4 Aralık 2023 Pazartesi

Yeşim Kaya -Hayatının Şefi Ol-Yılmaz Parlar


Yorumlar


 Atıksız Yaşam ve Beslenme Rehberi Nedir


Yeşim Kaya “Hayatının Şefi Ol”-Hücreden Evrene Sağlık-Yeni Bir Yaşam,


Son yıllarda yapılan incelemeler, insan kaynakları ve evren arasında beklenen bir anahtarın olduğunu ortaya koyuyor. Bilim insanlar, evrenin derinliklerindeki karanlık ışıklarla etkileşime girebilir ve bu etkileşimlerin sağlık üzerinde önemli sonuçlar üretebileceğini keşfetmiştir. 




Bu araştırmaları yapan ekipler, genişleyen alanlar yoluyla evrendeki enerji dalgalarıyla haberleşebileceğini ortaya çıkarmıştır. Hücrelerimiz, çevremizdeki enerji ve radyasyonlarla etkileşime girerek kendini iyileştirebilir, sağlık sorunlarına müdahale edebilir ve hatta hastalık riskinin azalmasına neden olur.



Özel Projeler ve Gastronomi Danışmanı,Yazar, Naturel Tv kurucusu iş insanı pek çok özellikleri olan Yeşim Kaya “Hayatının Şefi Ol” Atıksız Yaşam ve Beslenme Rehberi niteliğindeki kitabının lansmanını CVK Boshorus Hotel Evergeen’de (Dikey Bahçe) gerçekleştirdi. Sonrasında Kitapsever ve okuyucularının aldıkları kitapları D&R de imzaladı.



Kitabın geneline baktığımda sonunda holistik beslenmeyle birlikte tüm soruların cevabı niteliğinde derlenen mükemmel bir kitap olmuş.



Bütünsel Yaklaşım ile Sağlıklı Yaşam Mümkün 


Son yıllarda insanların sağlığına daha fazla önem verilmesiyle birlikte, bütünsel yaklaşım adını duymaya başladı. Bütünsel düşünceyi, bireyin bedenini, zihnini, duygu ve ruh bilgilerini bir arada ele alarak, insanın bütünsel olarak sağlıklı olmasını hedefler. Bu yaklaşım, modern tıp yöntemlerinden farklı olarak, sadece satılanlara değil, hastalığın ortaya çıktığı temel nedenlere odaklanıyor. 



Holizm, insanın hayatını bir bütün olarak ele alır. Bir kişinin sadece fiziksel olarak tedavi edilmesi yerine, parçalarının, zihinsel, sosyal ve ruhsal açıdan dengede olması hedeflenir. Bu nedenle bütünsel tedavi yöntemleri, yalnızca ilaç kullanımından ibaret değildir. Yeterli ve düzenli beslenme, egzersiz, yoga, değişim gibi alternatif değişimler de bu yaklaşımın bir parçasıdır. 



Holizm'in ilk olarak Naturopati doktoru Dr. Benjamin Rush tarafından 18. yüzyılda kurulmuştur. O zamanlar bu yöntem pek yaygın değildi ancak günümüzde giderek daha fazla insan bütünsel tedavi yöntemlerine uygulanıyor. Çünkü modern tıbbın gerçekleşen işlemlere odaklanması, bazı sıcaklıklarda yalnızca geçici bir rahatlama sağlayabiliyor. Oysa bütünsel tedavi, genel nedenleriyle başa çıkmayı hedeflemek için kalıcı iyileşme sağlar. 



Bütünsel yaklaşımın en önemli prensiplerinden biri, önleyici sağlık bakımına vurgu yapılmasıdır. Bu yaklaşımda, kişilerin hastalanmasından önce üzerinde çalışılması gereken alanlar tespit edilir ve bu doğrultuda önlemler alınır. Sağlıklı destek, fiziksel aktivite, stres yönetimi gibi faktörler, bir bütün olarak ele alınıp dengelenirse, önlenmesi mümkün hale gelir. 




Holistik beslenme, bireyin bedenini, zihnini ve ruhunu bir bütün olarak ele alan bir beslenme yaklaşımıdır. Bu beslenme biçimi, sadece fiziksel sağlığı değil, aynı zamanda duygusal, zihinsel ve sosyal sağlığı da kapsar. Holistik beslenme, geleneksel diyet anlayışından farklı olarak, beslenmeyi bir yaşam tarzı olarak ele alır.


Bu beslenme biçiminde temel prensiplerden biri, doğal ve organik besinlere odaklanmaktır. Genetik olarak değiştirilmemiş ve işlenmemiş gıdaların tercih edilmesi, bedenin temel besin ihtiyaçlarını karşılamada önemli bir rol oynar. Ayrıca, renkli sebzeler, meyveler, tam tahıllar ve sağlıklı yağlar gibi çeşitli besin gruplarının dengeli bir şekilde tüketilmesi teşvik edilir.


Holistik beslenme, besinlerin enerjisini ve şifasını vurgular. Gıdaların sadece besin içerikleriyle değil, aynı zamanda enerji frekanslarıyla da etkileşimde bulunduğuna inanılır. Bu nedenle, tüketilen gıdaların kişisel ihtiyaçlara ve enerji seviyelerine uygun olması önemlidir.


Beslenme alışkanlıklarının yanı sıra, holistik beslenme aynı zamanda yemek zamanlaması, sindirim süreçleri ve kişisel ihtiyaçları dikkate alır. Öğünler arasında denge ve uyum sağlamak, metabolizmanın desteklenmesine katkıda bulunabilir.



Holistik beslenme, stresten kaçınma ve sağlıklı bir yaşam tarzını sürdürme konularına da odaklanır. Yoga, meditasyon ve spor gibi aktivitelerin bu beslenme yaklaşımını tamamladığı düşünülür.


Bu beslenme biçimi, bireylerin bedenlerini dinlemelerini teşvik eder. Acıkma hissi, doygunluk hissi ve çeşitli besinlere karşı duyarlılık gibi sinyallerin doğru bir şekilde algılanması, sağlıklı beslenme pratiğinin temelini oluşturur.


Holistik beslenme, sadece bireysel sağlığı değil, aynı zamanda çevresel ve toplumsal etkileri de göz önünde bulundurur. Sürdürülebilir tarım uygulamalarına destek verir ve yerel besin kaynaklarının kullanımını teşvik eder.


Sonuç olarak, holistik beslenme bireyleri, beden, zihin ve ruh sağlığını bir arada değerlendirerek, dengeli, sürdürülebilir ve kişiselleştirilmiş bir beslenme yaklaşımı sunar. Bu, bireylerin genel yaşam kalitesini artırmaya yönelik kapsamlı bir perspektif sunar.


Hayatının Şefi Ol Kitabı her zaman elinizin altında olması gereken kaliteli yaşam için elzem bir kitap.


yilmazparlar@yahoo.com

2 Aralık 2023 Cumartesi

En Etkili Tedarikciler Kimler-Yılmaz Parlar


Yorumlar


  En Etkili Tedarikciler Kimler


Lojistik sektöründe faaliyet gösteren profesyonellerin bir araya geldiği, üyelerine bir dizi değerli avantaj sunarak sektöre katkı sağlıyan ve Networking platformu sunarak sektör içinde etkileşimi artıran LODER Lojistik Derneği ile Lojistik süreçlerde gerçekleşen taşıma işlemleri, Lojistikte kullanılan otomatik depolama sistemleri ve robotik teknolojiler depo operasyonlarını vs..kısaca lojistik ağlarını daha verimli hale getirme konusunda yardımcı olabilecek yazılımlar sunan Slimstock ortaklığı ile bu yıl 9. kez düzenlenen " 2023 yılı Türkiye’nin En Etkili Tedarik Zinciri Profesyonelleri yarışması” sonrasında en iyiler taçlandırıldı.



LODER Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Gülçin Büyüközkan ve Slimstock Türkiye Ülke Müdürü Songül Sezer açılış konuşmaları gerçekleştirdi. Proje Sunumları Moderatörlüğünü LODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Tanyaş üstlendi. MBA dan Eğitmen-Yazar Kürşat Tuncel Liderlik hakkında konferans verdi. 



Türkiye'nin En Etkili Tedarik Zinciri Profesyonelleri ödüllerinin bu yılki kazananları arasında, çeşitli sektörlerden başarılı isimler yer alıyor. Ödül kazanan projeler arasında McDonald's, Çimsa, Kimberly Clark ve Yazaki Otomotiv öne çıkıyor. Yılın Projesi ödülü ise Yazaki Otomotiv'in "Yazaki Türkiye Lojistik Hub" projesine verildi.

Jüri Heyetinde; LODER Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Gülçin Büyüközkan, LODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Tanyaş, INSEAD Üniversitesi Tedarik Zinciri Yönetimi Programı Akademik Direktörü Prof. Dr. Enver Yücesan, Türk Hava Yolları CCO’su Turhan Özen ve Eğitmen Yazar Kürşat Tuncel yer aldı.



2023 Yılı Türkiye’nin En Etkili Tedarik Zinciri Profesyonelleri

Jürinin belirlediği bu yılki “Türkiye’nin En Etkili Tedarik Zinciri Profesyonelleri” listesi alfabetik sıralama ile açıklandı. Ödül alan şirket ve temsilcileri; 

Ali Akçay (Eve Mağazacılık-Tedarik Zinciri Müdürü), Murat Aktaş (Menderes Tekstil-Tedarik Zinciri Direktörü), Mehmet Ali Aslan (Şölen Çikolata-Tedarik Zinciri Direktörü), Adem Aydin (Hyundai Assan-Tedarik Zinciri Müdürü), Berkay Bozkuş (Gensenta-Tedarik Zinciri Direktörü), Deniz Murat Çorabatir (Totalenergies-Operasyon Ve Lojistik Direktörü), İhsan Ömür Demir (Lazzoni-Tedarik Zinciri Direktörü), Barış Devrimsel(Dowaksa-Tedarik Zinciri Direktörü), Mert Erdoğ (Betek Boya-Tedarik Zincirinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı), Sertaç Hamza (Mcdonald's- Tedarik Zinciri Direktörü), Erdal İmre (Esan Eczacıbaşı- Kıdemli Tedarik Zinciri Müdürü), Fatma Irk Dursun (Kraft Heinz-Tedarik Zinciri Direktörü), Bülent Karakoyunlu (Fasdat Gıda- Lojistik Müdürü), Ayşegül Katar (Panço-Tedarik Zinciri Direktörü), Bahadır Kepenek (Çimsa- Tedarik Zincirinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı), Cüneyt Kozluca (Kimberly Clark- Kıdemli Tedarik Zinciri Ve Lojistik Operasyonları Müdürü), Özlem Sinem Numanoğlu (Bmc Savunma- Tedarik Zinciri Direktörü), Hasan Türkay (Continental Confectionery Company- Tedarik Zinciri Direktörü), Ogün Üstün (Yazaki Otomotiv- Türkiye Lojistik Merkezi Müdürü), Cem Sonat Yüksel (Vodafone- Tedarik Zinciri Direktörü)



Proje ödülleri de sahiplerini buldu

“Türkiye’nin En Etkili Tedarik Zinciri Profesyonelleri” Listesinde Yer Alan Adaylar Projeleriyle “En Sürdürülebilir”, “En Teknolojik”, “En Yenilikçi” Ve “En Etkin / Etkili” Kategorilerinde Yarıştılar.  “En Sürdürülebilir” Proje Dalında Ödülü Mcdonald's Tedarik Zinciri Direktörü, Sertaç Hamza Kazandı. “En Teknolojik” Proje Ödülü Çimsa Tedarik Zincirinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı, Bahadır Kepenek’in, “En Yenilikçi” Proje Ödülü Kimberly Clark Kıdemli Tedarik Zinciri Ve Lojistik Operasyonları Müdürü, Cüneyt Kozluca’nın Oldu. “En Etkin / Etkili” Proje Ödülünü Ise Yazaki Otomotiv Türkiye Lojistik Merkezi Müdürü, Ogün Üstün Kazandı.



Yılın Projesi’’ ödülü Yazaki Otomotiv’in oldu

Yılın Projesi, katılımcıların oylarıyla belirlendi. Yılın Proje ödülü “Yazaki Türkiye Lojistik Hub’’ projesi ile Yazaki Otomotiv Türkiye Lojistik Merkezi Müdürü Ogün Üstün’ün oldu.

Ödüller sahiplerine, LODER Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Gülçin Büyüközkan, Slimstock Türkiye Ülke Müdürü Songül Sezer ve LODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Tanyaş tarafından verildi. 

Slimstock, Tedarik Zincirleri için çözümler sunan bir platform olarak, dünya genelinde 22 ülkede 450'den fazla profesyonelle çalışarak, müşterilerin bulunurluklarını artırmalarına, maliyetleri düşürmelerine ve riski azaltmalarına yardımcı oluyor. 

LODER, 2001'de kurulmuş bir dernek olup, lojistik sektöründe yer alan profesyonelleri bir araya getirerek sektörel gelişimi amaçlamaktadır. Dernek, 750'den fazla aktif üyeye sahiptir ve lojistik hizmet alanındaki şirket profesyonelleri, akademisyenler, bilişimciler ve silahlı kuvvetler mensupları gibi çeşitli sektör temsilcilerini içermektedir.

yilmazparlar@yahoo.com


25 Kasım 2023 Cumartesi

6. İstanbul Orchestra'Sion Uluslararası Piyano Yarışması-Yılmaz Parlar


Yorumlar


  Uluslararası Piyano Yarışması Neden Önemli

1-4 Nisan 2024’de gerçekleşecek 6. İstanbul Orchestra'Sion Uluslararası Piyano Yarışması'nın Önemi Nedir.

2013’ten beri Alink-Argerich Vakfının ve 2017’den beri Dünya Uluslararası Müzik Yarışmaları Federasyonu’nun üyesi olan 

İstanbul Orchestra’Sion Uluslararası Piyano Yarışması

(Notre Dame de Sion Piyano Yarışması), müzik dünyasının prestijli etkinliklerinden biri olarak öne çıkıyor. 



Her iki yılda bir düzenlenen Notre Dame İstanbul Orchestra'Sion Uluslararası Piyano Yarışması, müzikte yetenek ve kültürel zenginliğin buluştuğu özel bir platform..

Bu yarışma, genç piyanistlere kapsamlı bir sahne deneyimi kazanma ve yeteneklerini uluslararası alanda sergileme fırsatı sunuyor. 


Bu etkinlik, Notre Dame de Sion Okulu tarafından düzenlenmekte olup, katılımcılara profesyonel bir platformda kendilerini gösterme şansı vermekle birlikte klasik müziğin gelecekteki temsilcilerini keşfetmeyi amaçlıyor.



Yarışmanın öne çıkan özelliklerinden biri, uluslararası jüri üyelerinden oluşan seçkin bir ekibin katılımcıları değerlendirmesi. Bu, genç piyanistlere kariyerlerinde önemli bir geri bildirim kaynağı sağlayarak sanatsal gelişimlerine katkıda bulunuyor. 


Jüri üyeleri, performansın teknik becerilerini değerlendirmenin yanı sıra duygusal derinlik ve yorumlama becerilerini de dikkate alarak kapsamlı bir değerlendirme sunuyor.


Notre Dame de Sion Piyano Yarışması, katılımcılara klasik müzik repertuarını genişletme fırsatı tanıyan çeşitli kategorilere sahip. Yarışmacılar, Barok, Klasik, Romantik ve çağdaş dönemlere ait eserleri içeren bu kategorilerde performans sergileyerek müzikal çeşitlilik içinde kendilerini kanıtlama şansı elde ediyorlar.


Yarışmanın bir diğer önemli yanı ise kazananlara verilen ödüller. Bu ödüller, genç sanatçıların kariyerlerine önemli bir destek sağlamanın yanı sıra onları müzik dünyasında daha fazla tanınabilir kılıyor. Ayrıca, yarışma sonrasında kazananlar geniş bir dinleyici kitlesi önünde konserler verme şansını yakalayarak uluslararası arenada adlarını duyurma imkanı buluyorlar.



Diplomat kimliğinin yanı sıra yetenekli bir piyanist olarak bilinen Fransa’nın İstanbul Başkonsolosu Olivier Gauvin’in katılımıyla 23 Kasım 2023 Perşembe günü Notre Dame de Sion Fransız Lisesi Grande Salle salonda gerçekleşen Basın toplantısına Yarışma Başkanı ve Okul Müdürü Alexandre Abellan, Okul Türk Müdür Başyardımcısı Tuna Zenginel Saikali, Jüri Başkanı Jean-Yves Clément Jüri üyesi Lukas Geniusas, Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi kurucusu ve yöneticisi Filiz Ali, IKSV Genel Müdür Yardımcısı Yeşim Gürer Oymak, Andante klasik müzik dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bali, Orchestra’Sion Şefi Orçun Orçunsel ve Yarışma Genel Sekreteri Emmanuelle Beaufils katıldılar. 

Basın Toplantıya katılan isimler Yarışma hakkında bilgiler paylaştılar. Basın mensupların sorularını cevapladılar.

Yarışma Başkanı Okul Müdürü Alexandre Abellan “168 yıldan beri Notre-Dame de Sion'da, başta müzik olmak üzere sanat ve kültür eğitimi, pedagojik yöntemlerimizin merkezinde yer almaktadır. Ayrıca Uluslararası Piyano Yarışmamız, parçası olduğu eğitim projesinin çok ötesine geçmekte olup, itibarımızı oluşturan mükemmellik arayışımızı temsil ediyor. Bu yarışma, genç yeteneklerin değerini gün ışığına çıkararak, niteliği ve önemi ile İstanbul'un kültür ve eğitim sahnesinde görünür olmamızı sağlıyor”.dedi



Diplomatik misyonunu müzikle birleştirerek dikkat çeken Başkonsolos Olivier Gauvin kültürler arası etkileşimi ve sanatın birleştirici gücünü vurguluyarak, bu eşsiz yaklaşımı, diplomatik ilişkilerin ötesinde sanatın insanlar arasında bağ kurma potansiyelini ortaya koyduğunu ifade eden kısa konuşma gerçekleştirdi Gauvin “İstanbul Fransız Kültür Merkezi’nin desteğiyle ikinci kez olarak bu ödülü vereceğim için çok mutluyum. Notre-Dame de Sion'u müzikteki bu güzel macerası için kutluyorum. » sözleriyle birlikte desteklerini açıkladı.


Gauvin, yarışmanın 3. aşamasındaki adayları dinleyerek değerlendirecek ve Başkonsolos Olivier Gauvin Ödülü'nü verecektir. 


Jüri ;

Jüri Başkanı Jean-Yves Clément, Anna Geniushene, Denis Pascal 

Etsuko Hirose ,Gülsin Onay, Lukas Geniusas, Toros Can gibi isimlerden oluşuyor.


İlgililerin Verdiği Yarışma Hakkında  ve Ödül Bilgileri; 


Birincilik Ödülü 8.000 $, İkincilik Ödülü 4.000 $, Üçüncülük Ödülü 2.000 $’dır.

Yarışmada Birincilik, İkincilik ve Üçüncülük olmak üzere 3 ana ödülün yanı sıra Notre-Dame de Sion Fransız Lisesi öğrencilerinin oluşturduğu jüri tarafından verilen NDS Gençlik Müzik Ödülü de bulunmaktadır. 

Yarışmanın üçüncü turunda icra edilmesi gereken zorunlu eserler arasında çağdaş bir Türk eserin de bulunması, Türk bestecilerin uluslararası platformda tanınmasına katkı sağlıyor. Bu kapsamda, 2017’den beri ünlü piyanist ve besteci Ali Darmar her yarışma için özgün bir eser besteliyor ve bu bölümün kazananı Ali Darmar Ödülü'nün sahibi oluyor.



Birincilik Ödülü’nü kazanan yarışmacıya iki sene içerisinde bir seri konser vermesi teklif edilecek olup, bunlar arasında: Istanbul Notre-Dame de Sion Fransız Lisesi’nin gösteri salonunda bir konser, Fransa’nın Chateauroux şehrinde Lisztomanias Festivali’nde bir resital, Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali’nde bir konser ve Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi’nde bir konser ve Fransa’nın Bourges şehrinde Saint-Bonnet Tiyatrosu’nda bir resital bulunmaktadır. Kazanan yarışmacı daha sonra başka konserler de verebilir. Bu konserlerin listesi internet sitesinde düzenli olarak güncellenecektir.

2022’den beri yarışma kapsamında iki özel ödül verilmektedir; bunlardan birincisi Fransa Başkonsolosu Olivier Gauvin Ödülü’dür. Aynı zamanda kendisi de piyanist olan Fransa Başkonsolosu Olivier Gauvin 3 Nisan 2024 tarihinde düzenlenecek yarı finale katılarak özel ödülünü takdim edeceği adayı seçecektir.



Diğer özel ödül ise Cemal Reşit Rey Ödülü’dür. CRR Genel Sanat Yönetmeni Murat Cem Orhan 4 Nisan 2024 Perşembe günü saat 20.00’da CRR Konser Salonu’nda düzenlenecek yarışma finalinde seçtiği bir adaya Cemal Reşit Rey Ödülü’nü takdim edecektir.


Tüm ödüller yarışmanın kapanışı vesilesiyle düzenlenecek bir gala gecesinde verilecektir. 


Yarışmaya Başvuru 

Video üzerinden ön eleme 

Videolar üzerinden ön elemelere kaydolmak için, adayların yarışmanın internet sitesinde «kayıt» alanındaki linkte yayınlanan bir formu doldurmaları gerekmektedir. Adayların başvuru formuna video veya videolar ile bir CV eklemeleri gerekmektedir. 

Bu ilk kayıt, 60 avroluk bir ödeme gerektirmektedir. («ödeme» alanındaki linkten veya banka havalesi yoluyla ödeme yapılabilir). 

Son kayıt tarihi Cuma 1 Aralık 2023 gece yarısıdır. 

Ön eleme Aralık 2023’de gerçekleşecektir. Tüm adaylar, başvurularının kabulü veya reddi konusunda en geç 18 Aralık 2023 Pazartesi tarihine kadar bilgilendirilecektir. Yarışmaya katılmak üzere elemeden geçmiş adayların program seçimlerini içeren ikinci bir kayıt dosyası doldurmaları ve 60 avro tutarındaki nihai kayıt ücretini ödemeleri gerekecektir. 

yilmazparlar@yahoo.com


19 Kasım 2023 Pazar

14. Boğaziçi Zirvesi 10 Numara-Yılmaz Parlar


Yorumlar


 14. Boğaziçi Zirvesi 10 Numara

Başkanlığını Cengiz Özgencil’in yaptığı Uluslararası İşbirliği Platformu (UİP) Türkiye Cumhurbaşkanlığı himayelerinde 16-17 Kasım arasında organize edilen 14. Boğaziçi Zirvesi, mükemmelliğe imza atarak 10 numarayı haketdi.

 Boğaziçi Ekonomi Zirvesi, Türkiye'nin ekonomik gelişmelerini ele almak üzere düzenlenen prestijli bir etkinlik olarak dikkat çekiyor. Bu yılki zirve, ülkenin ekonomik vizyonunu şekillendiren önemli konuları masaya yatırmak amacıyla gerçekleşti. Zirve, ekonomi, finans, iş dünyası liderleri ve akademisyenleri bir araya getirerek güçlü bir network oluşturdu.


Gerçekleşen, zirvenin açılış konuşmasını yapan Uluslararası İşbirliği Platformu (UİP) İcra Kurulu Başkanı Cengiz Özgencil, Türkiye'nin ekonomik durumu ve geleceğine dair çeşitli perspektifleri ele aldı. Ayrıca, küresel ekonomik trendlerin Türkiye'ye etkileri. Dünya barışına katkı sağlamayı amaçladıklarını belirtti.

Sektör liderleri ve uzmanlar, dijital ekonominin yükselişi, teknoloji ve inovasyonun ekonomik büyüme üzerindeki etkileri gibi konularda paneller düzenledi. Dijital dönüşümün ekonomik dinamiklere nasıl yansıdığı ve iş dünyasının bu değişime nasıl adapte olduğu geniş kapsamlı bir tartışmanın merkezi oldu.

Katılımcılar iş dünyasındaki güncel sorunları ve çözüm önerilerini tartışarak, gelecekteki iş stratejilerini belirleme fırsatı buldular. Zirve, sadece ekonomik konularla sınırlı kalmayarak, küresel politika, ticaret ilişkileri ve güvenlik gibi geniş bir perspektifi de kapsayarak katılımcılara kapsamlı bir bakış sunmayı amaçladı.

Boğaziçi Ekonomi Zirvesi, Türkiye'nin ekonomik geleceğini şekillendiren, liderlerin görüş ve stratejilerini paylaştığı bir platform olarak önemli bir etkinlik olarak öne çıktı.



14. Boğaziçi Zirvesi, "Gelecek Yüzyılı Karşılamak" temasıyla gerçekleşti. Katar Ticaret ve Endüstri Bakanı Sheik Mohammed bin Hamad Bin Qassim Al Abdullah Al Thani, zirvede yaptığı konuşmada, ülkeler arası ticaret hacmini ve yatırımların düzeyini artırma çağrısında bulundu. Al Thani, özellikle gıda güvenliği ve iklim değişikliği gibi zorluklarla baş etmek adına iş birliğinin önemine vurgu yaptı. Katar'ın 2030 vizyonu çerçevesinde bilim ve teknolojiye odaklandığını belirtirken, Filistin halkının maruz kaldığı zulme dikkat çekti ve gerçek bir barışın sağlanmasını talep etti.



Zirvenin ana gündem maddelerinden biri, İsrail ve Filistin arasındaki gerginlik oldu. Katılımcılar, yaşanan krizin bölgedeki istikrarı olumsuz etkilediğine ve ateşkesin gerekliliğine vurgu yaparken, UİP Kurucusu ve Başkanı Cengiz Özgencil, dünya barışına katkı sağlamayı amaçladıklarını belirtti. Filistin halkının maruz kaldığı zulme dikkat çeken konuşmalar, bölgedeki barışın önemini bir kez daha gündeme taşıdı.

Katar Ticaret ve Endüstri Bakanı, konuşmasında Ar-Ge ve yapay zeka alanlarındaki yatırımlarıyla dijital dönüşüme öncülük ettiklerini ifade etti. Yatırımların sürdürülebilir kalkınmayı hedeflediğini belirten Al Thani, bölgedeki güvenlik ve istikrarın sağlanması için ticaret hacminin artırılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, zirve boyunca sektörel bazda özellikle enerji ve bankacılık sektörlerinde B2B görüşmelerin gerçekleştiği ve yatırım fırsatlarının ele alındığı bilgisi verildi.  

Darfur Sultanı Al-Sultan Ahmed Dinar, zirvedeki konuşmasında ekonomik istikrarsızlık ve göçlerin insanların geleceğe dair umudunu azalttığına dikkat çekti. Zorlukların aynı zamanda kalkınma fırsatına dönüştürülebileceğini belirten Sultan, Afrika'nın sahip olduğu zengin kaynaklarla yapılacak yatırımların kıtayı büyük bir sıçrama yapmaya teşvik edebileceğini ifade etti.



Kosova Bölgesel Kalkınma Bakanı Fikrim Damka, zorlukların aynı zamanda fırsat anlamına geldiğini belirterek, küresel ekonomideki entegrasyon dönemine dikkat çekti. Adaletsizlik ve eşitsizlikle mücadele edilmesi gerektiğini ifade eden Damka, Türkiye ve Kosova arasındaki tarihi ve kültürel bağlara vurgu yaparak, iş birliği sürecinden memnuniyet duyduklarını söyledi.

Suudi Arabistan Ankara Büyükelçisi Fahad Bin Assaad Bin Abdulkareem Abualnasr, konuşmasında çok taraflı iş birliklerinin dünya barışının temeli olduğunu belirtti. Suudi Arabistan'ın küresel ekonomide iş birliğiyle ekonomik istikrarı ve sürdürülebilir kalkınmayı desteklediğini ifade eden Büyükelçi, Türkiye ile 2030 vizyonu çerçevesinde güçlerini birleştirdiklerini ve iş birliğinin giderek güçlendiğini umduklarını dile getirdi.



Zirvenin bu yılki odak noktalarından biri olan ekonomi panelleri, Türkiye'deki yatırım fırsatlarını vurguladı. Yurt dışından gelen yatırımcılar, özellikle enerji ve bankacılık sektörlerinde önemli B2B görüşmeler gerçekleştirirken, zirvede düzenlenen 27 panelde dünya barışından teknolojiye, tarımdan spora birçok konuda fikir ve öneriler paylaşıldı. Zirve, küresel ekonomideki değişimlere ve önümüzdeki yıllara dair çözüm odaklı bir perspektif sunarak katılımcılara önemli bir platform sağladı.

Geleceğe Dayanıklı Metaverse Girişimleri: Uzun Vadeli YZ Stratejileri ve İş Sürdürülebilirliği panelde;

Geleceğin dijital dünyasında önemli bir yer tutmaya aday olan metaverse, sadece teknolojik yeniliklerle değil, aynı zamanda uzun vadeli stratejilerle iş sürdürülebilirliği açısından da dikkat çekiyor. Bu stratejiler, sadece ekonomik değil, aynı zamanda çevresel ve toplumsal boyutları da kapsamaktadır.

Günümüzde küresel pazarlara erişim ve ticaret, iş dünyası için önemli bir stratejik odak noktası haline gelmiştir. Şirketler, sınırların ötesindeki müşterilere ulaşma ve uluslararası ticaretin avantajlarından yararlanma konusunda giderek daha fazla çaba sarf etmektedirler. Küresel pazarlar, şirketlerin büyüme potansiyelini artırma, rekabet avantajı elde etme ve çeşitlendirme imkanları sunmaktadır.

Özellikle dijital teknolojilerin gelişimi, küresel pazarlara erişimi daha da kolaylaştırmaktadır. İnternet üzerinden gerçekleşen e-ticaret, şirketlere dünya çapındaki tüketicilere doğrudan ulaşma fırsatı sunmaktadır. Dijital pazarlama stratejileri ve sosyal medyanın etkin kullanımı, şirketlerin uluslararası arenada görünürlüğünü artırmak için güçlü araçlar haline gelmiştir.

İş İnsanı Elif Rahvancı ile yaptığımız söyleşide İş Sürdürülebilirliği görüşlerini aldığımızda

Rahvancı “Küresel pazarlara adım atarken dikkat edilmesi gereken zorluklar da mevcuttur. Farklı kültürler, yasal düzenlemeler ve ticaret politikaları, şirketlerin başarılı olabilmeleri için dikkate almaları gereken faktörler arasında yer almaktadır. Ayrıca, rekabetin yoğun olduğu küresel pazarlarda, şirketlerin kaliteli ürün ve hizmet sunumu, müşteri memnuniyeti ve inovasyon konularına odaklanmaları önemlidir.

Küresel pazarlara erişim ve ticaret, şirketler için büyük fırsatlar sunarken aynı zamanda dinamik ve değişken bir ortamı da beraberinde getirmektedir. Bu nedenle, şirketlerin küresel pazarlarda başarılı olabilmeleri için sürekli olarak değişen koşullara adapte olmaları ve stratejik bir vizyonla hareket etmeleri kritik bir öneme sahiptir.” Bilgileri paylaştı

Çevresel Duyarlılık ve Enerji Verimliliği panelde özetle vugulanan:

Geleceğe dayanıklı metaverse girişimleri, çevresel etkilerini azaltmaya odaklanarak enerji verimliliği sağlamalıdır. Yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş ve sürdürülebilir teknoloji altyapıları kullanımı, bu alanda atılacak önemli adımlardır.

YZ stratejileri, kullanıcı verilerinin etik ve güvenli bir şekilde işlenmesine vurgu yapmalıdır. Veri gizliliği ve güvenliği, metaverse'in güvenilirliği açısından temel bir unsur olarak ele alınmalıdır.

Sürdürülebilir metaverse girişimleri, toplumsal çeşitliliği teşvik etmeli ve herkesin bu dijital dünyaya katılımını sağlamalıdır. Eşitlik, adalet ve fırsat eşitliği temel prensipler olarak benimsenmelidir.

Geleceğe yönelik uzun vadeli stratejiler arasında, kullanıcıları eğitmek ve bilinçlendirmek de yer almalıdır. Metaverse'in potansiyelleri ve riskleri konusunda toplumu aydınlatmak, sürdürülebilir bir kullanımı destekleyecektir.

Sektördeki paydaşlar arasında işbirlikleri kurmak ve küresel standartlara uyum sağlamak, metaverse'in uzun vadeli başarısını destekleyen önemli unsurlardır. Birlikte çalışma, inovasyonu teşvik edebilir ve sektörde bir norm oluşturabilir.

Uzun vadeli YZ stratejileri, sadece çevresel ve toplumsal değil, aynı zamanda ekonomik sürdürülebilirliği de kapsamalıdır. İş modelleri, gelir dağılımı ve rekabet stratejileri, metaverse'in uzun vadeli başarısını güvence altına alacak şekilde tasarlanmalıdır.

Geleceğe dayanıklı metaverse girişimleri, bu stratejilerle birleşerek, dijital dünyada sadece teknolojik bir devrim değil, aynı zamanda sürdürülebilir bir evrimin de öncüsü olabilirler.



Panel;Teknoloji çağında hukukla kazanmak veya kaybetmek,

Teknoloji çağında hukuk, işleyişini geleneksel yöntemlerden dijitalleşmiş platformlara taşıyor. Bu dönüşüm, hukuki süreçlerin daha hızlı ve etkili bir şekilde yürütülmesine olanak tanıyor. Özellikle dijital delil toplama ve analiz yöntemleri, mahkemelerin daha sağlıklı kararlar almasına yardımcı oluyor.

Buna karşın, teknolojinin hukukla entegrasyonu beraberinde yeni sorunları da getiriyor. Örneğin, siber suçlar ve veri ihlalleri gibi dijital alanlardaki suçlar, hukuk sistemini yeni zorluklarla karşı karşıya bırakıyor. Bu noktada, avukatlar ve hukuk uzmanları, teknolojiye uygun savunma ve saldırı stratejileri geliştirmek zorunda kalıyor.

Hukuk firmaları ve mahkemeler, yapay zeka tabanlı sistemleri kullanarak dava analizlerini hızlandırıyor ve büyük veri setlerini daha etkili bir şekilde değerlendiriyor. Ancak bu durum, insan faktörünün göz ardı edilmemesi gerektiği anlamına geliyor; çünkü teknolojinin hukuki kararlar üzerindeki etkisi, insan etiği ve adalet duygusuyla dengelenmelidir.

Teknoloji çağında hukukla kazanmak veya kaybetmek, sadece hukuki bilgiye değil, aynı zamanda dijital dünyanın dinamiklerine de hakim olmayı gerektiriyor. Hukuk firmaları, müvekkillerine en iyi hizmeti sunabilmek için sürekli olarak teknolojik gelişmeleri takip etmeli ve bu alanlarda uzmanlaşmalıdır. Aksi takdirde, hukuki mücadelede geri kalmak kaçınılmaz olabilir.



14. Bogaziçi Zirvesi’nde “Avrupa’da Türklerin Politik, Ekonomik ve Tarihsel Mirası Çalışması” ikinci kez ele alındı

Bu yıl ikinci kez ‘Turkish Heritage in Europe – Avrupa’da Türklerin Politik, Ekonomik ve Tarihsel Mirası Çalışmaları’nın Önümüzdeki Yüzyılda Önemi’ konulu panel düzenlendi ve Avrupa’da yaşayan Türklerin tarihsel konumu ele alınarak, konu ikinci kez uluslararsı platformda tartışılmış oldu.

Paneli organize eden, yazar, sosyolog ve aynı zamanda ‘İngiltere’de Türklerin Politik, Ekonomik ve Kültürel Mirası‘ Platformu ile ‘İngiltere’de Türk Miras Günü‘ kurucusu olan  Semra Eren-Nijhar davet ettiği seçkin konuklar ile Boğaziçi Zirvesi’nde konuyu ele alarak önemini vurguladı.

Panele Diplomatik İlişkiler ve Politik Araştırma başkanı Dr.Tolga Sakman ve Türk-Alman Üniversitesi Göç ve Uyum Uygulama ve Araştırma Merkezi direktörü Dr. Enes Bayraklı konuşmacı olarak katılarak: Avrupa Türkleri ve Önümüzdeki Yüzyılda Politik, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Miras Çalışmaları’nın değerinin altını çizerek konuyu değerlendirdiler.

Semra Eren-Nijhar panel sonrası şunları söyledi. “Öncelikle bu konuyu ikinci kez  uluslararası platforma taşımak beni mutlu etti. Burada olmamız çok önemli, nitekim sadece Avrupa’da Türklerin son yetmiş yıllık göç tarihi ile olmadığımızı ve Avrupa’da bir tarihimizin olduğunu geçte olsa anlatma zamanı geldi. Avrupa Birliği’nde olup olmamamız hiç önemli değil, zaten şu anda beş milyonun üstünde Türk Avrupa’da yaşıyor ve bulundukları ülkelere ekonomik, politik ve külturel olarak katkıda bulunuyorlar. Türkler geçmişte de Avrupa’daydı, şimdi de Avrupa’da, gelecekte de Avrupa’da olacaklar. Bu gerceği göz önünde bulundurarak ortak değerlerimize sahip çıkmamız, bu noktadan hareket ederek  öncelikle Avrupa’da Türklerin Politik, Ekonomik ve Kültürel Miras’ı çerçevesinde  çalışmalar yapmamız gerekiyor.

Dijital dönüşüm, teknolojinin hızla evrimleştiği bir çağda iş dünyası, toplum ve endüstriler arasında kökten değişimlere neden oluyor. Bu dönüşümde, yapay zeka (YZ) teknolojisinin oynadığı önlenemez rol, iş süreçlerini, müşteri deneyimini ve endüstri normlarını temelden değiştiriyor. 

Yapay zeka, büyük veri analizi ve makine öğrenimi gibi alt alanlardaki yetenekleri sayesinde karmaşık veri setlerini anlama, öngörüde bulunma ve kararlar alma konularında önemli bir araç haline gelmiştir. Bu, işletmelerin veri tabanlı stratejiler geliştirmesine ve rekabet avantajı elde etmelerine olanak tanıyan bir gelişmedir.

Dijital dönüşüm sürecinde yapay zeka, iş dünyasının verimliliğini artırmak, rekabet avantajı elde etmek ve daha etkili kararlar almak için vazgeçilmez bir araç haline gelmiştir. Bu trendin gelecekte daha da ivme kazanması beklenirken, işletmelerin bu teknolojiyi stratejik bir şekilde kullanarak uyum sağlamaları kritik öneme sahiptir.

Morphis Teknoloji Teknoloji ortağı iş İnsanı Füsun Safdeniz bu konuda dile getirdikleri “Özellikle finans, sağlık, üretim ve perakende sektörlerinde yapay zeka uygulamaları, süreçleri otomatikleştirme, hata oranlarını düşürme ve müşteri memnuniyetini artırma gibi avantajlar sağlıyor. Finans sektöründe yapay zeka, sahtekarlık tespiti ve risk analizi gibi kritik alanlarda büyük veri setlerini etkili bir şekilde işleyerek güvenliği artırıyor.

Sağlık sektöründe ise yapay zeka, hastalıkların erken teşhisi, tedavi planlaması ve hasta takibi gibi alanlarda önemli bir rol oynuyor. Örneğin, görüntü analizi yapan yapay zeka sistemleri, radyoloji alanında hızlı ve doğru teşhislerin konulmasına katkı sağlıyor.” Şeklinde paneli özetliyor



Dijital Dönüşümde Yapay Zekanın Önlenemez Rolü

Dijital dönüşüm, teknolojik ilerlemelerin iş dünyası, toplum ve bireyler üzerindeki etkilerini ifade eden bir terimdir. Bu dönüşümde yapay zeka (YZ) önemli bir rol oynar çünkü dijital dönüşümün temelinde veri analizi, otomasyon ve akıllı karar alma gibi süreçler bulunmaktadır. İşte yapay zekanın dijital dönüşümdeki önemli rolleri:

Veri Analizi ve Öngörülebilirlik: Yapay zeka, büyük veri setlerini analiz ederek işletmelerin geçmiş performanslarını anlamalarına ve gelecekteki eğilimleri öngörmelerine yardımcı olabilir. Bu, stratejik planlamayı ve karar alma süreçlerini optimize etmeye olanak tanır.

Otomasyon ve İş Süreçleri: Yapay zeka, rutin ve tekrarlayan işleri otomatikleştirebilir. Bu, iş süreçlerinin daha verimli hale gelmesine ve insan kaynaklarının daha stratejik görevlere odaklanmasına olanak sağlar.

Kişiselleştirilmiş Deneyimler: Yapay zeka, müşteri davranışlarını anlayarak kişiselleştirilmiş deneyimler sunabilir. Bu, müşteri memnuniyetini artırabilir ve şirketlerin rekabet avantajı elde etmelerine yardımcı olabilir.

Risk Analizi ve Güvenlik: Yapay zeka, potansiyel riskleri analiz edebilir ve güvenlik önlemlerini artırabilir. Örneğin, siber güvenlikte yapay zeka, anormallikleri tespit edebilir ve hızla müdahale edebilir.



Hızlı Karar Alma: Yapay zeka, büyük veri kümelerini anında analiz edebilir ve hızlı kararlar alabilir. Bu, işletmelerin rekabet avantajını sürdürmelerine ve pazar koşullarına daha hızlı adapte olmalarına yardımcı olabilir.

Yeni İş Modelleri: Yapay zeka, işletmelere yeni gelir kaynakları ve iş modelleri keşfetme fırsatları sunabilir. Örneğin, müşteri taleplerini anlayarak yeni ürün ve hizmetler geliştirebilir.

Eğitim ve Yetenek Geliştirme: Yapay zeka, çalışanların yeteneklerini ve bilgi düzeylerini analiz ederek özelleştirilmiş eğitim programları sunabilir. Bu, çalışanların sürekli öğrenmelerini ve gelişmelerini sağlar.

Ancak, bu avantajlarla birlikte, yapay zekanın kullanımı beraberinde etik, güvenlik ve istihdam gibi sorunları da getirebilir. Bu nedenle, yapay zekanın etkili bir şekilde yönetilmesi ve kullanılması için uygun düzenlemeler ve politikaların oluşturulması önemlidir.

Finans ve bankacılık sektörleri, Panelde 

Sürekli olarak değişen ekonomik, teknolojik ve düzenleyici faktörlerden etkilenerek evrim geçirmektedir. Finans ve bankacılık sektöründeki bazı önemli trendleri göz önüne alarak, sektördeki yeni haritayı şu şekilde özetleyebiliriz:

Dijitalleşme ve Teknolojik İnovasyon: Finans ve bankacılık sektörü, dijitalleşme ve teknolojik inovasyon konusunda hızla ilerlemektedir. Mobil bankacılık uygulamaları, yapay zeka, blok zinciri ve diğer fintech çözümleri, müşterilere daha hızlı, güvenli ve kullanıcı dostu finansal hizmetler sunma konusunda önemli rol oynamaktadır.

Yapay Zeka ve Veri Analitiği: Yapay zeka (YZ) ve veri analitiği, müşteri davranışlarını anlamak, dolandırıcılığı önlemek, risk yönetimini geliştirmek ve kişiselleştirilmiş finansal hizmetler sunmak için kullanılmaktadır. Bankalar, büyük veri analizi ve makine öğrenimiyle daha iyi kararlar alarak operasyonel verimliliği artırabilirler.

Mobil ve Dijital Ödemeler: Mobil cihazların yaygın kullanımıyla birlikte mobil ödemeler ve dijital cüzdanlar giderek daha popüler hale gelmektedir. Bu, müşterilerin fiziksel para kullanımından uzaklaşmasına ve dijital ödeme yöntemlerine yönelmesine yol açmaktadır.



Blok Zinciri ve Kripto Paralar: Blok zinciri teknolojisi, finans sektöründe daha güvenilir ve şeffaf işlemleri mümkün kılabilir. Ayrıca, kripto paraların (örneğin Bitcoin) benimsenmesi ve regülasyonları konusundaki çalışmalar devam etmektedir.

Regülasyon ve Güvenlik: Finans sektöründeki düzenleyici çerçeve sürekli olarak güncellenmekte ve değişmektedir. Bankalar, müşteri verilerinin güvenliği, finansal suçların önlenmesi ve uyum konularına odaklanmak zorundadır. Küresel düzenleyici standartlar, sektördeki oyuncuların birbirleriyle uyumlu bir şekilde çalışmalarını sağlamak adına önemlidir.

Yeşil Finans ve Sürdürülebilirlik: Finans sektörü, sürdürülebilirlik ve çevresel sorumluluk konularında daha fazla dikkat çekmektedir. Yeşil finans, çevre dostu yatırımların teşvik edilmesi ve sürdürülebilir projelere finansman sağlanması üzerine odaklanmaktadır.

DeFi (Merkezi Olmayan Finans): Kripto paraların ve blok zinciri teknolojisinin gelişimiyle birlikte, merkezi olmayan finans (DeFi) giderek daha fazla önem kazanmaktadır. DeFi, geleneksel finansal aracıları ortadan kaldırmayı amaçlayan birçok projeyi içermektedir.

Finans ve bankacılık sektöründeki bu trendler, önemli bir dönüşümü işaret etmektedir. Ancak, bu değişimlerle birlikte, güvenlik ve düzenleyici uyumluluk gibi konuların da dikkate alınması gerekmektedir. Gelecekte, finans ve bankacılık sektörü, daha fazla dijitalleşmiş, müşteri odaklı, sürdürülebilir ve yenilikçi bir yapıya doğru evrilecektir.

Eş zamanlı olan İzliyemediğimiz panellerde birbirinden değişik tüm konuları ele alan çok önemli bilgilerin paylaşıldığı çok değerli konuşmacıların olduğu zirve tüm katılımcılara ışık oldu yol haritası sundu.

yilmazparlar@yahoo.com


Antalya'da Zafer Partisi Rüzgarı-Antalya Ocak 2025 Mitingi-Yılmaz Parlar

Siyaset Ekonomi Turizm Otomotiv Gayrimenkul Sağlık Gıda Bilişim Teknoloji Gastronomi Kitap Kadın Sanat Sinema Spor Tekstil Dünya Sektörler ...