlar


  

Turizmin Oscar'ı Tarsus'a Geliyor

Dünya Turizminin Altın Anahtarı Bu Yıl Tarsus’un

Altın Elma Ödülü İle Dünya Sahnesinde Bir Yıldız Doğuyor

FIJET’in prestijli "Altın Elma" ödülü, 22-24 Nisan 2025 tarihlerinde Tarsus’ta düzenlenecek törenle takdim edilecek.



Dünyanın En Prestijli Turizm Ödülü Altın Elma, Tarsus’un Parlayan Değerlerine Layık Görüldü

Dünya turizminin en saygın ödüllerinden biri olan ve "turizmin Oscar’ı" olarak anılan Altın Elma (Golden Apple), bu yıl Türkiye’nin tarihi ve kültürel zenginlikleriyle öne çıkan şehri Tarsus’a veriliyor. görkemli bir törenle medeniyetler beşiği Tarsus’a takdim edilecek. 

Ayrıca bu yılki Altın Elma töreni, dünyada sadece Türkiye’ye özgü olan ve barış ile kardeşlik mesajı içeren 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile aynı tarihlerde kutlanacak. Etkinlikler kapsamında bu özel bayram da uluslararası turizm medyası aracılığıyla dünyaya tanıtılacak.



Tarsus’un Derinliklerinde Tarih ve İnanç Turizmi

Tarsus’un Altın Elma’ya layık görülmesinde şehrin tarihi, kültürel ve dini mirası büyük rol oynuyor. Hz. İsa’dan sonra Hristiyanlık inancının yayılmasında en önemli figürlerden biri olan St. Paul’un doğum yeri olan Tarsus, aynı zamanda İncil’de ismen geçen nadir şehirlerden biri. Şehirdeki St. Paul KuyusuRoma YoluSt. Paul YoluAyatengla KilisesiAshab-ı Kehf MağarasıDanyal Peygamber’in MezarıCennet-Cehennem obruklarıAnamur Kalesi ve Allah’ın Manastırı gibi inanç turizmi açısından büyük potansiyel taşıyan alanlar bu kararda etkili oldu.

Vatikan’ın da 1990’lı yıllarda bölgede bir ayin düzenlemiş olması, Tarsus’un uluslararası inanç turizmi açısından taşıdığı değeri perçinliyor. FIJET yetkilileri, Tarsus’un potansiyelini sadece inanç turizmi değil, aynı zamanda gastronomikültür, ve tarih turizmiyle birleştirme kabiliyetine dikkat çekti.

 




FIJET (Dünya Turizm Yazarları ve Gazetecileri Federasyonu) ve Türkiye Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği (TYGD) iş birliğiyle organize edilen bu büyük ödül öncesinde, Swissotel The Bosphorus İstanbul’da basın mensuplarına yönelik özel bir tanıtım kahvaltısı düzenlendi.

Ödül töreni, 22-24 Nisan 2025 tarihlerinde Tarsus’ta gerçekleştirilecek görkemli etkinliklerle kutlanacak.

Tarsus Belediye Başkanı Ali BoltaçKalpten, yürekten, gönülden sevgilerle buradayız Tarsus, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın inanç turizminde önemli bir merkezi. Bu ödül, kentimizin hak ettiği değeri görmesini sağlayacak ifadelerini kullandı.

Altın Elma, Tarsus’un Tanıtımında Altın Anahtar Olacak

FIJET Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Kurtoğulları, FIJET Federasyon Başkan Yardımcısı Delal Tahsin Atamdede ve ATURJET Başkanı, aynı zamanda Gastronomi Turizmi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Boztepe, yaptıkları konuşmalarda bu ödülün Tarsus’a kazandıracağı değeri vurguladı.

Turizmde "Her Şey Dahil" Uyarısı,

"Nitelikli Turist Önemli"

Etkinlikte ayrıca, Türkiye’nin turizm politikalarına dair önemli değerlendirmeler de yapıldı. "Her şey dahil" sisteminin yerel ekonomiye yeterli katkı sağlamadığına dikkat çeken konuşmacılar, kültür turlarına ve yüksek harcama potansiyeline sahip nitelikli turiste odaklanılması gerektiğini vurguladı.

Tarsus, Altın Elma İle Dünya Turizminin Gözbebeği Olmaya Hazırlanıyor

Tarsus İçin Yol Haritası Hazır

Yetkililer, Tarsus’un tanıtımı için turizm altyapısının güçlendirilmesi, konaklama kapasitesinin artırılması ve taş evlerin restore edilerek butik otellere dönüştürülmesi gerektiğini belirtti. FIJET’in önerileri doğrultusunda yerel yönetimler ve turizm örgütlerinin iş birliğiyle bölgenin uluslararası bir marka haline gelmesi bekleniyor.



Tarsus Belediye Başkanı Ali Boltaç,

“Tarsus, Turizmle Kabuğunu Kırıyor”

Tarsus Belediye Başkanı Ali Boltaç, kentin hem ekonomik hem de manevi potansiyeline dikkat çekerek, turizmin kapsayıcı ve birleştirici gücünün altını çizdi. Tarsus’un sahip olduğu doğal, kültürel ve stratejik avantajlarla çok daha yüksek bir seviyeye ulaşabileceğini belirten Başkan Boltaç, “Tarsus, tarımda, sanayide ve artık turizmde de kabuğunu kırıyor,” dedi.

"Vergi Sıralamasında 6. Sıradayız, Hizmette 26."

Mersin’in Türkiye genelinde en çok vergi veren 6. il olduğunu vurgulayan Boltaç, buna rağmen hizmet noktasında 26. sırada olduklarını dile getirdi. “Bu dengesizlik artık kapanıyor. Devlet yatırımları bölgemize yönelmiş durumda. Tarsus, Ortadoğu’ya ve Avrupa’ya açılan çok önemli bir kapıdır,” şeklinde konuştu.

"Uluslararası Havalimanı, Liman, Organize Sanayi... Her Şey Var"

Tarsus’un stratejik konumuna da dikkat çeken Boltaç, kentin 20 km uzağında bulunan uluslararası bir limana, bir lojistik üsse, sanayi bölgelerine ve büyük gövdeli uçakların inip kalkabileceği bir havalimanına sahip olduğunu ifade etti. “Elimizdeki imkanlara baktığımızda, bu kent bir vizyon kenti olabilir,” dedi.

“Tarsus Sahil Bandı Projelerle Atılım İçindeyiz”

Sahil Bandı Projesi ve 7-8 bin yatak kapasiteli büyük ölçekli projelerden bahseden Boltaç, “Bu projeler devletimizin hazırladığı yatırımlar. Biz de Tarsus Belediyesi olarak entegre olmak istiyoruz,” diyerek turizm altyapısının güçlendirileceğini söyledi.

"Tarsus’un Tarihi ve Manevi Değerleri Tanıtılmalı"

Konuşmasında Danyal Peygamber’in kabrine de dikkat çeken Başkan Boltaç, bu gibi manevi değerlerin hem yerli hem de yabancı turistlere tanıtılmasının önemine vurgu yaptı. “Bu tür tarihi miraslar kentimize büyük bir değer katıyor. Burası sadece bir şehir değil; bir kültür hazinesidir,” dedi.

“Turizmde Hedefimiz 5-5,5 Milyon Ziyaretçidir”

Diyarbakır’ın 2018 öncesinde terörle anılırken, bugün turizmle anıldığını belirten Boltaç, Tarsus’un böyle bir dezavantajı dahi olmadan çok daha ileri seviyelere ulaşabileceğini söyledi. “Turizmde hedefimiz en az 5 milyon, hatta 5,5 milyon ziyaretçidir,” dedi.

"Tarsus’ta Yatırımcının Önünü Açıyoruz"

Turizme yönelik yatırım çağrısında bulunan Başkan Boltaç, belediyenin yatırımcılara tüm desteği vermeye hazır olduğunu belirtti: “Tarsus’a yatırım yapmak isteyenin önüne ceketimi çıkarıp koyarım. Bir beklentim yok. Şeffaf, prensipli ve kamu yararını esas alan bir anlayışla çalışıyoruz.”

“Tarsus, Artık Tüm Canlıların Belediyesi”

Seçim sürecinin ardından her görüşten insanın ve tüm canlıların belediye başkanı olduğunu vurgulayan Boltaç, “Bu kentte yaşayan insanların, hayvanların, hatta ağaçların bile sorumluluğu bizde,” diyerek çevreye ve hayvan haklarına duyarlı bir belediyecilik anlayışını benimsediklerini ifade etti.

“Konaklama Kapasitesi 1.200’e Çıkacak”

Şu anda kentte 200-250 civarında olan konaklama kapasitesinin Wyndham ve Hilton gibi uluslararası otel markalarının yatırımlarıyla 1.200 seviyesine çıkarılacağını müjdeleyen Başkan Boltaç, “Önümüzdeki dört yıl içinde bu hedefe ulaşmayı planlıyoruz,” dedi.

“Tarsus Sizi Her Zaman Ağırlamaya Hazır”

Tarsus Amerikan Koleji mezunu olan ve uluslararası düzeyde güçlü bir ağa sahip Hüseyin Bey’e de özel teşekkürlerini sunan Boltaç, “Tarsus için emek veren herkese minnettarız. Bu kente katkı sunan herkesin adı altın harflerle yazılacaktır,” dedi.



TYGD Başkanı Gürkan Boztepe,

 "Tarsus, Türkiye'nin Siyaset Üstü Turizm Markası Olma Yolunda"

Türkiye Yerel Gazeteciler Derneği (TYGD) Genel Başkanı Gürkan Boztepe, Tarsus'ta düzenlenen uluslararası organizasyonu büyük bir takdirle değerlendirdi. Etkinliğin hem inanç turizmi hem de gastronomi turizmi açısından ülkemiz adına çok kıymetli bir kazanım olduğunu vurgulayan Boztepe, şu ifadeleri kullandı:

"Bu organizasyon, siyasetin üstünde bir değer taşıyor. Tarsus’ta geçirdiğimiz süre boyunca sadece ağırlanmadık, aynı zamanda ülkemizin ne kadar zengin değerlere sahip olduğunu da tekrar fark ettik. Gazeteci olarak dünyanın dört bir yanından aranıyorum, ancak ülkemiz içerisinde böyle bir noktanın bu denli özel olduğunu ben bile yeni yeni keşfediyorum."



Boztepe, özellikle Swissotel'de yapılan toplantıya da dikkat çekerek bu tür etkinliklerin sadece yerel değil, uluslararası turizm açısından da önemli bir rol oynadığını belirtti:

"Bu toplantıyı ailemizle paylaşmak istedim çünkü hâlâ bilmeyen turizm sektörü profesyonelleri olabilir. Tarsus, gastronomi ve inanç turizmi açısından çok önemli bir destinasyon. Belediye Başkanı’nın vizyonunu ve kararlılığını da gözlemledik. Nokta atışı projelerle başarılı işler ortaya konuluyor."

TYGD’nin Yeni Vizyonu

Gürkan Boztepe, TYGD'nin kurumsal olarak da büyük bir dönüşüm içerisinde olduğunu söyledi. Yeni dönemde logodan sosyal medya stratejilerine kadar pek çok alanda yenilik yaptıklarını vurguladı:

"Derneğimizin vizyonunu uluslararası düzeye taşıyoruz. Türkiye’yi temsil ederken daha güçlü bir imaj sergilemek zorundayız. Önümüzdeki dönemde bu organizasyona daha çok destek vereceğiz.

Etkinliğin Konukları, Alanında Uzman İki İsim

Boztepe, etkinlikte konuşmacı olarak yer alan iki önemli isme de değindi:

Prof. Dr. Oğuz ÖzeralDr. Ender Saraç

İki değerli akademisyenin katılımı, organizasyona bilimsel ve kültürel anlamda derinlik kattı.



FIJET Başkan Yardımcısı Atamdede,

 “Altın Elma, Turizmin Anahtarlarından Biri”

FIJET (Dünya Turizm Yazarları ve Gazetecileri Federasyonu) Başkan Yardımcısı Delal Tahsin Atamdede, Tarsus’ta gerçekleşen organizasyonda yaptığı konuşmada federasyonun misyonunu ve Tarsus’un Altın Elma ödülüne adaylık sürecini değerlendirdi.

Atamdede, FIJET’in 33 ülkeden yaklaşık 750 turizm yazarı ve gazeteciyi bünyesinde barındırdığını, temel amacının ise dünya turizmine katkı sunmak ve yeni destinasyonları tanıtmak olduğunu belirtti. Bu hedef doğrultusunda iki anahtarlarının olduğunu vurguladı: Genç Turizm Gazetecileri Akademisi (Young Journalists Academy) ve Altın Elma (Golden Apple) ödülü.

Genç gazeteciler akademisi sayesinde, turizm gazeteciliğine ilgi duyan üniversite öğrencileri farklı ülkelerde düzenlenen on günlük seminerlerle mesleğe hazırlanıyor. Bu çalışmaların turizm yazarlığının geleceğine önemli katkılar sunduğunu ifade etti.

“Altın Elma, Altın Anahtardır”

Altın Elma’nın turizmde kalkınma sağlayan güçlü bir araç olduğunu belirten Atamdede, bugüne kadar Türkiye’den 6 farklı destinasyonun bu ödüle layık görüldüğünü hatırlattı: Adıyaman, Konya, İzmir, Antalya, Ankara-Hamamönü ve Diyarbakır. Özellikle Diyarbakır’ın 2018’de aldığı ödül sonrası turizmde yakaladığı ivmeye dikkat çekti.

Atamdede, Tarsus’un da bu ödüle aday olduğunu ve FIJET değerlendirme kurulunun bölgeye kapsamlı bir inceleme gezisi düzenlediğini söyledi. İncelemelerde tarihi, kültürel, gastronomik ve inanç turizmine yönelik zenginliklerin değerlendirildiğini aktardı.

Tarsus, İnanç Turizminin Parlayan Yıldızı

St. Paul’un doğum yeri olan Tarsus’un Hristiyanlık için önemli bir hac merkezi olabileceğini belirten Atamdede, “Bugüne kadar Vatikan Efes’te bir ayin düzenledi. Neden Tarsus’ta da bir hac merkezi olmasın? St. Paul Hristiyanlık tarihinde İsa’dan sonraki en önemli figürdür” dedi.

Tarsus’ta yer alan St. Paul Kuyusu, Ayatengla, Roma Yolu, Daniel Peygamber'in makamı, Cennet-Cehennem obrukları, Anamur Kalesi gibi tarihi ve dini yapılarla bölgenin büyük bir turizm potansiyeline sahip olduğunun altını çizdi.

“Her Şey Dahil Sistemi, Turizmde Derin Yaralar Açtı”

Türkiye’deki “her şey dahil” turizm modelinin, yerel ekonomilere zarar verdiğini ifade eden Atamdede, “Özellikle Antalya örneğinde gördüğümüz bu sistem, turistten gelir elde etmek yerine sadece sayıyı artırmayı hedefliyor. Önemli olan gelen turistin bıraktığı ekonomik katkıdır” diye konuştu.

Tarsus’a gelen turistlerin Mersin’de konakladığını, bu durumun Tarsus’a ekonomik katkı sağlamadığını belirterek, tarihi taş evlerin restorasyonu ve yatak kapasitesinin artırılması gerektiğini vurguladı.

“Turizm, Toplumları Birleştiren Güçlü Bir Sektördür”

Atamdede konuşmasını, “Turizm sadece ekonomik değil, aynı zamanda kültürel ve sosyal bir güçtür. Toplumlar arası barışı destekler, önyargıları yıkar ve siyasi çıkarların önüne geçer. Tarsus bu potansiyeli taşıyor. Altın Elma bu potansiyelin sembolüdür” sözleriyle tamamladı.



Prof. Dr. Oğuz Özeral

Prof. Dr. Oğuz Özeral, konuşmasında Tarsus’un sağlık, beslenme ve gastronomi tarihi açısından taşıdığı öneme dikkat çekti. Tarsus'un bu alanlardaki merkezi konumunun geçmişten günümüze sürdüğünü belirterek, Gastronomi Merkezi kurulmasından dolayı teşekkürlerini sundu.

Konuşmasında, 2025 yılında Türkiye’de gerçekleşecek iki önemli olaydan bahsetti:

325 yılında İznik’te toplanan ilk konsilin 1700. yılı etkinlikleri.

Altın Elma Ödülü ve Tarsus’un hac yeri haline getirilmesi yönündeki çalışmalar.

Bu etkinliklerin tanıtımını 2024 Kasım ayında Malta'da düzenlenen Akdeniz Zirvesi’nde yaptığını ifade etti. Tarsus’un dünyada dikkat çeken bir destinasyon olacağını, turistik ilgide ciddi bir artış yaşandığını ve bu durumun ekonomiye de olumlu yansıyacağını vurguladı.

23 Nisan 2025’te Tarsus’ta uluslararası çocuk bayramı kutlamalarına özel önem verileceğini; bu kapsamda Sen Pol Kilisesi’nde ayinSakız Adası ile kardeş şehir ilanıŞefika Kutluyan konseriAltın Elma Ödülü töreni ve Fijet’in 70. yılı kutlamaları gibi etkinliklerin gerçekleştirileceğini açıkladı.

Özeral, gastronomi kültürünü bilimsel temellerle destekleyerek tanıtma arzusunda olduğunu; özellikle de Tarsus'un yerel yemeklerinin dünyaya tanıtılmasının gerekliliğini savundu. Son olarak, Ankara Sağlık ve Doğal Yaşam Federasyonu Akdeniz Bölge Başkanı olarak basının gücünü vurgulayıp, her türlü desteği sunacağına söz verdi.



Dr. Ender Saraç Konuşma

Dr. Ender Saraç, konuşmasına Tarsus ile olan duygusal bağından söz ederek başladı. Tarsus'un henüz tam keşfedilmemiş ruhsal ve kültürel derinliğe sahip olduğunu belirtti. Şehirde keşfedilecek birçok tarihi ve kültürel katmanın bulunduğunu ve bu potansiyelin doğru değerlendirilmesi gerektiğini dile getirdi.

Avrupa’da yüksek gelirli bireylerin katıldığı kişisel gelişim ve detoks kamplarından örnekler veren Saraç, Tarsus’un da benzer organizasyonlara ev sahipliği yapabilecek zenginlikte olduğunu ifade etti. Toroslar, deniz, balık çeşitliliği, zeytinyağlı yemekler ve spiritüel atmosferin bölgeyi benzersiz kıldığını vurguladı.



Ancak betonlaşma konusunda uyarıda bulunan Saraç, Tarsus’un doğallığının ve tarihî dokusunun korunması gerektiğini belirtti. Elon Musk’ın dahi dikkatini çeken arkeolojik buluntulara değinerek, bölgenin Hristiyan dünyası açısından da önemli bir hac merkezi olabileceğini söyledi.

Saraç, Tarsus’un uluslararası çapta bir şifa, kültür ve inanç turizmi merkezi olması gerektiğini ifade ederek, bu dönüşümün bilimsel, kültürel ve ruhsal temellerle sağlanabileceğini belirtti.

Konuşmalar sonrası Belediye Başkanı Ali Boltaç Basın mensupların sorularını cevapladı.

yilmazparlar@yahoo.com

 

 

Yorumlar


 Türk Dünyası Nevruz Buluşması Renklerle Dolu

Türk Dünyası Nevruz Buluşması: Renkler, Ezgiler ve Kardeşlik Ruhuyla Dolu Bir Bayram

Her yıl 21 Mart'ta gece ile gündüzün eşit olduğu bu özel gün, doğanın uyanışını, bolluğu, bereketi ve yeniden doğuşu simgeler. Hoşgörü, barış ve kültürel zenginlikleri paylaşmaya da davet eder.



Nevruz, kökenleri binlerce yıl öncesine dayanan bir kültürel miras olarak; dostluk, kardeşlik, barış ve dayanışma mesajlarıyla insanları bir araya getiriyor. UNESCO tarafından 2009 yılında "İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası" olarak kabul edilen Nevruz, farklı milletler tarafından çeşitli etkinlikler ve ritüellerle yaşatılır.



Türk Dünyasında Nevruz Bayramı

Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan gibi ülkelerde Nevruz, halk oyunları, geleneksel yemekler, şenlikler ve ateş üzerinden atlama gibi ritüellerle kutlanır.



Nevruz Coşkusu İstanbul’da, Türk Dünyası Kardeşlik İçin Buluştu

İstanbul’da, Türk dünyasının binlerce yıllık geleneği, Ergenekon’dan çıkışın simgesi olan Nevruz bayramı, coşkuyla kutlandı.

21 Mart 2025’te İBB Kültür Mahallesi’nde düzenlenen Nevruz Bayramı, Türk dünyasının renklerini ve kültürünü bir araya getirdi. Protokolün ve halkın yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte, binlerce yıllık gelenekler coşkuyla kutlandı.



21 Mart 2025 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür Mahallesi’nde düzenlenen Nevruz Bayramı kutlamaları, Türk dünyasının kardeşlik ve birlik ruhunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Geniş bir protokolün ve halkın büyük ilgi gösterdiği etkinlik, saygı duruşu ve milli marşlarla başladı. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitler ve gaziler anıldı.



İBB Başkanlığın Nevruz dolayısıyla yayımladıkları mesajlarda, bu özel günün birlik, beraberlik ve dayanışma duygularını pekiştirdiğini belirtti.

Erdebil-Horasan Alevi Ocakları Vakfı Genel Başkanı Ali Eker, Çepni Dernekleri Federasyonu Başkanı Muhammet Arif Genç, Anara Baijanova, Yasemin Pınar, Ergül Önder ve Özbek Kadın Hakları Derneği Başkanı Azade İslamova’nın öncülüğünde organize edilen "Türk Dünyası Kardeş Buluşması" adlı etkinlik, renkli görüntülere sahne oldu. Açılış konuşmalarının ardından demir örs üzerinde çekiçle demir dövülerek Nevruz ateşi yakıldı.



Türk Dünyasının Renkleri Bir Arada

Etkinliğe Özbek Konsolosluğu’ndan Timurbek Hamidov ve Maksudbek Zulunov, Eski Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek, Kıbrıs Konsolosluğu’ndan eski Ekonomi Ateşesi Cahit Kayıarslan,  Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Prof. Dr. Mualla Uydu Yücel, Cemil Kılıç, Araştırmacı Yazar Doç. Dr. Tuğrul Kihtir gibi isimlerin yanı sıra çok sayıda STK temsilcisileri, Siyasi Parti temsicileri ve elit halk katıldı.



Geleneksel Kıyafetler ve Sanatın Büyüsü

Anara Baijanova’nın organize ettiği Türk cumhuriyetlerine özgü geleneksel kıyafetlerin sergilendiği defile, büyük beğeni topladı. Her ülkeden sanatçılar, kendi şarkılarını, türkülerini ve ezgilerini seslendirerek izleyicilere unutulmaz anlar yaşattı. Miniklerin gösterileri ise seyircileri hem gülümsetti hem de büyük alkış aldı. Halk dansları, müzik performansları ile dolu dolu kutlama oldu.



Lezzetlerle Dolu Bir Bayram

Kazak, Kırgız, Özbek, Türkmen ve Kafkas mutfağından örneklerin sunulduğu etkinlikte, Özbek Kadın Hakları Derneği Başkanı Azade İslamova’nın hazırlattığı Özbek pilavı ve Anara Baijanova’nın Kazak mantısı, iftarın ana yemeği olarak öne çıktı. Katılımcılar, Türk dünyasının zengin mutfak kültürünü tadarak bayramın keyfini çıkardı.



İBB Türk Dünyası Kültür Mahallesinde Nevruz Coşkusu, Ergenekon’dan Çıkışın Kutlanışı

Türk milletinin binlerce yıllık töresi olan Ergenekon’dan çıkışı ve yeniden dirilişi simgeleyen 21 Mart 2025 tarihinde İBB Türk Dünyası Kültür Mahallesi’nde gerçekleştirilen Nevruz Bayramı açılış konuşmaları;



Çepni Dernekleri Federasyonu Başkanı Muhammet Arif Genç’in Konuşması

Çepni Dernekleri Federasyonu Başkanı Muhammet Arif Genç, konuşmasında Nevruz’un yalnızca bir bahar bayramı olmadığını, aynı zamanda Ergenekon’dan çıkışın, yeniden dirilişin ve hürriyetin simgesi olduğunu vurguladı. Genç, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Bugün burada Türk dünyasının ortak bayramı olan Nevruz'u kutlamak için bir araya gelmiş olmanın büyük onurunu ve mutluluğunu yaşıyoruz. Baharın gelişi, toprağın kardeşliğin ve dayanışmanın sembolü olan Nevruz aynı zamanda bizler için Ergenekon'dan çıkışın, yeniden dirilişin ve hürriyetin simgesidir. Binlerce yıldır Türk milletinin birlik, beraberlik ve özgürlük ruhunu yaşatan bu kutlu gün, farklı coğrafyalarda yaşayan soydaşlarımızı ortak kültürümüz ve değerlerimiz etrafında birleştiren en önemli geleneklerimizden biridir.”



Erdebil-Horasan Alevi Ocakları Vakfı Genel Başkanı Ali Eker’in Konuşması

Erdebil-Horasan Alevi Ocakları Vakfı Genel Başkanı Ali Eker, konuşmasında birlik ve beraberliğin önemine vurgu yaparak Nevruz’un yalnızca mevsimsel bir değişim değil, ruhların tazelenmesi ve millet olarak kenetlenme günü olduğunu belirtti. Eker’in konuşmasında şu ifadeler dikkat çekti:

“Yıllardır geleneklerimiz arasında Türk'ün bayramı olan bugünü hep birlikte kutluyoruz. Nevruzumuz kutlu olsun! Türk dünyasının ortak bayramı olan bu günü kutlamak için bir araya geldik, birleştik. Tanrı Türk'ün birliğini korusun ve yüceltsin. Eğer bir olursak güçlü oluruz. Eğer gaflete düşersek parçalanırız. Biz her daim bir olacağız.”



Eski Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek’in Konuşması

Eski Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek, Türk dünyası arasındaki birlik bilincinin önemine dikkat çekerken, Nevruz’un Türk milletinin binlerce yıldır diriliş ve birlik simgesi olduğunu vurguladı. Zeybek, konuşmasında şunları söyledi:

“Bugün Türk ulusunun günüdür. Newruz, Nevruz deyip duruyoruz. Bence Farslar da bunu bizden öğrendiler. Yeni günü Nevruz diye çevirdi. Ama asıl olan bizim kültürümüzdür. Bugün burada bu bilinci daha da güçlendirmemiz gerekiyor. Nevruz, eğlenmenin ötesinde Türklerin bilincine ulaşmalarını sağlayan bir gündür. Kazaklar on gün, Kırgızlar ve Orta Asya’daki diğer Türkler binlerce yıldır bu günü kutlarlar. Bugün dirilişin, yeniden doğuşun günüdür.”



Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu

Halaçoğlu, konuşmasına “Bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.” sözleriyle başladı: Ancak bu sözleri genişleterek, Türk dünyasının tamamının bir bütün olduğunu vurguladı. “Artık bizim vatanımız sadece Türkiye değil, bütün Türk dünyasıdır. Her biri bizim için bir bayraktır ve yere düşmeyecektir,” dedi.



Türk Dünyası Bir Araya Gelmeli

Halaçoğlu, birlik altında toplanmasının gerekliliğine değindi. Ortak bir tarihin yazılması gerektiğini belirterek, “Türk dünyasını bir araya getirip ortak tarihi birlikte yazmalıyız. Bu tarih, Türk dünyasının her yerinde okutulmalı ve tüm Türk milletini bir araya getirecek bir kaynak olmalıdır,” dedi.

Avrupa Birliği örneğini veren Halaçoğlu, “Avrupa Birliği siyasette, ekonomide, her alanda bir birlik oluşturmuş. Oysa onlar tarihte birbirleriyle savaşmışlar, din çatışmaları yaşamışlar ama yine de bir araya gelmeyi başarmışlar. Biz Türkler ise birbirimizden uzak duruyoruz. Birlik olmadığımız sürece büyük bir güç olamayız,” diyerek Türk dünyasının birleşmesi gerektiğini belirtti.



Türk Dünyası, Dünyanın En Güçlü Devletlerinden Biri Olabilir

Türk dünyasının sahip olduğu yeraltı zenginlikleri, petrol, doğalgaz, toryum ve bor gibi kaynaklarla dünyanın en güçlü topluluklarından biri olabileceğini ifade eden Halaçoğlu, genç nesillerin bu ortak tarihin birer parçası olduğunu anlamaları gerektiğini söyledi. “Bunu yapmadan sadece konuşmanın bir anlamı kalmaz,” diyerek konuşmasını sürdürdü.



Her Türk Devleti Bizimdir

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu ancak aynı zamanda Türkmen, Azeri, Kırgız, Kazak, Özbek ve Kıbrıs Türklerinin de vatandaşı olduğunu ifade eden Halaçoğlu, “Her biri benim bayrağımdır. Türk dünyası için can verecek şuura erişmek zorundayız. Bunu yaptığımızda her şeyin üstesinden geliriz,” dedi.



Türk’ün Türk’ten Başka Dostu Yoktur

Halaçoğlu, Türk’ün kurtu kendine simge olarak seçmesini, “Kurt ehlileştirilemez. Kimseye muhtaç olmadan Türk milleti kendi arasında birlik ve beraberlik içinde bu mücadeleyi vermek zorundadır,” sözleriyle açıkladı. Alfabenin tek hale gelmesi gibi tarihin de tek bir bütün olarak yazılmasının önemine vurgu yaptı.

Halaçoğlu, ekonomik işbirliği ve yatırımların da bu birleşmenin temel taşları olacağını belirterek, Türk dünyasının dünyanın en güçlü devlet topluluklarından biri olabileceğini ifade etti.

Nevruz’unuz Kutlu Olsun

Konuşmasını Nevruz Bayramı’nı kutlayarak sonlandıran Halaçoğlu, Türk dünyasının birliğinin önemine bir kez daha dikkat çekti.


Özbek Konsolos



Konuşmasında Nevruz'un farklı kültürler arasında bir köprü olduğunu vurguladı. Türk dünyasının kardeşlik ve birlik mesajlarının yükseldiği bu anlamlı etkinlik olduğunu, Nevruz’un binlerce yıllık geleneğini yaşatırken, Türklük kültürel zenginliği bir kez daha hatırlattı.



Özbek Kadın Hakları Derneği Başkanı Azade İslamova konuşmasında;

 Renklerin, ezgilerin ve lezzetlerin buluştuğu bu özel gün, Türk dünyasının gücünü ve birliğini tüm dünyaya gösterdi. İBB Türk Dünyası Kültür Mahallesi’nde düzenlenen bu Nevruz Bayramı kutlaması, Türk milletinin birlik, beraberlik ve kültürel değerlerini yaşatma amacını taşıyan anlamlı bir etkinlik olarak tarihteki yerini aldı. Ergenekon’dan çıkış ruhunun halen diri olduğu ve geleceğe dair güçlü adımlarla yüründüğünü vurguladı.



Nevruz'un Tarihçesi

Nevruz, kökeni itibarıyla Pers kültürüne dayansa da, Türk dünyasında da önemli bir yere sahiptir. Özellikle Orta Asya Türk devletlerinde ve Anadolu'da binlerce yıldır kutlanan bu bayram, UNESCO tarafından da "İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası" listesine alınmıştır. Nevruz, Türk kültüründe Ergenekon Destanı ile de ilişkilendirilir ve demir dağların eritilerek Türklerin özgürlüğe kavuşmasını simgeler.

yilmazparlar@yahoo.com


Aylin Özsavaş Neden TÜRSAB'a Aday-Yılmaz Parlar

Siyaset Ekonomi Turizm Otomotiv Gayrimenkul Sağlık Gıda Bilişim Teknoloji Gastronomi Kitap Kadın Sanat ...